Soyu Kraliçe Victoria'nın amcası IV. William'ın gayrimeşru kızı Erroll Kontesi Elizabeth Hay'a dayanan David Cameron, 1966 yılında Londra'nın Berkshire bölgesinde doğdu.
Eton Koleji'nde ortaöğrenimini gördükten sonra Oxford Üniversitesi'nde Felsefe, Politika ve Ekonomi eğitimi aldı. Mezun olduktan sonra Muhafazakar Parti'nin Araştırma Bölümü'nde 1988-1993 yılları arasında çalıştı. Daha sonra Maliye Bakanlığı'nda özel danışman olarak görev aldı.
2005'TE GENEL BAŞKAN OLDU
Evli ve üç çocuk babası olan Cameron, 2001 yılında yapılan seçimlerde Muhafazakar Parti'den Witney bölgesi milletvekili seçilerek parlamentoya ilk kez adım attı. Avam Kamarası Sosyal İşler Komitesi üyeliğinde bulundu. 2003 yılı Aralık ayında Muhafazakar Parti Genel Başkan Yardımcısı seçildi. 2005 yılı seçimleri sonrası gölge hükümette Eğitim Bakanı oldu.
6 Aralık 2005 tarihinde Michael Howard'ın istifasıyla boşalan Parti Genel Başkanlığı'na büyük oranda oy alarak seçildi. Bu tarihten sonra Ana Muhalefet Partisi Lideri sıfatını kazandı.
İNGİLTERE'NİN EN GENÇ BAŞBAKANI
5 yıl süreyle önce Başbakan Tony Blair ve sonra Başbakan Gordon Brown hükümetleri karşısında muhalefet eden ve değişim vaad eden Cameron, 6 Mayıs 2010 tarihinde yapılan seçimler sonrası partisini 307 milletvekiliyle birinci olarak hükümet kurma pozisyonuna getirdi.
Ancak tek başına hükümet etme çoğunluğuna sahip olmadığı için Liberal Demokratlar ile koalisyon görüşmelerine başlayan Cameron 11 Mayıs 2010 tarihinde Kraliçe II. Elizabeth'ten Başbakanlık görevini aldı. Böylece Cameron hem son 200 yıldır seçilen en genç başbakan oldu, hem de 1945 yılından sonra ilk kez koalisyon hükümetini oluşturan isim oldu.
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLEMEK İÇİN ANKARA'YA GELDİ
2010 yılında Ankara'yı ziyaret eden David Cameron, Ankara'da ilk olarak Anıtkabir'i ziyaret ettikten sonra, TOBB'da yaptığı konuşmada "AB üyeliğinize destek için Ankara'ya geldim, üyelik yolunda size en güçlü desteği vereceğim. Türkiye'nin büyümesinden korkanlar var" dedi.
CAMERON'A GÖRE TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNE KARŞI OLAN 3 GRUP
Ankara'ya yaptığı ziyarette gazetecilere Türkiye'nin NATO müttefiki olarak çalışmalarından övgüyle bahseden Cameron,Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanları 3 grupta incelediğini belirtti. İlk olarak "korumacılar" olarak nitelendirdiği grubun, Türkiye gibi bir ülkenin yükselişini, ortak refahı daha da arttırma fırsatı olarak değil de karşısında kendisini savunması gereken ekonomik bir tehdit olarak görenlerden oluştuğunu söyledi.
Cameron, ikinci olarak "kutuplaşanlar" bulunduğunu, bu grubun dünya tarihine bir medeniyetler çatışması prizmasından baktığını ve Türkiye'nin, Doğu ile Batı arasında bir seçim yapmak zorunda olduğunu, her ikisini de seçmek gibi bir tercihi bulunmadığını düşündüklerini bildirdi.
Üçüncü olarak, "ön yargılılar" grubu bulunduğunu anlatan Cameron, bu kişilerin bilinçli olarak İslam'ı yanlış anladığını ve bu düşüncelerle Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıktıklarını kaydetti.
GAZZE AÇIK HAVA HAPİSHANESİ GİBİ
Cameron İsrail'in Gazze yardım konvoyuna saldırısının kabul edilemez olduğunu belirterek, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya İsrail'deki soruşturmanın son derece hızlı ve şeffaf yapılması gerektiğini söyledi. Cameron, Gazze'deki durumun değişmesi gerektiğini belirterek Gazze'nin açık hava hapishanesi olarak kalamayacağını ifade etti.
GAZZE HAKKINDAKİ SÖZLERİ İNGİLİZ BASININI AYAĞA KALDIRDI
Gazze'nin açık hava hapishanesi olarak kalamayacağı sözleri sonrasında Independent gazetesi, Cameron'un Türkiye ziyaretiyle İsrail'e karşı bir savaş başlattığını açıklarken Financial Times, İngiliz Başbakan'ın yorumuyla Ankara'da alkışlar aldığını yazdı.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış