Margaret Thatcher kimdir

Margaret Thatcher kimdir

13 Ekim 1925 tarihinde, İngiltere’nin Grantham kasabasında dünyaya geldi. Manav bir babanın kızı olan Tratcher’ın evlenmeden önceki adı Margaret Hilda Roberts’dı.

İlk ve orta dereceği eğitimlerini başarıyla bitiren Thatcher, üniversite eğitimi için Oxford’a bağlı olan Somerville Koleji’ni tercih etti ve burada kimya üzerine eğitim aldı. Babasından aldığı sıkı Metodist dini inancı burada da sürdürdü ve 1946 yılında, Oxford Üniversitesi Muhafazakarlar Derneği’ne başkan olarak seçildi.

Babası Alfred Roberts, manavlığın yanı sıra yerel bir siyasetçiydi de. Onun etkisiyle, genç Margaret 1950 yılında Muhafazakar Parti’den seçimlere girdi. 1951 yılında ise, zengin bir iş adamı olan Denis Thatcher ile evlenerek Thatcher soyadını aldı.

1959 yılında, Finchley bölgesinden aday olduğu seçimi kazanarak Avam Kamarası’ından meclise girdi. Eşcinselliğin suç olmaktan çıkmasını ve sopa ile dövülerek verilen cezaların kaldırılmasını sağlamak, kürtaj’a izin verilmesini savunmak, meclis toplantılarının halka açık olmasını sağlamak gibi, muhafazakar milletvekillerince pek savunulmayan, ilerici fikirleri olsa da, idam cezasını savunması ve de İşçi Partisi’ni komünist olarak gördüğü suçlayıcı konuşmaları gibi yönlerde muhafazarlığa ne kadar bağlı olduğunu da göstermiş oldu.

1967 yılında, önce ulaştırmadan, daha sonra da, 1970 seçimlerini Muhafazakar Parti’nin kazanması ile birlikte eğitimden sorumlu devlet bakanı oldu. İlk icraatlarından birisi, 7 ile 11 yaş arasında çocuklara dağıtılan ücretsiz sütü kaldırmak olunca kamuoyunda lakabı süt hırsızına çıktı.

1974 yılında, Muhafazakar Parti başkanı Heat seçimi kaybetti. Heat’ın ekonomi politikalarını beğenmeyen Thatcher, seçim sonuçlarınından yararlanmak istedi ve 11 Şubat 1975 tarihinde yapılan seçimde Muhafazakar Parti’den başkan adayı oldu. Şaşırtıcı bir şekilde seçimleri kazanarak partinin genel başkanı olmaya hak kazandı. Partisi ile beraber gösterdiği sert muhalefet ile işçi partisinin tahtının sallanmasında önemli bir etken oldu ve de 1979 yılında yapılan genel seçimlerde, Callaghan Hükümeti’nin düşmesi üzerine Muhafazakar Parti’den başbakan oldu.

Muhafazakar fakat liberal bir siyasi politika izleyen Thatcher, artan işsizlik ve de enfasyona rağmen vergi oranlarını arttırarak muhalefetten derin eleştriler aldı. Eleştrilere rağmen yolundan dönmeyeceğini açıklasa da 1978 ile 1983 yılları arasında %30 gerileyen sanayi üretimi ve de yüzde beşlere kadar tırmanan işsizlik oranı karşısında hükümet güç kaybediyordu. 1982 yılında, Arjantin ile yapılan Falkland Savaşından İngiltere’nin galip durumda çıkması kamuoyundaki endişeleri yok etti ve de Muhafazakar parti 1983 seçimlerinden galip olarak ayrıldı.

Ekonomik hayatın ülkede kötüye gitmesi, siyasetçiler ile sendikalar arasında büyük bir gerginlik yarattı. Özellikle 1984 yılında düzenlenen büyük maden grevinde kendisini gösteren bu gerginlik, Muhafazakar parti lehine sonuçlandı ve İngiltere’de sendika sistemi çökmeye başladı. Aynı yıl Thatcher’ın mali politikasından memnun olmayan IRA, ona bir suikast düzenledi fakat Thatcher bu suikastten sağ olarak kurtuldu.

Özelleştirmeyi destekleyen politikalara imza atan Thatcher, ülkedeki pek çok kamu kuruluşunu halka açarak halkın beğenisini kazanan bir politika uyguladı. Bu politikanın olumlu sonuç vermesi İngiliz halkının görüşlerini bir kez daha Muhafazakar Parti lehine değiştirerek 1987 seçimlerini kazanmalarına yol açtı. İlgiltere tarihinde, Lord Liverpool’dan sonra üç kez başbakan olan tek insan olarak Margaret Thatcher da tarihe geçmiş oldu.

Yüksek faiz oranları, kelle vergisi olarak da adlandırılan gelire değil bireye oranlı vergi, iş adamlarının desteğini çekmesi gibi nedenler Thatcher’ı yıpratmıştı, fakat seçimle iş başına geldiğinden bir sonraki seçime kadar görevinde kalması gerekiyordu. Bunun çözümünü parti içi muhalefet buldu ve de 22 Kasım 1990 tarihinde yapılan oylama öncesi Thatcher, muhalefetin baskılarına dayanamayarak, kendi isteği ile partisinden istifa etmek zorunda bırakıldı.

Siyasi yaşamının sona ermesinin ardından Barones ünvanına layık görüldü ve bu sayede Lordlar Kamarasına girme imkanı elde etti. Bu tarihten sonra, Avam Kamarası’nda aktif siyasette bulunmadı.