Sahil Güvenlik görevlileri, Cemal amcayı kurtardıkları olayı anlattı
Samatya açıklarında alabora olan tekneden 67 yaşındaki Cemal Tanman'ı kurtardıkları için Uluslararası üstün cesaret takdirini alan Mavi Vatan'ın bekçileri, ödül getiren o kurtarmayı anlattı.
Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün (IMO) Samatya açıklarında alabora olan balıkçı teknesinden 67 yaşındaki Cemal Tanman'ı kurtarma çalışmalarından dolayı "Üstün Cesaret Takdiri" ödülüne layık gördüğü Sahil Güvenlik Komutanlığı DEGAK-20 Timi üyeleri, olay esnasında yaşadıklarını ve sonrasında hissettikleri duyguları anlattı.
TANMAN'I KURTARMAK İÇİN 5 KEZ DALIŞ YAPTILAR
Fatih Samatya açıklarında, 10 Ekim 2020 tarihinde bir balıkçı teknesi alabora oldu, teknedeki 13 kişiden 10'u ilk etapta kurtartılırken, iki kişi hayatını kaybetti, teknenin aşçısı Cemal Tanman ise saatlerce mahsur kaldı. Tanman'ı kurtarmak için 5 kez dalış yapan ve hayatlarını tehlikeye atarak zorlu bir çalışmayı başarıyla tamamlayan dalış timinin komutanı ve dalgıçlar, bu yılın haziran ayında IMO tarafından "Üstün Cesaret Takdiri" ödülüne layık görüldü.
MAVİ VATAN'DA 7/24 GÖREVDELER
Sahil Güvenlik Dalış TİM Komutanı Doruk Durmuş Yıldız, Sahil Güvenlik Komutanlığı olarak sorumluluk sahalarının Türkiye'nin yüzölçümünün yarısı büyüklüğündeki "Mavi Vatan" olarak adlandırılan deniz yetki alanları olduğunu söyledi.
Deniz yetki alanlarında 7 gün, 24 saat görev yaptıklarını anlatan Yıldız, Sahil Güvenlik Komutanlığının temel görevlerinin arama kurtarma ve denizde kolluk görevleri ile birlikte tıbbi tahliye, düzensiz göçle mücadele, deniz güvenliği ve emniyeti ile stratejik öneme haiz yerlerin güvenliğini sağlamak olduğunu aktardı.
Arama kurtarma faaliyetlerine ilişkin son iki yılın istatistiklerine bakıldığında boğulma vakalarının en üst sırada yer aldığını ifade eden Yıldız, bunun yanında köprüden ve vapurdan atlayarak intihar girişimlerine de rastlandığına değindi.
Yıldız, bunun yanı sıra kontrolünü kaybederek denize düşen kara araçlarına ve denizde alabora olan, çarpışan teknelere de yıl boyunca müdahale ettiklerini belirtti.
"BALIKÇI TEKNESİNİ ALABORA OLMUŞ HALDE TESPİT ETTİK"
IMO tarafından üstün cesaret takdiri ödülüne layık görüldükleri Samatya açıklarında alabora olan balıkçı teknesindeki arama kurtarma çalışmalarını anlatan Yıldız, şöyle konuştu:
"10 Ekim 2020 Cuma günü saat 03.35'te görev telefonum çaldı, arayan hareket merkezi vardiya amiriydi. Samatya açıklarında bir balıkçı teknesinin alabora olduğu ihbarını aldım. Vardiya amirinin ses tonu olayın büyüklüğü hakkında bana ipuçları veriyordu. Dalgıç personelimi toparladım, dalış hazırlığımızı yaparak 03.38'de lastik botumuza atlayarak harekete geçtik. 03.58'de yarı batık halde Kumsal 55 isimli balıkçı teknesini Samatya açıklarında alabora olmuş halde tespit ettik. Dalgıç personelimi ilk etapta suya atarak karinanın etrafında işaretleme yapmasını söyledim. Teknenin batıp batmadığını anlamak amacıyla bu görevi verdim. Kendisi karinanın etrafını işaretleme yaptı. Geldi bana rapor etti. Olayın müteakibinde dalgıç personelime dalış brifingi vererek birinci dalışa başladık."
Daha sonra saat 04.25 olduğunda dalgıcın, balık kasalarının arasında tespit ederek su yüzeyine getirdiği bir kazazedeyi yaşama döndürülebilir düşüncesiyle sağlık ekiplerine teslim ettiklerini anlatan Yıldız, dalgıcın, içeriden ses geldiğini, bir şahsın, alabandalara vurduğunu söylediğini aktardı.
