Rusya'dan Çin'e yapılan ziyaretin zamanlaması dikkat çekti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko, Yevgeniy Prigojin liderliğindeki Wagner'in isyanından bir gün sonra Pekin'e gitti.
Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Rudenko, Dışişleri Bakanı Çin Gang ve Bakan Yardımcısı Ma Caoşu ile görüştü.
Pekin'e plansız ziyaret
Çin yönetimi, dün yaşanan krize dair sessizliğini korurken, üst düzey diplomatın olayın hemen ardından plansız ziyaretle Pekin'e giderek Çinli yetkilileri bilgilendirmesi dikkati çekti.
Rudenko'nun Çin Gang ile görüşmesinde "ortak kaygı konusu olan uluslararası ve bölgesel meselelerin tartışıldığı" belirtildi.
Kritik görüşmeden yansıyanlar
Rus diplomatla Çinli mevkidaşı Ma'nın başkanlık ettiği heyetler arası görüşmede tarafların, "iki ülke liderlerinin vardığı mutabakat doğrultusunda zorlu ve karmaşık bir durum arz eden uluslararası ortamda zamanında iletişim kurarak ortak çıkarlarını korumalarının" taşıdığı önemin altını çizildi.
Taraflar, Şanghay İş Birliği Örgütü'nün (ŞİÖ) bölgesel barış ve istikrarı sağlama konusundaki önemli rolüne işaret ederek, "örgütün sağlıklı ve sürdürülebilir gelişimi için dayanışmayı ve iş birliğini güçlendireceklerini" bildirdi.
Görüşmede tarafların, "Ukrayna krizini ve ortak kaygı konusu diğer uluslararası ve bölgesel meseleleri ele aldıkları" kaydedildi.
Wagner grubunun Rus yönetimine isyanı
Özel güvenlik şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeniy Prigojin, Rus ordusunu Wagner'e saldırı düzenlemekle suçlayıp karşılık vermekle tehdit etmiş, Wagner savaşçıları Ukrayna'yı terk ederek sınırdaki Rostov bölgesine girmişti.
Bu durum üzerine Federal Güvenlik Servisi (FSB), "silahlı isyan" suçlamasıyla ceza davası açmıştı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner'in isyanını "vatana ihanet" olarak nitelendirmişti.
Prigojin, Moskova'ya gideceklerini açıklamış, Kremlin yönetimi ise ülkenin pek çok bölgesinde güvenlik önlemlerini artırmıştı.
"Rus kanı dökülmesinin sorumluluğunu anladık"
Günün sonunda Yevgeniy Prigojin'in, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'nun Rusya'da gerilimi azaltma önerisini kabul ettiği bildirilmişti.
Prigojin, Rus kanı dökülmesinin sorumluluğunu anladıklarını ve konvoylarını geri çevirerek plana göre saha kamplarına geri döneceklerini açıklamıştı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Prigojin'e yönelik açılan ceza davasının kapanacağını belirterek, isyancı liderinin Belarus'a gideceğini bildirmişti.
Çin'in Rusya ile ilişkileri ve Ukrayna krizindeki tutumu
Çin'in ABD ile jeostratejik rekabetinin ve bölgesel gerilimlerin arttığı bir dönemde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, Pekin yönetimini "ortak düşman" algısıyla benzer meydan okumalarla karşı karşıya olan Moskova ile yakınlaştırmıştı.
Çin ve Rus liderlerinin, savaşın başlamasında hemen önce, 4 Şubat 2022'de Putin'in Pekin Kış Olimpiyatları için Çin'e yaptığı ziyaretteki görüşmede, "iki ülke arasındaki dostluğun limitinin olmadığına" vurgu yapan ortak açıklaması, Pekin yönetiminin kısa süre sonra başlayacak savaştan haberdar olduğu ve örtülü onay verdiğinin işareti diye yorumlanmıştı.
Çin, her ne kadar savaşın ardından Rusya'ya yönelik uluslararası yaptırımlara katılmasa da ABD ve Avrupa ile ekonomik ilişkilerine zarar vermemek için yaptırımların çerçevesine büyük ölçüde uymuştu.
Öte yandan Pekin, yaptırımların Avrupa ile Rusya arasındaki alışverişleri kısıtlamasıyla yön değiştiren ticaretten de kazanç sağlamış, savaşın ardından iki ülke arasındaki ticaret hacminin, başta enerji alanında arttığı gözlenmişti.
ABD ve Avrupa, Rusya'ya savaşta silah desteği sağlamaması yönünde Çin'i uyarırken Pekin, doğrudan silah satışı yapmasa da Moskova ile ortak askeri tatbikatlar dahil askeri iş birliğini sürdürmüştü.
Barış önerilerinden arabuluculuk girişimine
Çin, savaşın yıl dönümü olan 24 Şubat'ta krizin siyasi çözümü için önerilerini içeren 12 maddelik "tutum belgesi"ni açıklamış, belgede gerginliklerin aşamalı azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği vurgulanmıştı.
Ateşkes önerisi, ABD ve Avrupa Birliği'nin yanı sıra öneriyi cephedeki fiili durumun onaylanması olarak algılayan Ukrayna tarafından da kabul görmemişti. Kiev yönetimi, bu koşullardaki bir barışın "savaşın dondurulması" anlamına geleceğini dile getirmişti.
Rusya da Çin'in görüşüne önem verdiğini ancak mevcut koşullarda Ukrayna meselesinin çözümünde barış yoluna geçişin sağlanması için gerekli koşulların oluşmadığını bildirmişti.
Devlet Başkanı Şi, 20-22 Mart'ta Moskova'yı ziyaretinde Ukrayna sorununa siyasi çözüm çağrısında bulunmuş ancak ziyarette Pekin ile Moskova arasında stratejik iş birliğinin küresel boyutta genişletilmesine yapılan vurgu, Çin'in Rusya'ya desteğini sürdürdüğünün işareti olarak yorumlanmıştı.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 26 Nisan'da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile krizin başından beri yaptığı ilk telefon görüşmesinde, ülkesinin siyasi çözüm için görüşmeler yürütmek üzere Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui'yi Ukrayna, Rusya ve diğer ülkelere göndereceğini belirterek, arabulucu rolünün işaretini vermişti.
Bu amaçla görevlendirilen Li, 15 Mayıs'ta Ukrayna ile başladığı arabuluculuk turunda Polonya, Fransa, Almanya, Avrupa Birliği ve Rusya başkentlerini ziyaret ederek temaslarda bulunmuştu.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış