AA

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nda düzenlenen "Türkiye Buluşmaları" programında siber güvenlik konusunun dışında ağırlıklı olarak savunma sanayii ihracatına değindi.

Yılmaz, siber güvenlik konusunda çok daha güçlü bir kurumsal yapılanma konusunda hazırlıkları aşağı yukarı tamamladıklarını belirtti.

Türkiye'nin demokratik olgunluk içinde tamamladığı genel ve yerel seçimlerin ardından, siyasi istikrar içinde yoluna devam ettiğini kaydeden Yılmaz, sadece bugünü değil, yarınları da düşünerek durmaksızın çalışıldığını ifade etti.

"BU YIL 7 MİLYAR DOLARA YAKIN SAVUNMA SANAYİİ İHRACATI GERÇEKLEŞECEK"

Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin bir taraftan gücünü pekiştirirken bir taraftan da geleceğe dönük kurumsal, teknolojik hamleleri sürdürdüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:

Siber güvenlik konusunda özellikle çok daha güçlü bir kurumsal yapılanma konusunda hazırlıklarımızı aşağı yukarı tamamlamış durumdayız. Uzun süredir üzerinde çalıştığımız bir Siber Güvenlik Başkanlığı fikrimiz var. Onu olgunlaştırmış durumdayız. Sonbaharda inşallah Meclisimizin takdirine arz edecek noktaya getireceğiz. Savunma sanayiinde yaptıklarımız ortada. İnşallah Türkiye çelik kubbesini de tamamlayarak, savunma sanayiinde diğer atılımlarıyla birlikte çok farklı bir noktaya gelecek.

Geçmişte paramızla alamadığımız birtakım ürünleri bugün dünyaya ihraç ediyoruz. Geçen sene 5,5 milyar dolar savunma sanayi ihracatı gerçekleştirdik. Bu sene 7 milyar dolara yakın bir ihracat gerçekleştireceğimizi tahmin ediyoruz. Her alanda teknolojimizi, bilgi birikimimizi daha üst noktalara çıkaracağız.

"FİLİSTİN'İN HAKLI DAVASINI DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Türkiye barıştan yana bir ülkedir. Türkiye diplomasiyi her zaman ön plana alan ülkedir. Gerek bölgesinde gerek tüm dünyada barışı, istikrarı, hukuku, temel insani değerleri savunan bir ülkedir. Böyle yapmaya da devam edeceğiz. Özellikle mazlum Gazze halkının yanında olmaya, her türlü diplomatik ve diğer imkanlarımızla Filistin'in haklı davasını desteklemeye devam edeceğiz. Uluslararası anlamda da bu çaba içindeyiz."

"İZMİR KÖRFEZİ'NDEKİ KİRLİLİK"

İzmir'in en önemli sorunlarından birinin de Körfez'deki kirlilik olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

Burada kalıcı bir çözüm üretilebilmiş değil. Özellikle İzmir Körfezi'ndeki kirlilik hepimizin, ülkemizin gündeminde. Sadece İzmir'in değil bütün milletimizin bu konuda hassasiyeti var. Son yıllarda özellikle metropol illerimizde belediyelerin bütçesi içinde yatırımların payının düştüğünü görüyoruz. Bu sağlıklı bir yaklaşım değil. Bunun anlamı şu, bu şehirlerimizdeki belediyeler sermayeden yemiş oluyor. Geçmişten gelen sermayeyi tüketiyor. Yatırım yapmadan birkaç yıl idare edebilirsiniz. 3-5 yıl gidebilirsiniz ama bunu uzun bir zamana yaydığınız zaman kendi sermaye tabanınızı eritmiş olursunuz ve içinde yaşadığınız şehri çok büyük sorunlarla karşı karşıya getirirsiniz.

Bu anlamda bu yatırımsızlığın getirdiği bir krizle karşı karşıya olduğumuzu net bir şekilde ifade etmek isterim. Ancak temel hukuki sorumluluk yerelde de olsa merkezi idare olarak biz bütün milletimizin hassasiyeti olan konularda kendi görevimizi de tabi ki her zaman yapmaya hazırız. Bunu da gerçekleştireceğiz. İzmir Körfezi'yle ilgili olarak da aynı anlayışa sahibiz.

"HÜKÜMET BU KONUDAKİ İRADESİNİ ORTAYA KOYDU"

Cevdet Yılmaz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un bu konuda İzmir'e gelerek toplantılar yaptığını, hükümetin bu konudaki iradesini ortaya koyduğunu belirtti.

"BİLİM KURULU OLUŞTU"

İzmir Körfezi'nin kirliliğinin mercek altına alınması amacıyla alanında uzman isimlerden oluşan bir bilim kurulu oluşturulduğunu anımsatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu bilim kurulunun altında da alt çalışma grupları olacak. Bu tür meseleler tek boyutlu meseleler değil. Dolayısıyla bu ana meselelerde çalışma grupları da oluşturarak her birinde kısa, orta, uzun vadede yapılması gerekenleri tespit ederek yol haritamızı netleştireceğiz, buna göre de hareket edeceğiz. Bu yaşananların kirliliğin, balık ölümlerine yol açtığına dair yine bulgular hepimizin dikkatine gelmiş durumda. Kirliliğin esas sebebi, arıtılmadan körfeze akan sular. Dolayısıyla bu atık suların mutlaka arıtılması gerekiyor ve körfezdeki oksijen seviyesinin yükseltilmesi gerekiyor.

Yıllardır süren bu yatırımsızlığa bir son verip daha ciddi yatırımları hep birlikte yapmamız lazım. İşin burada 3 boyutu var. Özel sektör, yerel yönetim ve merkezi idare. Her 3 tarafın da üzerine düşeni yapması gerekiyor. Maalesef yerelde geçmişten gelen bazı sıkıntılarla bu dönemde yaşanan bu sıkıntıları da görerek herkes üzerine düşeni yapar, sorumluluğunu yerine getirir, bunu temenni ediyoruz. Biz sorumlu hareket eden, işbirliğine açık olan herkesle birlikte çalışmaya hazırız. Yeter ki İzmir'imizin, milletimizin sorunları çözülsün.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)