DHA

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Atlantik Konseyi Bölgesel Temiz ve Güvenli Enerji Konferansı'nda konuştu.

"Mersin Akkuyu'daki nükleer inşaat şantiyesi dünyanın en büyük nükleer enerji şantiyesi" diyen Bayraktar, konuşmasının devamında "Zira dört reaktörün yapımı aynı anda devam ediyor. Ümit ediyorum 2025 yılında buradan ilk elektriği, karbonsuz ilk elektriği üreteceğiz ve 2028'e kadar kalan diğer 3 reaktörü de devreye almak suretiyle Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'nunu bu santralden karşılamış olacağız." açıklamasına yer verdi.

2050 YILI İÇİN DÜNYA EKONOMİSİ DEĞERLENDİRMESİ

Bakan Bayraktar, açıklamalarının devamında şöyle konuştu:

İklim değişikliği, pandemi, tedarik zincirinde yaşanan kırılmalar, yüksek enerji ve emtia fiyatları, artan sermaye maliyetleri ve küresel ölçekte hissettiğimiz yüksek enflasyon, jeopolitik riskler, özellikle bölgemizde yaşanan jeopolitik kırılganlıklar, bölgesel çatışmalar, açıkçası karşı karşıya olduğumuz güncel risklerden sadece birkaç tanesi.

Üstelik bütün bunlarla karşı karşıyayken aynı zamanda önümüze 2050 yılı için dünya ekonomisinin 2050 yılında dekarbonizasyona, korbonnötraliteye, nötr bir karbon ekonomisine dönmesi için de bir süreç var.

"AKILCI POLİTİKALAR GELİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR"

Dolayısıyla oldukça zorlu bir enerji dönüşümü süreci ile açıkçası karşı karşıyayız. Bu süreçte başarılı bir enerji dönüşümü için, bu süreçte başarılı olmamız için daha akılcı politikalar geliştirmemiz, bu politikaları kararlılıkla uygulamamız, iş birliklerimizi, bu toplantının amacına uygun olarak iş birliklerimizi en üst düzeye çıkarıp gerekli yatırımları hayata geçirmemiz gerekiyor.

Ancak biraz önce ifade ettiğim bu çoklu risk ortamında politikalardaki uyumsuzluklar, belirsizlikler, dur-kalklar açıkçası yatırım ortamını fevkalade olumsuz etkilemektedir.

"TÜRKİYE, ENERJİ TALEBİ HER YIL ARTAN BİR ÜLKE"

Böyle bir ortamda Türkiye olarak biz neler yapıyoruz? Bizim zorluklarımız, bizim önceliklerimiz, enerji politikamız ve enerji dönüşümü yol haritası nedir derseniz? Öncelikli olarak enerji söz konusu olduğunda Türkiye'de iki ana konudan bahsetmemiz gerekiyor. Bunlardan bir tanesi enerjideki talep artışımız.

Türkiye, enerji talebi her yıl artan bir ülke. Son yirmi yılda enerji talebinde baktığımız zaman, elektrik talebimiz ve doğalgaz talebimiz 3 katına çıktı. Önümüzdeki süreçte bu talebin artarak devam edeceğini öngörüyoruz.

"ARTAN TALEBİ KARŞILAMAMIZ GEREKİYOR"

Bizim 2035 yılı için elektrik talebi öngörümüz 510 TB/saat. Ama inanıyorum ki bunun çok rahatlıkla üzerine çıkacak. Zira; yapay zeka, büyük verinin getirdiği ilave enerji ihtiyacı, özellikle enerji dönüşümünde, ulaştırmada yaşanan dönüşüm, elektrikli araçlar bu talebi çok daha yukarı götürebilecek.

Bunun yanı sıra tabii artan nüfusumuz, büyüyen ekonomimiz, kentleşme ve bölgesel gelişmelerle birlikte bu artan talebi karşılamamız gerekiyor.

Bu artan talebi elbette daha uygun maliyetlerle, tüketicilerimizin, vatandaşlarımızın güç yetirebileceği ucuz maliyetlerle karşılamamız gerekiyor.

"KENDİNE ÖZGÜ BİR ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ STRATEJİSİNİ HAYATA GERÇİRMEYE ÇALIŞIYORUZ"

Enerji ithalatına dikkat çeken Bakan Bayraktar, şu ifadelerde bulundu:

Elbette son yıllarda ciddi bir düşüş yaşasa da, kayda değer bir gerileme olsa da ikinci husus Türkiye enerji piyasaları için; dışarıya enerji ithalatına olan bağımlılığımız. İthal enerji kaynaklarına olan bağımlılığımız. Bu da halen maalesef devam ediyor. Dolayısıyla biz Türkiye olarak, çok boyutlu, çok çok katmanlı ve kendine özgü bir enerji dönüşümü stratejisini hayata geçirmeye çalışıyoruz.