Bunun üzerine içeride canlı bir kişi olduğunu düşünerek hemen ikinci dalışı planladığını ve dalgıçlara kazazedeyi bulup getirmelerini söylediğini belirten Yıldız, "Saatler 04.55'i gösterdiğinde dalgıç personelim, su yüzeyine geldi fakat dalgıç personelime baktığımda her tarafında ağlar, halatlar vardı ve dalgıç personelimden durum hakkında bilgi istedim. İçeride yoğun bir şekilde hareketli ağlar, halatlar, nesneler olduğunu söylediler. İçeriye girmekte zorlandığını söylediler. Dalgıç bıçağımı çıkardım, bekler dalgıç ile birlikte dalgıç personelimin üzerindeki tüm ağları, halatları temizledik. Burada ilk etapta dalgıç personelime şunu söyledim. Hedefimiz teknenin içindeki hareketli nesneleri, ağları, halatları bertaraf etmek. Çünkü kazazedeyi getirirken onun da bu hareketli ağlara, halatlara dolanma riski vardı. Hemen üçüncü dalışı planladım. Dalgıçlarıma dalış emri verdim ve dalgıçlarım daldılar. Üçüncü dalışın sonunda dalgıçlarım 05.15'te satıh yaptılar, su yüzeyine çıktılar. Tüm ağları, halatları ve nesneleri bertaraf ettiklerini söylediler." ifadelerini kullandı.
Dalgıçlara yeni bir brifing vererek dördüncü dalışı planladığını aktaran Yıldız, tüplerdeki havanın azalması üzerine yedek personel ve ekipman takviyesi istediğini anlattı.
ELDEN ELE VERİLEREK SU YÜZÜNE ÇIKARILDI
Yedek ekipman takviyesi gelene kadar, dalgıçlara, tekne içinde mahsur kalan kazazedeyi tespit edip sakinleştirmelerini söylediğini anlatan Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:
"Dördüncü dalışı planladım. Burada amacımız kazazedeyi sakinleştirmekti. Saat 06.10'u gösterdiğinde dalgıç personelim su yüzeyine geldi. İçeride 60 yaşlarında bir astım hastası olduğunu belirttiler. İsminin Cemal olduğunu söylediler. İçerideki kazazede, ilk etapta çok korktuğu için yukarıdan delik açılarak çıkmak istediğini ifade etmiş. Dalgıç personelimiz de bu şekilde yapılırsa teknenin batma ihtimali olduğunu, onu içeriden güvenle götüreceklerini söylemişler. Dalgıç personelim yukarı geldiğinde içeride, yoğun bir şekilde motorin koktuğunu da söylediler, öksürüyorlardı. Bunun üzerine yedek ekipmanımız, yedek personelimizle birlikte gelince hemen beşinci dalışı planladım ve dalgıç personelime dalış brifingini verdim. Buradaki ilk hedefimiz, içerideki kazazedeyi güvenli bir şekilde yukarı getirmekti. Bunun yanında dalgıç personelimize de güvenli bir şekilde koridor oluşturmalarını söyledim. Her üç metreye bir dalgıç gelecek şekilde dalgıçlara konum almalarını söyledim. Dalgıçların, birbirlerinin gözle irtibatlarını kaybetmemelerini söyledim. Dalgıç personelimiz de yukarıda su yüzeyinden içerideki kazazedenin bulunduğu yere kadar her üç metreye bir dalgıç gelecek şekilde konum aldılar. Toplam dört dalgıç, içeriye yerleştiler. Bununla birlikte içeriye giren lider dalgıç, kazazede ile tekrar konuşarak sakinleştirdi, kazazedenin önünü görmesi amacıyla bir dalış maskesi verdim. Çünkü maske kullanmazsa önünü görmediği takdirde panik yapacak hem kendine hem de dalgıcımıza zarar verme durumu ortaya çıkabilecekti. Bunu bertaraf etmek için aynı şekilde kazazedeyi acil durum, yedek tüpü ve maske ile çıkarma kararı aldım. Lider dalgıcımız maskenin takılmasından, acil yedek durum tüpünün kullanılmasına kadar içeride bulunan Cemal amcaya gösterdi ve onu dışarıda dalgıçların beklediğini, en önemlisi bir ailesinin beklediğini söyleyerek sakinleştirdi. Sonra bu andan itibaren kurtarma operasyonu başladı. Kazazede elden ele verilerek su yüzeyine çıkarıldı. Saatler 07.13'ü gösterdiğinde Cemal amca, iki dalgıcımızın kolları arasında su yüzeyine geldi."
"O AN TARİF EDİLEMEZ"
Kazazedenin kurtarılarak su yüzeyine çıktığında neler yaşadığını anlatan Yıldız, şunları ifade etti:
"Dalgıçlarımın kolları arasında kazazedeyi canlı olarak gördüğümde ilk verdiğim tepki, 'Helal olsun sizlere' diye bağırmak oldu. O an tarif edilemez, yaşamanız lazım. Çok farklı bir duyguydu. Hepsi hem çok yorgun, hem şaşkın ve çok mutlulardı."
