Türkiye’de deli Amerika’da dahi Türk: Adanalı mucit İrfan Mavruk
Menderes tarafından keşfedilip ABD’ye gönderilen ve radarsız roketin kaşifi olarak bilinen İrfan Mavruk, ülkesinde hak ettiği değeri göremeyen cevherlerden biridir. Hadi gelin onu yakından tanıyalım.
Bugünün esas hikayesi NASA'da çalışan Adanalı İrfan Mavruk. Mavruk, roket ve uzay işlerine nasıl bulaştı? Adana'dan Amerika'ya nasıl bir yolculuk geçirdi? Neden Türkiye'de deli, Amerika'da dahi olarak anıldı? Gelin, hep birlikte bakalım.
Türkiye’de bilime yeterince değer verilmediği aşikar. Türkiye’de, bazı dönemlerde bilimsel alanda çalışmalar yürüten üretken zihinlerin kıymeti bilinmedi ve bu kişiler genellikle ‘deli’’ olarak nitelendirildi. Bu durum haliyle, beyin göçünün en fazla görüldüğü ülkeler arasına itilmemize neden oldu.
Ancak deli olarak görülen, projeleri ve fikirleri mantıklı bulunmayan kişiler, hayallerinin peşinden gidip yurt dışında başarılı olduğunda, ne cevherler kaybettiğimizin farkına varıp dizlerimizi dövüp durduk.
İşte İrfan Mavruk da ülkemizdeyken değeri bilinmeyen cevherlerden sadece biri. Peki kim bu İrfan Mavruk? İşte İrfan Mavruk’un delilikten kaşifliğe ‘terfi’ hikayesi…
Türkiye’de deli Amerika’da dahi Türk: Adanalı mucit İrfan Mavruk ViDEO
YAPTIĞI İCATLAR BAŞINA DERT OLDU
1940 yılında Adana’da dünyaya gelen İrfan Mavruk, ilk ve ortaokulu bitirdikten sonra Adana Erkek Sanat Enstitüsü’ne devam ederken roket tasarımları yapıp onları denemeye başladı.
Ancak amatör olarak yaptığı roketler nedeniyle Mavruk’un başı dertten hiç kurtulmadı. Devamlı roket projeleri hazırlayan Mavruk, hakkında çok fazla şikayet geldiği için birçok kez karakola çağrıldı.
Hazırladığı projeleri kimseye kabul ettiremeyen Mavruk, bir gün destek almak umuduyla Adana Elektrik Mühendisleri Odası’na başvurdu. Adana Elektrik Mühendisleri Odası, Mavruk’un projelerini heyet eşliğinde dinledi. Ancak sonuç yine hüsrandı. Mavruk’un projeleri imkansız olarak değerlendirildi.
‘’MAVRUK’UN PROJELERİ, BİR ÇOCUĞUN HAYALLERİNDEN ÖTE DEĞİL’’
1959 yılında Adana Elektrik Mühendisleri Odası’nın dergisinde yayınlanan bir makalede Mavruk’un projelerinden şöyle bahsedildi:
“İrfan Mavruk’un elinde dolaştırdığı füze projesi, meraklı bir çocuğun çizdiği karmaşık birtakım şekillerden ibaret olup teknik bir makine resmi ile herhangi bir alakası yoktur. Verilen izahattan anlaşıldığına göre İrfan Mavruk, maalesef geniş fantezisi ile mevcut olmayan şeyleri olmuş gibi göstermekte ve hiçbir hesaba dayanmayan birtakım iddialar ileri sürmektedir.”
Yani uzun lafın kısası Mavruk için “Başımıza yeni icat çıkarma.” denildi. Ancak Mavruk, bunların hiçbirine kulak asmayıp projelerini azimle yapmayı sürdürdü.