Karbonsuzlaşma hedeflerimize başarılı bir şekilde ulaşmak için politikalarımızın ve düzenleyici çerçevemizin yeni dijital teknolojilerle birlikte; daha duyarlı daha kapsamlı daha esnek ve daha rasyonel olması gerektiğini düşünüyoruz.

Türkiye olarak, uzun dönemli enerji planlamamızda bu karbonsuzlaşma hedefine giderken, beş ana alanda odaklanıyoruz. Bunlar, elbette ki bu toplantının temel konularından bir tanesi yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, mutlaka nükleer enerji, geçiş yakıtı olarak doğalgaz ve enerji dönüşümü için madenler. Bugün Türkiye olarak, kurulu kapasitemizin yarısından fazlasını yenilenebilir enerji kaynakları oluşturuyor.

TÜRKİYE'NİN DÜNYADA VE AVRUPA'DA KONUMU

Yenilenebilir enerji projelerine destek vermeye devam edileceğini vurgulayan Bakan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu anlamda Türkiye olarak, yenilenebilir enerjide Avrupa'da 5'inci dünyada da 11'inci sıradayız. 2053'e kadar yani bizim net sıfır emisyon hedefine koyduğumuz tarih olan 2053'e kadar yenilenebilir enerjiyi ülkemiz açısından gelişme alanı, potansiyeli en yüksek alan olarak tespit etmiş durumdayız ve bunu böyle görüyoruz. Bu nedenle gerek küçük çatı sistemlerinden, gerek büyük ölçekli projelere kadar, bir çok farklı yol ve yöntemlerle de yenilenebilir enerji projelerini bu güne kadar desteklediğimiz gibi bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz.

Önümüzdeki 12 yılı kapsayacak, yani 2035 yılına kadar bizi götürecek oldukça iddialı bir yenilenebilir enerji programımız var. Yenilenebilir kurulu gücünde her yıl 5 bin megavat güneş ve rüzgarı mutlaka yeni kapasite olarak mevcut kurulu gücümüze katmak istiyoruz.

Böylece 2035 yılına geldiğimizde; bu 12 yıllık süreçte şu an için 30 bin megavat olan kurulu gücümüzün 90 bin megavata geliştirmek istiyoruz. Güneş ve rüzgar için bunu söylüyorum. Bu anlamda mükleer enerji, Türkiye'nin mutlaka enerji miksine, enerji portföyüne katması gereken önemli alanlardan bir tanesi.

"DÜNYANIN EN BÜYÜK NÜKLEER ENERJİ ŞANTİYESİ"

Mersin' Akkkuyu'da yapımı devam eden nükleer enerji santraline de değinen Bakan Bayraktar, şöyle konuştu:

Biz de hepinizin malumu, ilk nükleer reaktörlerimizin inşasına şu anda devam ediyoruz. Mersin Akkuyu'da dört tane nükleer reaktör aynı anda inşa ediliyor. Mersin Akkuyu'daki nükleer inşaat şantiyesi dünyanın en büyük nükleer enerji şantiyesi. Zira dört reaktörün yapımı aynı anda devam ediyor.

Burada ilk reaktör yüzde doksanları aşmış durumda ilerlemesi. Ümit ediyorum 2025 yılında buradan ilk elektriği, karbonsuz ilk elektriği üreteceğiz ve 2028'e kadar kalan diğer 3 reaktörü de devreye almak suretiyle Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'nunu bu santralden karşılamış olacağız. Ve bu sayede Türkiye yılda yaklaşık 35 milyon tonluk bir karbon emisyonundan sakınmış olacak.

Bizim hedefimiz, 2040 yılına kadar Türkiye'nin bu sayede enerji verimliliği sayesinde 46 milyar dolarlık bir enerji tasarrufu sağlaması olacak.

DOĞALGAZ PİYASASINDA AVRUPA'DAKİ KONUMUMUZ

Bakan Bayraktar, doğalgazın yenilenebilir enerjinin entegrasyonu için önemli bir vazife gördüğünü belirterek konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Şehirlerimizin daha kaliteli havaya sahip olması içinde doğalgazın önemi var. Türkiye olarak 50 milyar metreküpü aşan tüketimle Avrupa'nın 4'üncü büyük doğalgaz piyasasıyız.

Doğalgazda arz güvenliğimizi tesis etmek için çeşitlendirmeyi sağlamak için gazlaştırma kapasitemizi artırdık, 8 yıl öncesine göre bugün, gazlaştırma kapasitemizi 5 kat artırdık. Yer altı depolama kapasitelerimizi artırdık. Uluslararası boru hattı projeleri de dahil olmak üzere çok önemli yatırımlar yaptık.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)