Esad rejiminin karanlık yüzü
AA

Suriye'de tarihi anlara şahitlik ediliyor...

Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaşta muhalifler uzun süredir durulan çatışmaların ardından 27 Kasım'da tarihi ilerleyişlerini başlatarak Şam'ı ele geçirdi ve Esad yönetimine son verdi.

Esad rejiminin devrilmesi sonrası dikkat çeken birçok gelişme yaşanırken, Suriye'nin kötü şöhretli gözaltı merkezleri açılıp işkencelerin boyutları da ortaya çıkartıldı.

Ayrıca yaşanan gelişmelerin ışığında, iç savaş boyunca hapishanelerden askeri hastanelere getirilen cesetleri kayıt altına alan Sezar'ın çektiği fotoğraflar da yeniden gündem oldu.

NE TÜR İŞKENCELERİN UYGULANDIĞINI ORTAYA KOYDU

Yapılan incelemelerde Sezar'ın çektiği fotoğrafların, rejim güçlerince işkenceyle öldürülen yaklaşık 11 bin kişiye ait olduğu düşünülüyor.

Fotoğraflarda yer alan cesetlerdeki yaralar, rejimin hapishanelerinde alıkonulanların ne tür işkencelerden geçtiğini gözler önüne seriyor.

Suriye Acil Durum Görev Gücü (SETF) İcra Direktörü Muaz Mustafa, rejimin hapishanelerindeki işkencelerin kapsamına, "Sezar" kod adlı eski rejim askerinin çektiği fotoğraflara ve bu fotoğrafların hukuki süreçlere etkilerine ilişkin kritik değerlendirmelerde bulundu.

BAZI SUÇLULARA YASAL İŞLEM BAŞLATILDI

Mustafa, ABD merkezli SETF ile 2011'den bu yana Esed rejiminin vahşetine son verilmesi için yürüttükleri çalışmalar kapsamında savaş suçlarını belgelediklerini, rejimdeki bazı suçlulara karşı yasal işlem başlattıklarını dile getirdi.

İnsani yardım çalışmaları yaptıklarını da kaydeden Mustafa, daha önce rejim ordusunda görev yapan ve iç savaş boyunca askeri hastanelere getirilen cesetleri kayıt altına almakla sorumlu "Sezar" kod adlı askerin çektiği fotoğraflara ilişkin açıklamalarda bulundu.

"SEZAR İLE ESAD REJİMİNİN DEVRİLDİĞİ GÜN GÖRÜŞTÜK, İKİMİZ DE AĞLADIK"

Mustafa, Esad rejiminin çökmesiyle yeniden odak noktası haline gelen, rejim tarafından işkence ve insanlık dışı yöntemlerle öldürülen binlerce kişinin fotoğraflarını çeken "Sezar"ı bizzat tanıdığını söyledi.

"Sezar ile bugün ve Esed rejiminin devrildiği gün konuştum. İkimiz de bir süre ağladık" diye konuşan Mustafa, "Sezar" ve "Mezarcı" kod adlarıyla bilinen kişiler gibi önemli tanıkların korunması için finansman sağladıklarını da sözlerine ekledi.

Mustafa, "Bir noktada Sezar yüzünü dünyaya gösterecek ve herkes bu kahramanı tanıyacak." ifadesinde bulundu.

SEZAR FOTOĞRAFLARINI 'KORUMA VE SAKLAMA' GÖREVİ YÜRÜTÜYOR

Mustafa, icra direktörü olduğu SETF'nin, rejimin savaş suçlarını gözler önüne seren Sezar fotoğraflarını "koruma ve saklama" görevini yürüttüğünü aktardı.

Sezar'ı Avrupa Parlamentosuna, İngiltere Parlamentosuna, ABD Kongresine ve Birleşmiş Milletlere götürmek için çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Mustafa, devamında şöyle konuştu:

Sezar'ı ABD'ye 6 kere getirdik. Bunun sonucunda da taslağını hazırlamaya yardım ettiğimiz ve Esed rejiminden kurtulmada önemli rolü olan Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası çıktı.

Öte yandan başlığında "Sezar" kod adının yer aldığı, Suriye'de Esed rejimi ve destekçisi Rusya ile İran'ın faaliyetlerine yardım sağlayan kişi ve kuruluşlara ilave yaptırımlar uygulanmasını öngören yasa, ABD Kongresinde Aralık 2019'da kabul edilmiş, 17 Haziran 2020'de yürürlüğe girmişti.

"GÖZLERİNİN ÇIKARILMASI NEDENİYLE İNSANLARA KORKUNÇ ŞEKİLDE İŞKENCE EDİLDİĞİNİ ORTAYA KOYUYOR"

Sezar'ın çektiği fotoğrafların, Sednaya Hapishanesi gibi rejim hapishanelerindeki şartlara ve olanlara ışık tuttuğunu vurgulayan Mustafa şu ifadelerde bulundu:

Sezar'ın fotoğrafları, olanların ne kadar sürdüğünü ve bir deri bir kemik kalan cesetlerden, insanların açlıktan öldüğünü gösteriyor. Gözlerinin çıkarılması nedeniyle insanlara korkunç şekilde işkence edildiğini ortaya koyuyor. Fotoğraflar, cesetlerdeki koyu renkli izler ve deride erimeden yola çıkarak elektrik, asit ve diğer maddelerin kullanıldığını gösteriyor. Çocukların ve yaşlıların öldürüldüğü görülüyor. Fotoğraflarda bunlar vardı ve şimdi Sednaya Hapishanesi'ndekilerin serbest kalmasıyla bunu görüyoruz.

