AA

İsrail'in 7 Ekim'den beri Gazze'ye yönelik sürdürdüğü saldırılar sonucu 16 binin üzerinde sivil yaşamını yitirdi.

Yaşanan bu zulme dünyadan tepkiler sürerken BM'den de bir hamle geldi.

BM Şartı’na bağlı yetkisini ilk kez kullandı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi'ni uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturan İsrail-Filistin krizi konusunda harekete geçmeye çağırarak, BM Şartı’nın 99. maddesine bağlı yetkisini ilk kez kullandı.

Genel Sekreter Sözcüsü Stephaen Dujarric, günlük basın toplantısında, söz konusu mektubu paylaştı.

Mektupta Genel Sekreter Guterres, BM Şartı’ndaki 99. maddeye atıfta bulunarak "8 haftadan fazladır süren İsrail-Hamas düşmanlığının korkunç insani acılara” neden olduğunu belirtti.

Guterres, İsrail’in askeri operasyonları nedeniyle Gazze’deki sivillerin büyük tehlike altında olduğunu, sivilleri koruyacak güvenli hiçbir yer bulunmadığını, aynı zamanda sağlık sisteminin de çöktüğünü vurguladı.

"Gazze sürekli bombardıman altında"

Gazze’deki mevcut durumun kayda değer şekilde insani operasyonların yapılmasını imkansız kıldığının altını çizen Guterres, Gazze’nin İsrail savunma güçlerinin sürekli bombardımanı altında olduğunu aktardı.

Guterres, Gazze halkının hayatta kalmak için sığınacak yeri olmadığını, zaruri gereksinimlerini karşılayamadığını, bölgeye sınırlı insani yardımların imkansız hale geldiğini ve bu nedenle kamu düzeninin çok yakında tamamen çökmesini beklediğini vurgulayarak, "Salgın hastalıklar ve komşu ülkelere kitlesel göçler için baskının artması ile durum daha da kötüleşebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Guterres, uluslararası toplumun Gazze'de şiddetin daha da artmasını önlemek ve krizin sonlanması için etkisini kullanma sorumluluğu olduğuna işaret ederek, “Güvenlik Konseyi üyelerini insani felaketin önlenmesi için baskı yapmaya çağırıyorum ve insani ateşkesin ilan edilmesi talebimi tekrarlıyorum. Bu çok acil." ifadelerini paylaştı.

'İnsani ateşkes' vurgusu

Sivil nüfusun daha fazla zarardan korunması gerektiğini vurgulayan Guterres, insani bir ateşkes ile Gazze’de hayatların kurtarılabileceğini ve insani yardımların zamanında ve güvenli bir şekilde yerine ulaştırılabileceğini kaydetti.

Sözcü Dujarric de basın toplantısında, Guterres'in mektubunun BM Şartı içinde kendisine verilen yetki bağlamında çok önemli bir hamle olduğunu belirterek, “Dış dünyadan algının biraz farklı olabileceğini anlıyoruz ama bu Genel Sekreter adına çok güçlü bir hamle. Güvenlik Konseyi üyelerinin ve uluslararası toplumun da insani bir ateşkesi uygulamaya koymak için harekete geçeceğini umuyoruz." diye konuştu.

İsrail'den Guterres'e tepki

İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen ise Guterres'in bu adımının ardından sosyal medya hesabından tepki mesajı paylaştı.

Cohen, Guterres'in görev döneminin "dünya barışı için tehdit" olduğunu savunarak ateşkes çağrısının Hamas'a destek anlamına geldiğini ileri sürdü.

Cohen, X sosyal medya üzerinden yaptığı yazılı paylaşımda, "Guterres'in dönemi dünya barışı için tehdittir. Gazze Şeridi'nde 99. maddeyi hayata geçirme teklifi terör örgütü Hamas'a desteği içeriyor." ifadesini kullandı.

İsrail Dışişleri Bakanı, dünya barışını destekleyen herkesin "Gazze'yi Hamas'tan kurtarmayı desteklemesi" gerektiğini savundu.

BM Şartı'nın 99. maddesi

Birleşmiş Milletler Şartı'nın 99. maddesi, BM Genel Sekreteri'ne, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehdit ettiğini düşündüğü herhangi bir konuyu Güvenlik Konseyi üyelerinin dikkatine getirme yetkisi veriyor.

BM Güvenlik Konseyi 4 başarısız girişimin ardından 5’inci karar tasarısını onaylamıştı

BM Güvenlik Konseyi’nde Gazze Şeridi’ndeki insani durumu görüşmek için 16 Kasım’da yapılan toplantıda, Malta tarafından sunulan ve Gazze Şeridi’ndeki insani durumla ilgili 4 başarısız girişimin ardından 5’inci karar tasarısı 12 “evet” ve 3 “çekimser” oyla kabul edilmiş, Rusya, ABD ve İngiltere çekimser oy kullanmıştı.

Kararda, genişletilmiş insani duraklamalar, sınırsız yardım dağıtımı, tıbbi tahliyeler ve Gazze'de tutulan esirlerin koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında bulunulmuş, tüm tarafların uluslararası insancıl hukuka riayet etmesi gerektiği vurgulanmıştı.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)