‘’BUNDA BİR FEVKALEDELİK VAR’’
Ağabeyi Abit Mavruk, okulda atom dersi işlenirken Mavruk’un atomlarla ilgili anlattıklarının, kendisine ABD’nin kapısını açtığını belirterek şöyle devam etti:
“Bunun üzerine öğretmen idareye haber veriyor ve konu valiye kadar gidiyor. ABD mühendisleri geliyor ve tepkili motorları soruyorlar, kardeşim de izah ediyor. ‘Bunda bir fevkaladelik var’ diyorlar.’’
ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUKLAR FONU İLE ABD’YE GÖNDERİLDİ
Bu gelişmelerin ardından dönemin Valisi, eski TBMM Başkanı Refik Koraltan’a bir mektup gönderdi. Koraltan da durumu dönemin Başbakanı Adnan Menderes’e izah etti. Okuduğu mektuptan oldukça etkilenen Menderes, İrfan Mavruk’u Dolmabahçe Sarayı’na davet etti.
Koraltan, bakanlar ve Menderes, İrfan Mavruk’la Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldi. Koraltan, ‘‘Bahsettiğim çocuk bu.’’ diyerek Mavruk’u tanıttı. Ardından kurulun aldığı karar doğrultusunda İrfan, üstün zekalı çocuklar fonu ile ABD’ye gönderildi.
1959 yılında New York’a doğru yola çıkan Mavruk, ABD’liler tarafından teste tabi tutulup Columbia Üniversitesi’ne kaydedildi.
Mezun olduktan sonra ABD’de Houston’da bir nükleer araştırma merkezinde çalışmaya başlayan Mavruk’un çalıştığı merkezde hidrojen bombasını icat eden bilim insanı Edward Teller da vardı. Daha sonra, nükleer silahların parçalarını üreten fabrikalarda çalışan Mavruk, uzaydaki atom yükünü ölçen bir cihaz da geliştirdi.
APOLLO PROJESİ’NDE GÖREVLENDİRİLDİ
Nasa’da Apollo Projesi’nde görevlendirilen Mavruk, ailesine yazdığı mektuplarda, atom bataryası geliştirdiklerinden ve füzelerin uzaya çıktıklarında patladığını ve bu durumun nedenleri ve çözümleri üzerine çalışmalar yürüttüğünden bahsetti. Çalışmalarını başarıyla tamamlayan Mavruk, uzaya çıkan füzelerin patlamasını önleyen bir proje geliştirdi.
Sonraki yıllarda da Apollo projelerinde önemli görevler alan Mavruk, özellikle yerden kumanda etmeye gerek kalmayan roketler konusunda üstün başarılar elde etti. Ay’a ilk çıkan Apollo Mekiği’ndeki astronotlarla yerden bizzat kendisi telsizle konuştu.
2010 YILINDA VEFAT ETTİ
Tarihler 5 Ağustos 2010’u gösterdiğinde Türkiye’de ‘deli’ Amerika’da ‘dâhi’ olan İrfan Mavruk, emeklilik günlerini yaşadığı New York'ta geçirdiği kalp krizi sonucu 69 yaşında hayatını kaybetti. Mavruk’un cenazesi, vasiyeti üzerine memleketi Adana’ya getirilerek Ali Hocalı Köyü'nde toprağa verildi.
AMERİKA’DA HAKKINDA ÖZEL KANUN ÇIKTI
Türkiye’de 16 Şubat 1965 tarihli bazı gazetelerde yayınlanan haberlerde, İrfan Mavruk ile ilgili olarak, ‘Amerikalılar'ın üstüne titrediği harika çocuk. İrfan Mavruk', ‘Hakkında özel kanun çıktı, gizli polis de onu koruyor', ‘25 yaşındaki bir Türk genci feza ilmine ışık tutuyor', ‘İrfan Mavruk tarafından yapılan ve radarsız olarak uzaya fırlatılan roket büyük bir başarı sağladı' başlıkları yer aldı.
Ensonhaber'i Google News'te takip edin.
Abone Ol