Mustafa, Sednaya Hapishanesi'ndeki durumun korkunç olduğunun altını çizerek, "yer altındaki hücrelerin diğerlerine göre çoğunlukta olduğunu" ifade etti.

"BİR ODADA 100 KİŞİNİN TUTULMASINDAN BAHSEDİYORUZ"

Sednaya dışında, bilinmeyen diğer yer altı hapishaneleri olduğunu ve bunları bulmaya çalıştıklarını kaydeden Mustafa, açıklamalarına şu ifadelerle devam etti:

Burada (hapishanelerde) hiç ışık yok. Bir odada 100 kişinin tutulduğundan bahsediyoruz. İnsanların oturması için yer yok. Hepsi ayakta durmak zorunda çünkü oturursanız çok yer kaplarsınız. Havalandırma yok, neredeyse hiç yemek yok ve insanlar düzenli olarak ölüyor. Temizlik yok. Bir kere tuvalete gidiyorsunuz, tuvalete giderken ve dönerken dövülüyorsunuz. Bazen, tuvalete giden insanlar sağ dönmüyor ya da korkunç şekilde yaralanıyor. Gerçekten çok korkunç.

SEZAR'IN FOTOĞRAFLARININ ULUSLARARASI TOPLUMDAKİ YANSIMALARI

Mustafa, Sezar'ın fotoğraflarının uluslararası toplumdaki yansımalarına da değinerek "Çok öfke vardı ama hiç eylem yoktu. Uluslararası toplum kendini utandırdı ve bu eylemsizlikten kaynaklanan utancı ömür boyu duyacak." dedi.

Bazı ülkelerde bazı adımlar atılmasına rağmen Suriye'deki iç savaş boyunca elde edebildikleri tek kazancın "Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası" olduğunu belirten Mustafa, Sezar'ın Kongre'de tanıklık etmesi ve birçok kişinin destek vermesiyle bunun elde edildiğini aktardı.

Mustafa, devamında şöyle dedi:

Uluslararası kuruluşlar da hiçbir şey yapmadı. Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), tutuklama kararı bile çıkarmadı ya da bir dava bile açmadı. Ama şimdi Allah'ın izniyle, Şam'da bir mahkeme kuracağız ve bu tutsaklarla ilgili emir veren, işkence yapan, Beşşar Esed dahil, bu savaş suçlularını sorumlu tutacağız.

SEDNAYA RAPORLARI

Uluslararası kuruluşların yayımladığı raporlara göre, Şam'a 30 kilometre uzaklıkta bulunan ve çöken rejimin Savunma Bakanlığına bağlı Sednaya Askeri Hapishanesi'nin Mart 2011'deki olayların ardından rejim karşıtı barışçıl göstericilerin tutulduğu bir üsse dönüştüğü bildiriliyor.

Raporlarda, devrilen rejim yetkililerinin cezaevinde alıkoydukları binlerce kişinin öldürülmesini sessiz ve sistematik şekilde organize ettikleri ifade ediliyor.

Rejimin, Sednaya'da alıkoyduklarını kasıtlı şekilde insanlık dışı koşullarda tuttuğunu aktaran raporlar, tutsaklara defalarca işkence yapıldığını ve sistematik olarak onları yiyecek, su, ilaç ve tıbbi bakımdan mahrum bıraktığına işaret ediyor.

SEZAR'IN FOTOĞRAFLARINA İLİŞKİN GEÇMİŞ SÜREÇ

Suriye rejim ordusunda görev yapan ve iç savaş boyunca askeri hastanelere getirilen cesetleri kayıt altına almakla sorumlu "Sezar" kod adlı askerin çektiği fotoğrafların, rejim tarafından işkence ve insanlık dışı yöntemlerle öldürüldüğü belirlenen, yaşları 20 ile 40 arasında değişen yaklaşık 11 bin kişiye ait olduğu düşünülüyor.

Mayıs 2011 ve Ağustos 2013 tarihleri arasında çekilen fotoğraflarda yer alan cesetlerdeki yaralar, rejim güçlerinin askeri tesislerinde tutulanların nasıl işkence gördüğünü ve öldürüldüğünü gösterdiği için kanıt değeri taşıyor.

"Sezar" kod adlı askerin çektiği 55 bin kadar fotoğraf, 2014'te ilk kez yayınlanmıştı.

Söz konusu fotoğraflar, Esad rejiminin sistematik işkence yaparak ve aç bırakarak öldürmek dahil işlediği savaş suçlarının delili olarak büyük yankı uyandırmıştı.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)