İstanbul Kuyumcular Odası denetimleri değerlendirdi: Esnafımız ekiplere yardımcı olsun
Haber Merkezi

Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergide kayıt dışılıkla mücadele için harekete geçti ve 3 bin kişilik ekibiyle dün kuyumcu esnafını denetlemek için düğmeye bastı.

Maliye ekipleri tarafından 9 büyükşehirdeki 707 kuyumcu dükkanına eş zamanlı gerçekleştirdi.

İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık, İstanbul başta olmak üzere birçok ilde eş zamanlı yapılan denetimlerle ilgili bir açıklama yaparak, bilgi verdi.

İKO Başkanı Atayık, denetimlerini desteklediklerini ve olumsuz bir olay yaşanmadan gerçekleştirildiği belirterek yaşananları sektörü açısından değerlendirdi.

"KUYUMCULAR OLARAK HER ZAMAN DEVLETİMİZİN YAYINDAYIZ"

Atayık, açıklamasında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ekipleri tarafından İstanbul Kapalıçarşı başta olmak üzere birçok farklı ilde başlatılan denetimleri yakından izlediklerini belirterek şu ifadelere yer verdi:

Sahadaki gelişmeleri takip ediyoruz. Konu ile ilgili ülkemizin 81 il ve ilçelerindeki kuyumcu oda ve dernek başkanlarıyla anlık olarak iletişimle istişare halindeyiz. Maliye Bakanlığı’nın denetim ekipleri, tabii ki devletimizin verdiği görevleri ifa ediyor. Biz de kuyumcu esnafı olarak her zaman devletimizin yanında olduk ve olmaya da devam ediyoruz.

"ESNAF EKİPLERE YARDIMCI OLSUN"

Esnafımızdan denetim için gelen ekipleri, güler yüzle karşılamaları ve onlara gerekli yardımı göstermelerini bekliyoruz. Sahadan esnafımızdan aldığımız geri dönüşler de kontrollerde hiçbir olumsuzluk yaşanmadan sürecin sağlıklı yürüdüğünü gösteriyor.

"KAMUOYU ENDİŞEYE SEVK EDİLMEMELİ"

Atayık, yapılan denetimin olağan üstü bir durum varmış gibi lanse edildiğini belirterek bu konuda da "Burada konuyu sanki çok olağan üstü bir durum varmış gibi lanse ederek hem meslektaşlarımızı, hem de kamuoyunu endişeye sevk edecek haber ve açıklamaları doğru bulmadığımızı belirtmek isteriz." dedi.

"VERGİ KAÇIRAN İMAJDAN MEMNUN DEĞİLİZ"

Atayık, açıklamasının şu sözlerle sürdürdü:

Biz de kuyumculuk sektörünün tüm temsilcileri olarak kamuoyunda meslektaşlarımızın hep vergi kaçıran, kayıt dışı çalışan bir imaj içerisinde gösterilmesinden son derece rahatsızız. Bu durumdan hoşnut değiliz.

"SEKTÖR OLARAK KAYIT DIŞINDAN TÜMÜYLE ÇIKMAK İSTEDİĞİMİZİ SÜREKLİ BELİRTİYORUZ"

Kuyumculuk gibi ihracatıyla ülkeye en yüksek katma değeri sağlayan 6 bin yıllık kadim bir sektörü günah keçisi olarak göstermeden önce değerli meslektaşlarımızı kayıt dışılığa iten sebepleri ve buna yönelten koşulları doğru tespit etmek ve çözüm bulmak çok önemlidir. Sektör olarak 20 yılı aşkın bir süredir mevcut fotoğrafın ve tablonun değişmesi için yoğun uğraş veriyoruz. Devletimizin mali politikalarına destek olmak amacıyla sektör olarak kayıt dışından tümüyle çıkmak istediğimizi sürekli belirtiyoruz. Türkiye kuyumculuk sektörünün, kamu tüzel kişiliğine sahip en büyük mesleki çatı kuruluşu olarak bunu istiyor ve her platformda da gündeme getiriyoruz.

