Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yönetimi ile bir araya geldi.
Görüşmenin ardından TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, Sabancı Center'da gerçekleştirilen TÜSİAD YİK Toplantısı'nın açılışında konuştu.
Özilhan yaptığı konuşmada, seçimlerin çok yüksek katılım oranıyla ve siyasi olgunlukla tamamlandığını, Türk toplumunun bir kez daha seçme hakkı konusundaki hassasiyetini ortaya koyduğunu ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, kabinesini ve TBMM'ye seçilen tüm milletvekillerini tebrik etti.
Son dönemde ekonomide yaşanan gelişmelere değinen Özilhan, "Arka arkaya sıralayınca sıkıntılı bir tabloya işaret etmesine rağmen aslında bu sorunlar çözümsüz değil. Yeter ki sorunun kaynağını doğru teşhis edelim ve buna uygun bir politika setini şeffaf ve takvime bağlı olarak uygulayalım." dedi.
Özilhan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i ve TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan'ı tebrik ederek, görevlerinde başarılar diledi.
"İstikrar yönünde katkı sağlamasını bekliyoruz"
Yeni ekonomi yönetimi ile ekonomik istikrarın kısa sürede tesis edilmesini ve ülkenin yeniden hızlı ve sağlıklı bir büyüme patikasına girmesini temenni eden Özilhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şimdiye kadar yapılan açıklamalar doğrultusunda itibarı yüksek bir ekonomik programın hazırlanarak ilan edilmesi, kilit kurumlara liyakati ön planda tutan ve piyasalara güven veren atamaların yapılması ve Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomi politikalarının şekillenmesinde etkili olan kurumların esas görev tanımlarına uygun bir çalışma düzenine girmesi, bu içinde bulunduğumuz tablodan çıkışta çok yardımcı olacaktır. Bu adımların atılmasıyla hem içeride hem de dışarıda ekonomiye güven hızla toparlanacak ve güvenli adımlarla yol almak mümkün olacaktır."
"Bakan Şimşek ile toplantımız açık ve samimiydi"
TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bugün TÜSİAD yönetimi olarak bir araya geldiklerini belirterek, "Ekonomik durumla ilgili tespit ve önerilerimizi Sayın Bakan ile paylaştık. Açık ve samimi bir toplantı oldu. Sayın Bakan'ın çalışmalarını tamamladıktan sonra ortaya koyacağı ekonomik programın makroekonomik istikrar yönünde katkı sağlamasını bekliyoruz." diye konuştu.
Türkiye'de piyasa ekonomisinin köklü bir tarihe sahip olduğunu ve bunu yakın zamanda bir kez daha gördüklerini ifade eden Özilhan, şunları kaydetti:
"Türkiye gibi girişimci sayısı çok, rekabet ortamı oldukça gelişkin, iş yapma kültürü zengin, üretim yapısı güçlü, sosyal ve sendikal haklar tarihi köklü bir ülkede, devletin piyasaya yoğun müdahale anlayışı sonuç vermiyor. Demek ki ekonomi politikalarını, bizim gibi sosyalizm geçmişi olmayan liberal demokratik ülkelerin piyasa modeli doğrultusunda düzenlemek gerekiyor. Piyasa modelinde devlet, piyasa dengelerini şekillendirmek için selektif olarak müdahale etmez ama özel sektöre yol göstermek üzere veri derler, yayınlar, araştırmalar yapar, analizler ve tahminler hazırlar. Devlet denetim yapar, piyasaların rekabetçi biçimde işleyişini sağlayacak önlemleri alır, piyasa aksaklıklarının önüne geçer ama fiyatlar arz ve talep tarafından belirlenir. Devlet, vergi toplar ve kamusal mal ve hizmetleri tedarik eder. Devlet ayrıca, piyasa aksaklıklarının olduğu durumlarda toplumsal sonucu iyileştirmek için de müdahale eder."
"TL'ye güveni yeniden sağlamak birinci önceliğimiz"
Tuncay Özilhan, Türkiye ekonomisinin sorunlarının çözümü için 3 ayaklı bir program gerektiğini, bu ayakları "makroekonomik istikrarın", "yapısal reformların" ve "hukuk devletinin" oluşturduğunu söyledi.
Her şeyden önce makroekonomik istikrarı sağlayarak başlamak gerektiğini vurgulayan Özilhan, "Enflasyon şeytanıyla mücadele ve TL'ye güveni yeniden sağlamak birinci önceliğimiz." dedi.
Özilhan, ana hedef enflasyonla mücadele iken sıkı para politikası tercihlerinin büyümede arzu edilmeyen bir yavaşlamaya ve yaşam standartlarında bozulmaya yol açmaması gerektiğini vurguladı.
İtibarı yüksek bir ekonomi programının açıklanmasının, bütçe açığındaki arızi bozulmanın istikrarsızlık unsuru olarak görülmesinin önüne geçeceğini belirten Özilhan, "Zaten böyle bir program kısa sürede olumlu sonuçlarını hissettirmeye başlar ve ülke yeniden sağlıklı bir büyüme patikasına döner." dedi.
Özilhan, "Standard para ve finans politikalarına dönülmesiyle makroekonomik istikrarın tesisi sağlanacak olmakla birlikte cari açık sorununun çözümü daha zor olacak ve daha uzun zaman gerektirecek. Bunun için kapsamlı politikalara ve iyi bir planlamaya ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin rekabetçi olmak dışında başka bir seçeneği yok"
Cari açık sorununun çözülmesi için önerilerini paylaşan Özilhan, üretimi ve yatırımı artırmak için önce makroekonomik istikrarın sağlanması gerektiğini vurguladı.
Üretim yapısının dönüştürülmesinden ve yatırımların artması için elverişli koşulların oluşturulmasından bahseden Özilhan, "Türkiye'nin rekabetçi olmak dışında başka bir seçeneği yok ve aslında bu durum, çoğulcu demokratik bir sistemin vazgeçilmezliğini de güçlendiren bir unsur." dedi.
Türkiye'nin dış politikasını kendi menfaatleri doğrultusunda belirlemesi gerektiğini vurgulayan Özilhan, "Türkiye açısından demokratik ülkeler topluluğunun içinde yer almak önemlidir. Ekonomik ilişkilerimiz açısından en önemli partnerimiz olan Avrupa'nın dijital ve yeşil dönüşüm projelerinin dışında kalmayı düşünemeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Açılış konuşmalarının ardından Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası yeniden toparlanmayı konu alan bir panel düzenlendi.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış