
“Her biriniz (başka şekilde değil) ancak Allah’a hüsnüzan ederek ölsün.” (Müslim, Cennet 81, 82)
Hüsnüzan etmek, hüsnüzan beslemek, hüsnüzan olmak...
İslam dininde Hüsnüzan, en güzel ibadetler arasında yer almaktadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Allah’a karşı güzel duygular ve beklentiler içinde olmayı yani hüsnüzan beslemeyi, son günlerinde ashabına ve ümmetine tavsiye buyurmuştur.
Hüsnüzan, bir kimse hakkında iyi ve güzel kanâat besleme, iyi fikir beslemektir. Övülmüş bir haslet, güzel bir huydur.
Salih bir müminin hüsnüzan olması, aklından ve kalbinden iyi niyetler geçirmesi, vesveselere kapılmadan iyiyi düşünce haline getirmesi, başkaları için iyiyi istemesi gereklidir.
Diğerlerinin iyiliğini düşleyen Müslüman, ibadetlerin en güzelini yerine getirmektedir.
Peki, nasıl hüsnüzan olunur? Hüsnüzan sahibi olmak ne demek? Hüsnüzan olmak neden önemli? Birlikte anlayalım...

Hüsnüzan olmak:
Hüsnüzan, düşünce güzelliği, güzel şeyler temenni ve beklentisi demektir.
Sorularla İslamiyet'in cevabına göre, Allah’a karşı hüsnüzan beslemek ise; onun merhametini, rahmetini ve keremini dilemek, af ve rahmetiyle muamele edeceğini ummak, hatta tereddütsüz bir şekilde böyle bir mutluluğa ereceğine inanmaktır.
Nitekim bir hadis-i kudsîde bizzat yüce Yaratıcı şu müjdeyi vermektedir:
“Ben, kulumun beni düşündüğü gibiyim, benden ne bekliyorsa ona öylece muamele ederim.” (Buhârî, Tevḥîd, 15, 35; Müslim, Zikir, 2, 19)

Hüsnüzan olmanın önemi
İslam, hep iyi düşünmemizi isterken, sıkıntılı bir durumda kalmaktan, ümitsiz bir süreçte yaşamaktan, hayatı cehenneme çeviren ve bizi demoralize eden hayal ve tasavvurlardan uzak tutmayı hedeflemiştir.
Zihninde hep kötü şeyleri düşünen, başına kötü şeylerin geleceğini tasavvur eden kimse, bununla Allah’a karşı haksız yere suizan yapmış olur.
Abdullâh bin Amr radıyallâhu anh’ın naklettiğine göre Fahr-i Kâinât Efendimiz, bir tavaf esnâsında Kâbe’ye hitâben şöyle buyurmuştur:
“Sen ne kadar temizsin, kokun da ne güzel! Sen ne yücesin, senin hürmetin de ne büyük! Muhammed’in nefsini elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun ki bir mü’minin Allâh katındaki kıymeti, senin kıymetinden daha büyüktür. Mü’minin malının ve kanının hürmeti de böyledir. Biz, mü’minler hakkında sâdece hüsn-i zanda bulunuruz.” (İbn-i Mâce, Fiten, 2)