"SEKTÖRDE ESNAF OLAN KUYUMCULAR OLDUĞU GİBİ BİNLERCE E-MUHASEBE KULLANANLAR DA VAR"

"Burada, kuyumcular, düşük matrah beyan ediyor açıklamalarında bazı gerçeklerin gözden kaçırıldığını belirtmek isteriz" diyen Atayık, açıklamasında kuyumcuları, sadece esnaf, sadece tüccar, sadece sanayici, sadece ihracatçı olarak sınıflandırma yapmak yanlış olacağını ifade ederek şu değerlendirmede bulundu:

Basit usulde vergiye tabii meslektaşlarımız olduğu gibi diğer tarafta KDV mükellefi olan Maliye Bakanlığı ile entegre yazılım geliştiren entegratör firmalarla çalışan, e-Arşiv, e-Fatura kullanan, İSO 500 listesine ilk 10’da 2, toplamda 6 firma ile giren ve binlerce e-Muhasebe sistemine dahil sektör mensuplarımız yok sayılmaktadır. Halbuki, herkes tarafından bilinir ki sektör mensuplarımız, yüzyıllardır her zaman devletimizin zor günlerinde piyasalara güven veren en önemli dinamiği olmuştur.

"İSTİHDAM VE İHRACATA DESTEK VERİYORUZ"

Bugün sektörümüz, iç piyasa, ihracat, turistik bölge satışları, DİR kapsamlı satışlar, serbest bölge satışları ve yabancı kredi kartı satışları boyutunda 23 milyar dolar civarındaki yıllık işlem hacmi üzerinden kesilen fiş ve faturalardan alınan vergilerin hesaba katılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, yaratılan 400 bin kişilik doğrudan istihdam, yıllık 7,5 milyar doları doğrudan olmak üzere Kapalıçarşı ve turistik yörelerdeki satışlarla birlikte yaklaşık 12-13 milyar dolarlık ihracat ile sağlanan yüksek döviz girdisi ile ülkemizde tüm sektörlerin içinde kuyumcu firmalarımızın en yüksek katma değeri oluşturduğunu unutmamak gerekiyor.

"ALTIN ESASLI MUHASEBEYE GEÇİLMELİ"

Atayık, Türkiye’de 40 bin işletmeden oluşan büyük kuyumcu ailesi adına kamuoyuna seslenerek, mevcut tablodan çıkışın yolunu Enflasyon Muhasebesi’nden vazgeçilerek kuyumcular için Altın Esaslı Muhasebe sistemine geçmek olarak açıklayarak konuya ait şu bilgileri verdi:

2004 yılından beri uygulanan mevcut Enflasyon Muhasebesi ile sektörümüzün sorunlarının çözümü mümkün değildir. İki tarih arasında enflasyon oranındaki değişim altının uluslararası piyasalarda belirlenen fiyatındaki değişimin yarı yarıya aşağısında kalmaktadır. Bu nedenle Enflasyon Muhasebesi çözüm olamamaktadır. Kuyumcuları kayıt dışına iten ve zorlayan en büyük sebep de budur.

20 yıldan beri uygulanan ‘Enflasyon Muhasebesi’ deyim yerindeyse kuyumcuların elini kolunu bağlamıştı. Hareket kabiliyetlerini sınırlandırdığı gibi sektör firmalarının büyümesi, kurumsallaşması ve markalaşmasının de önüne set çekiyordu. Türkiye gibi enflasyonla başı her zaman belada olan bir ülkede ‘Enflasyon Muhasebesi’ uygulanınca özellikle hammadde fiyatları dünya piyasalarında anlık olarak belirlenen kuyumcular için işleri daha da karmaşık hale getiriyordu.

Birçok firma, bu muhasebe sistemi nedeniyle oluşabilecek astronomik vergi yükü nedeniyle bilançosunu tam olarak gösteremiyor, dükkanını kapatmak istese bile önüne çıkabilecek fatura nedeniyle bunu yapamıyordu. Buna paralel olarak firmalar, bilanço ve stoklarını gerçek anlamda gösteremediği için arzuladığı miktarda altın kredisini almakta da zorlanıyor.

Atayık, asıl amacın hammaddenin dolaylısıyla kuyumcunun sermayesinin vergilendirilmesinden vazgeçilmesi olduğunu diyle getirdi.