Türkiye ve Cezayir ikili ticaret hedefi: 10 milyar dolar
AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 Kasım’da Cezayir'e bir gezi gerçekleştirecek.

Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi Muhammet Mücahit Küçükyılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cezayir ziyareti öncesi, geçmişten günümüze Türkiye-Cezayir ilişkilerini değerlendirdi.

Türkiye ile Cezayir’in geçmişinin geçmişe dayandığına dair örnekler veren Küçükyılmaz, Filistin meselesindeki ortak tutumuna işaret ederek, şu bilgileri aktardı:

Aslında iki ülkenin güçlü olduğu dönemlerde aynı zamanda düzen kurucu, inşa edici, barış sağlayıcı bir misyon üstlendiğini de görüyoruz. Bu Türkiye ve Cezayir gibi dünya sistemindeki hakkaniyetli ülkelerin güçlü olmaları gerekliliğini ortaya çıkartıyor.

"İkili ticaret hacminde hedef 10 milyar dolar"

Türk yatırımlarının bugün Cezayir’de 6 milyar doları aştığını belirten Büyükelçi Küçükyılmaz, şöyle devam etti:

Türkiye ile Cezayir arasındaki ticaret hacmi de 2022’de 5,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. İnşallah 2023’te biz 6 milyar dolar rakamını aşmayı bekliyoruz. Cumhurbaşkanı'mızın ve Sayın Cumhurbaşkanı (Abdülmecid) Tebbun’un ortaya koyduğu 10 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine de en kısa zamanda ulaşmayı planlıyoruz.

Teşvik anlaşması uygulaması

Bizim atacağımız pek çok adım var, iki ülkenin potansiyeli çok fazla. Bunların başında karşılıklı yatırımları teşvik anlaşmasını uygulamamız geliyor. Yine tercihli ticaret anlaşması ile ilgili müzakere çerçeve belgesinin imzalanıp müzakerelere başlanması süreci geliyor.

Petrol ve gaz şirketleri arasındaki anlaşma

Küçükyılmaz, Cezayir'in milli petrol ve gaz şirketi Sonatrach ile Türkiye Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) arasındaki anlaşmanın da yenilenmesinin beklendiğine dikkati çekti.

Büyükelçi, Cezayir’de Ziraat Bankası şubesi, Maarif Okulu ve Yunus Emre Enstitüsü Kültür Merkezi'nin açılması dahil, bir kısmı ekonomik bir kısmı kültürel boyutu ilgilendiren 10’u aşkın anlaşmanın gündemde olduğunu belirtti.

"Cezayir, Türkiye açısından Afrika’ya açılan büyük bir kapı"

Cezayir’in Türkiye açısından Afrika’ya açılan büyük bir kapı, Türkiye’nin de Cezayir açısından Orta Asya’ya ve Orta Doğu’nun bir kısmına hatta uzak Asya’ya açılan kapı işlevi gördüğüne dikkati çeken Küçükyılmaz, Türk müteşebbislerin yatırım yaparak Cezayir’e katma değer kazandırma fikri taşıdığını belirtti.

"Cezayir petrol, doğalgaz, su ve maden kaynakları açısından zengin"

Küçükyılmaz, Cezayir’e bakınca gördüklerini şöyle sıraladı:

Cezayir, dünyada ne varsa hemen hepsinden bir parça bulunduran bir ülke. Yani maden kaynakları açısından, doğalgaz, petrol açısından zengin. Her türlü sebze, meyve, gıdanın üretilebildiği, yetiştiği bir ülke. Çok büyük bir çöle sahip ama ilginç biçimde çölün altında da dünyanın en büyük yer altı su kaynakları bulunuyor.

"Erdoğan-Tebbun dostluğu tarihi fırsat"

İki ülke cumhurbaşkanları arasındaki güçlü uyuma işaret eden Büyükelçi Küçükyılmaz, "Türkiye, Cezayir açısından güçlü, dost ve kardeş bir müttefiktir. Cezayir de yine Türkiye açısından güçlü, dost ve kardeş bir müttefik ülkedir." dedi.

Kahramanmaraş depreminde Cezayir'in desteği

Küçükyılmaz, 6 Şubat'taki depremler sırasında Cezayir’in ve Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’un verdiği destekleri unutmayacaklarını ifade ederek şöyle konuştu:

Türkiye ve Cezayir arasındaki tarihi fırsatların şu an en büyüğü Cumhurbaşkanı Tebbun ile Cumhurbaşkanımız Erdoğan arasındaki dostluk ve muhabbettir. Ben bu ziyaretin Türkiye-Cezayir ilişkilerinde bir kırılma noktası olacağını ve büyük bir sıçramanın buradan gerçekleşeceğini umut ediyorum.

Türkiye Cezayir ilişkileri geçmişe dayanıyor

Türkiye ile Cezayir’in “iki kardeş devlet, bir ümmet” olduğuna dikkati çeken Küçükyılmaz, iki ülke arasındaki bağların, Barbaros Hayrettin Paşa ve kardeşlerinin 1516’da Cezayirlilerin çağrısı üzerine Avrupa kıtasından gelen çeşitli saldırılara karşı Cezayir’i korumak üzere Yavuz Sultan Selim tarafından bu topraklara gönderilmesiyle başladığını belirtti.

Osmanlı-Cezayir ilişkilerinin 1830’da başlayan Fransız sömürgeciliğine kadar devam ettiğini söyleyen Küçükyılmaz, Fransızların Cezayir’deki en önemli Osmanlı eserlerinden Keçiova Camii’ni Saint Philippe Katedrali’ne çevirdiğini ifade etti.

Cezayir’in istiklal mücadelesinin lideri Emir Abdülkadir’in direniş hareketinden sonra Fransızlara esir düşmesi ve Paris’e götürülmesinin ardından Osmanlı Padişahı Abdülmecid’in girişimleriyle önce Bursa’ya, daha sonra da Şam’a yerleştiğini hatırlatan Küçükyılmaz, Emir Abdülkadir’in Şam’da da Osmanlı adına görev alarak buradaki Dürzi isyanını arabuluculuk yaparak bastırdığını, pek çok masum insanın hayatını kurtardığını, böylece Barbaros kardeşler gibi Emir Abdülkadir’in de Türk-Cezayir tarihinin ortak bir figürüne dönüştüğünü vurguladı.

Türkiye ve Cezayir, sömürge hareketlerine karşı başarı elde eden iki örnek

Sömürge dönemi sonrası Türkiye ile Cezayir arasındaki ilişkilerin hızla kurulduğunu vurgulayan Küçükyılmaz, Cezayir’in 1992-2002 yıllarındaki iç savaşla talihsiz bir süreç yaşamasına rağmen, yaralarını hızla sararak önemli bir aktör haline geldiğini ve büyük siyasi, ekonomik potansiyelini harekete geçirmeye başladığını kaydetti.

Küçükyılmaz, Batılı tarihçilerin bile 1516-1830 arası dönemi zaman zaman “Algero-Turk veya Turko-Algerian” olarak adlandırdıklarına dikkati çekti.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)