Avusturya'ya yerleşmiş olan tutucu bir Protestan ailesinde dünyaya gelen Eichmann, bütün gençliğini bu ülkede geçirecekti. Mühendislik okulundaki başarısızlığından sonra bir elektrik ve inşaat firmasının satış departmanında, daha sonra da bir yağ firmasında satış elemanı olarak çalıştı.
Avusturya Nazi Partisi’ne 1 Nisan 1932’de üye oldu. 1933 yılından itibaren 14 ay Avusturya Bölüğünde askeri eğitim aldı. 1934 Eylülünde Himmler’in SD (Güvenlik Servisi)’yi açmasıyla kendini gösterme fırsatını yakaladı.
1935 yılının başında Yahudi problemi ile yakından ilgilendi. Avusturya’nın Almanya ile birleşmesinden sonra Viyana’dan Yahudiler için çıkış izni verilmeye başlanarak Almanya'daki toplama kamplarına aktarılmaktaydı. Bu sırada SD’nin üst kademelerine kadar yükselen Eichmann, 18 ay içerisinde 150.000 Avusturyalı Yahudi’nin toplama kamplarına aktarılmasını sağlamıştır.
Alman Ordusu’nun 1939 yılında Polonya’ya girmesiyle beraber Eichmann Gestapo’ya transfer oldu. Gestapo’nun IV B4 bölümü yani Yahudi sorunu bölümünün başına geçti. Bu yılı takip eden 6 yıl boyunca “Nihai Çözüm” projesinin karargahı burası oldu. Nihai Çözüm, Yahudi nüfusun kitleler halinde yok edilmesini amaçlayan projenin kodadıydı. 1941 yılında toplama kamplarının yenilenip elden geçirilmesi, yeni kampların açılması, gaz ve tren sistemlerinin geliştirilmesiyle bizzat ilgilendi.
20 Ocak 1942 yılında yapılan Wannsee Konferansı sonrası Adolf Eichmann “Yahudi Uzmanı”, diğer deyişle soykırım uzmanı haline gelmişti. “Nihai Çözüm”ün en büyük akıl hocası şüphesiz Eichmann’dı. Yıllardır Yahudi sorunu ile yakından ilgilenmişti. Himmler’den sonra gelen en büyük Yahudi Uzmanıydı. Himmler Eichmann’a dozajı arttırma emrini verince hiç tereddüt etmeden Mobilize Ölüm Birlikleri’ni kullanmaya başladı. Bu şekilde 2 milyona yakın Yahudiyi öldürdüğü tahmin ediliyor.
Savaş bittikten sonra 1946 yılında gözaltına alındığı kamptan kaçıp Arjantin’e gitti. Adını değiştirerek başkent Buenos Aires’e yerleşti. 2 mayıs 1960 yılında İsrailli bir ajan tarafından yakalandı. İsrail'deki ilk sorgularına, bir dönem Türkiye'de İsrail Başkonsolosu olarak görev yapan ve THKP-C adlı sol örgüt tarafından kaçırılıp öldürülen Ephraim Elrom da katıldı.
2 yıl süren davası sonucunda 31 Mayıs 1962 yılında Ramleh hapishanesinde idam edildi.
Cesedi yakıldı ve külleri Akdeniz'e döküldü.