Başarılı kurtarma faaliyeti nedeniyle aldıkları uluslararası ödüle de değinen Yıldız, "Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından 25 Mayıs 2021 tarihinde 23 ülke, 4 uluslararası kuruluş tarafından, 37 aday değerlendirmeye alındı. Bu değerlendirme neticesinde Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı DEGAK - 20 timi (Dalış Emniyet Güvenlik ve Arama Kurtarma Timleri) Samatya açıklarında alabora olan Kumsal 55 isimli balıkçı teknesi olayından dolayı 'Üstün Cesaret Takdiri'ne layık görüldü. Bundan dolayı mutluyuz." diye konuştu.
"BİZİM İÇİN EKSTRA BİR MUTLULUK OLDU"
Arama kurtarma çalışmasında yer alan dalgıç Olcay İbrahim Temeloğlu da, balıkçı teknesinde kazazedeyi gördüğü anı anlatarak, "Bir oda düşünün, bu odada mahsur kalmış. Oraya girdiğimizde ayağını uzattı suya doğru, ayağını görünce zaten ben hemen yanına gittim. Hemen çıkardım kafamı baktım orada bayağı korkmuştu. Bir de zifiri karanlık, hiç ışık denen bir şey yok tabii orada. Çok korkmuştu. Bembeyaz olmuştu. Beni görünce bayağı sevindi. Tabii telkinlerde bulundum ben ona, sakin olmasını söyledim, 'Kurtaracağız seni buradan' diye telkinlerde bulundum. Bundan sonra tekrar yukarı çıkıp korkmaması için, bizim küçük hava tüplerimiz var, o tüpten getirdik. Çünkü büyük tüple korkabilirdi. Yani bu herkesin harcı değil. Biz burada Cemal amcayı, hiç eğitim vermeden su üzerine çıkarmanın peşindeydik ve zamanımız da azdı." diye konuştu.
Küçük tüp ile beraber geri döndüklerini ifade eden Temeloğlu, tüpü nasıl kullanacağını kazazedeye anlattıktan sonra kendisine bir kez daha telkinlerde bulunduklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cemal amcayı oradan güvenli koridorla, arkadaşlarımızın eşliğinde elden ele şekilde su üzerine çıkardık. Hala hayatta tutabilmek, böyle bir olayda bizim için çok önemliydi. Çok çok mutlu olduk. Şimdi tabii bizim için en büyük ödül aslında Cemal amcanın hala hayatta olması, onu kurtarabilmek bizim için en büyük ödüldü ama böylesine büyük bir ödüle de layık görülmek ekstra bir mutluluk oldu bizim için."
"O NEFES ALDIKÇA, BİZ MUTLU OLUYORUZ"
Dalgıç Erkan Baytekin ise kazazedeye yönelik planlı bir dalış yaptıklarını ve güzel bir operasyon olduğunu belirterek, "(Verilen ödül) Ne kadar iyi olduğumuzu gösteriyor dünya üzerinde. Bizim için insan hayatı her şeyden önce geliyor. Kendi hayatımızdan daha önce. Orada ben de olsam kim olursa olsun herkes aynı şeyi yaşardı. Korkmuş, panikle bir an önce oradan çıkmak istiyor ama çaresiz bir pozisyondaydı. Biz de ona tutunacak bir dal olduk. Hayatını yaşıyor şu anda. O nefes aldıkça biz mutlu oluyoruz açıkçası." dedi.
"ALLAH RAZI OLSUN, ONLARA MİNNETTARIM"
Kazazede Cemal Tanman, balıkçı teknesinde aşçı olduğunu, teknede yattığını, saat 03.00 gibi bir ses duyduğunu ve bir geminin balıkçı teknesine çarptığını düşündüğünü ama gerçekte teknenin alabora olduğunu söyledi.
Teknenin hava boşluğunda kaldığını ifade eden Tanman, "Bildiğim kadarıyla dua okudum. Çakmak vardı bende, aydınlık olsun diye yaktım. Bir demir buldum, demirle saca vurdum, saca vurunca Sahil Güvenlik, canlı olduğumu anladı. Bir geldiler tekne ters döndüğü için beni bulamadılar. İkinci gelişinde ben demir çubuğu uzattım, ayağımı da uzatınca beni buldular. Sağ olsunlar, Allah razı olsun onlardan. Sahil Güvenlik, bana büyük bir tüp getirdi, olmadı, küçük bir tüp getirdiler, koluma bağladılar. Sahil Güvenlik'teki kurtaran arkadaş dedi ki, 'Sen hiçbir şey yapmayacaksın, biz seni çekip kurtaracağız.'" diye konuştu.
Daha sonra dalış maskesini taktığını ve dalgıçların kendisini suyun yüzeyine çıkardığını anlatan Tanman, "Allah razı olsun, onlara minnettarım, her zaman da söylerim, her zaman da duacıyım onlara..." ifadelerini kullandı.
Teknede 4 saat 17 dakika mahsur kaldığını ifade eden Tanman, Sahil Güvenlik ekibinin ödülü fazlasıyla hak ettiğini belirtti.
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol