Bizans tarihçisi Phrantzes'in anlatımına göre, Türklerin 29 Mayıs Salı günü sabaha karşı Edirnekapı ile Topkapı arasında umumi bir hücüm başlattıklarını ve savunmanın temel direği olan Venedikli General Giustiniani'nin yaralanıp cepheyi terketmesi üzerine Türk askerlerin heyecana gelmesi ve Fâtih'den gelen Topkapı Surlarına tırmanılması emrinin alınmasıyla birlikte Uluabatlı Hasan isimli küçük rütbeli ve genç bir asker veya subay, maiyyetindeki 30 askerle beraber, Osmanlı bayrağını surlara dikmişlerdir.
Olayın Türk kaynaklarındaki yorumu ise şöyledir:
Uluabatlı Hasan, İstanbul fethedilirken surlara ilk önce çıkan ve Türk bayrağını surların üzerine ilk diken askerdir. Otuz kadar arkadaşıyla beraber Topkapı surlarına tırmanmıştır. On sekiz arkadaşı çıkmaya çalışırken öldürülmüş, en yüksek yere çıktığı zaman da takımında yalnız o kalmıştır. Bayrağı dikmeyi başarmış ancak ne var ki, ilk önce bacağının dizden aşağısını vücudundan ayıran kılıç darbeleri, Bizans askerlerinin taş ve ok yağmuru onu şehit etmiştir.
Fetihten 2 gece önce, Otağ-ı Hümayün (Padişah Çadırı) da padişah çok güzel bir dua etmiştir. Dışarıdan bir "Amin" sesi gelmiştir. Bunun üzerine II. Mehmed "Amin" diyen kişinin bulunmasını istemiştir. Bulunan kişi Uluabatlı Hasan'dır. Neden Otağ-ı Hümayün'e bu kadar yakında olduğu sorulunca, ilk saldıranlar arasında olmak istediğini ama kumandanının izin vermediğini söylemiş. Padişahın izni ile en ön safa geçmiş ve en ön saflarda yer alıp kahramanca savaşmıştır.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış