104 Yaşında Bir Destan: İstiklal Marşı'nın Doğuş Öyküsü
AA & Ensonhaber

İstiklal Marşı'mız 104 yaşında...

Mehmet Akif Ersoy'un Türk milletinin hürriyet mücadelesi için kaleme aldığı "İstiklal Marşı", ilk kez 1 Mart 1921'deki birleşimde, milletvekillerinin takdirine sunuldu.

İstiklal Marşı, 1930'a kadar Ali Rifat Çağatay'ın bestesiyle icra edilirken, 1930'dan itibaren de Osman Zeki Üngör'ün bestesiyle okunmaya başlandı.

Marşın hikayesi ise her zaman yüreklere dokundu.

İşte "Allah bir daha yazdırmasın" dediğimiz İstiklal Marşı'mızın süreci...

İSTİKLAL MARŞI'NIN YAZILIŞ SÜRECİ

1919-1923 yılları arasında süren Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin işgallere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesidir.

Bu dönemde halkın moralini yükseltmek ve milli birlik duygusunu güçlendirmek için bir milli marş yazılmasına karar verildi.

1921 yılında, dönemin Milli Eğitim Bakanlığı (Maarif Vekâleti) tarafından bir marş yazma yarışması düzenlendi.

Yarışmaya 724 şiir katıldı.

Mehmet Akif Ersoy, para ödülü konulduğu için yarışmaya katılmak istemedi. Çünkü onun için vatan duygusu parayla ölçülemezdi.

Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mehmet Akif'i yarışmaya katılması için ikna etti.

Mehmet Akif, ödülün kaldırılması şartıyla marşı yazmayı kabul etti.

Mehmet Akif, Ankara'da Tacettin Dergâhı'nda büyük bir içtenlikle ve ilhamla marşını kaleme aldı.

Marş, Türk milletinin bağımsızlık ruhunu, inancını ve vatan sevgisini yansıttı.

Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı marş, 12 Mart 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan oylama sonucu milli marş olarak kabul edildi.

Mehmet Akif, para ödülünü kabul etmeyip, Türk ordusuna bağışladı.

Marş, önce Ali Rıfat Çağatay tarafından bestelendi.

1930'larda ise Osman Zeki Üngör'ün bestesi resmi olarak kullanılmaya başlandı.

Mehmet Akif, bu marşı Türk milletine ve kahraman ordusuna ithaf etti.

Akif, daha sonra kendisine yöneltilen bir soru üzerine İstiklal Marşı için "Binbir fecayi karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın." dedi.