Zaman hepimizin en kıymetli hazinesi…
Kimimiz zamanı dolu dolu kullanırken, kimimiz ise "Zaman yetmiyor" diye dertleniriz.
Planlarımızı, hayatımızı hep zamana göre ayarlarız. Ama aslında elimizde olan şey zaman değil, onu nasıl düzenlediğimizdir.
Peki hiç düşündünüz mü, neden bir gün tam 24 saat? Neden başka bir sayı değil de bu? Tesadüf mü, yoksa geçmişten gelen bir düzen mi?
İşin aslı çok daha ilginç!
1 GÜN NEDEN 24 SAAT?
Eski Mısırlıların zamanı ölçme yöntemleri, tarihin en ilginç ve karmaşık konularından biri. Bu eski medeniyet, günün 24 saatine bölünmesi kavramını geliştiren ilk uygarlıklardan biriydi.
Mısırlılar, gölge saatleri kullanarak günü 10 saate bölmüş, ardından her iki uca birer saat ekleyerek 12 saatlik bir gün düzeni oluşturmuşlardı. Bu sistem, gün boyunca Güneş'in gökyüzündeki hareketini takip etmeye olanak tanıyordu.
Ancak gece olduğunda bu yöntem yetersiz kalıyordu. Mısırlılar, gece saatlerini belirlemek için yıldızları kullanmaya başladılar. Özellikle, "dekanlar" adı verilen 36 özel yıldız grubu, gece boyunca zamanı belirlemede kritik rol oynadı.
Bu yıldızlar, gökyüzünde belirli bir düzen içinde yükseliyordu ve gece saatlerini takip etmek için kullanılıyordu. Ancak her zaman gökyüzünde aynı yıldızları görmek mümkün değildi, çünkü yıldızların görünürlüğü mevsimlere ve takvim yılına göre değişiyordu.
Bu sorunun üstesinden gelmek için Mısırlılar, yıldız takvimleri adı verilen özel çizelgeler geliştirdiler. Bu çizelgeler, her dekan için 36 sütun ve gece boyunca sayılabilecek her saat için 12 sıra içeriyordu.
Bu yöntem, gece vaktini belirlemede oldukça etkiliydi, ancak gün ve gece süreleri eşit olmadığından, saatin uzunluğu mevsime bağlı olarak değişiyordu. Yaz aylarında gündüz saatleri uzun, kış aylarında ise kısa oluyordu.
Yunan matematikçi Hipparchus, 24 saatlik eşit bölümler önererek bu sorunu çözmeye çalıştı ve böylece "Equinoctial saatleri" kavramını geliştirdi. Ancak, bu sistem geniş bir şekilde benimsenmeden önce, insanlar mevsimsel olarak değişen saatlerle yaşamaya devam ettiler.
Avrupa'da mekanik saatlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, 14. yüzyıldan itibaren günümüzde kullandığımız saat sistemine geçildi.