(19 Kasım 1888 - 8 Mart 1942)
1921 ile 1927 yılları arasında dünya satranç şampiyonu unvanını taşımıştır. 1921 yılında Emanuel Lasker'i Havana'da yenerek unvanı kazanmış, 1927'de Alexander Alekhine'e yenilerek bu unvanı devretmiştir.
Satranca 4 yaşında başlamıştır. 12 yaşında Küba şampiyonu J.Corzo'yu yenerek Küba şampiyonluğunu kazanmıştır. 21 yaşında Amerikan şampiyonu Marshall'ı yenmiştir.
1911 San Sebastian uluslararası satranç turnuvasını kazanmıştır. 1914 yılında Petersburg uluslararası satranç turnuvasında Emanuel Lasker'in yarım puan arkasından ikinci olmuştur. 1. Dünya Savaşı'nın başlaması ile beraber Emanuel Lasker ile şampiyonluk unvan maçı ertelenmiş ve ancak 1921 yılında oynanabilmiştir.
4 galibiyet, 10 beraberlik sonrası ve maç kaybetmeksizin Lasker'den şampiyonluk unvanını almıştır. Londra 1922 turnuvasını ezici bir üstünlükle kazanmıştır. Ancak 1924 New York tunuvasında ikinci, 1925 Moskova turnuvasında üçüncü olur.
Bu dönemde otörler Capablanca'nın zirveye ulaştıktan sonra artık ilerlemeye ve oyununu geliştirmeye yönelik itici gücün kaybolduğu konusunda görüş bildirirler. Capablanca'nın zaten satrançla ilgili çok çalışmadığı ve doğal yeteneği ile bu başarıları kazandığı söylenir.
Aldığı üçüncülükten sonra daha sıkı çalışmaya başlar ve 1927 New York turnuvasını bütün maçları kazanarak kazanır. İkinci olan Alexander Alekhine Capablanca ile şampiyonluk unvan maçı oynamaya hak kazanır.
Bu turnuvadan sonra Capablanca yenilmezliğine iyice inanır ve unvan maçı ile pek ilgilenmez. Oysa Alexander Alekhine Capablanca'nın oyun tarzını yoğun bir şekilde inceleyerek unvan maçına hazırlanmıştır.
Tüm satranç dünyasını şaşkınlığa uğratarak Capablanca 1927 yılında unvan maçını 6 mağlubiyet ve 3 galibiyet ile kaybetmiştir. 1927 yılından sonra uluslararası 17 turnuvada oynamış ve sekizini kazanmıştır. Şampiyonluk unvanını kaybettikten sonra Alexander Alekhine ile rövanş maçı oynamak istemiş ancak Alexander Alekhine kabul etmemiş ve unvan maçını Bogoljugow ile oynamıştır.
O yıllarda satranç federasyonu bulunmadığından şampiyonun kiminle maç yapacağının kararı şampiyonun tercihine bağlıydı.
Çok duru ve klasik bir satranç stiline sahiptir. Konumsal oyunun ustalarından birisidir. Satranç tarihindeki en büyük doğal yetenekler arasında sayılır. Yeteneğinin çok küçük yaşta ortaya çıkması, en zor hamleleri büyük bir doğallıkla, neredeyse hiç bir zahmet çekmeden bulabilmesi gibi özellikleri nedeni ile "Satrancın Mozart'ı" olarak nitelendirilmiştir.
Richard Reti onun hakkında "Satranç onun ana diliydi" sözünü etmiştir ve diğer bir unvanı "Satranç Makinasıdır". Oynadığı simültane oyunlarla satrancın popülaritesinin artmasına yoğun katkısı olmuştur.
1922 yılında Cleveland'da aynı anda 103 kişiye karşı simültane oynamış ve sadece bir beraberlik dışında tüm maçları kazanmıştır.
Manhattan Satranç Klübü'nde bir oyunu izlediği sırada geçirdiği inme yüzünden ertesi günü yaşamını kaybetmiştir (1942).