İnşaat sektörü Ağustos 2016 analizi yayınlandı

inşaat

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) ekonomi çevreleri tarafından merakla beklenen 2016 yılı üçüncü çeyrek İnşaat Sektörü Analizi'ni yayımladı. “Dünya'da ‘Yeni Normal', Türkiye'de Olağanüstü Hal" başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomideki göstergeler ile önümüzdeki döneme ilişkin veriler değerlendirildi.

DARBE GİRİŞİMİ OLUMLU SEYRİ FAZLA ETKİLEMEDİ

Raporda, “15 Temmuz tarihinde yaşanan darbe girişimi, piyasalarda yarattığı kısa süreli çalkantının ardından ekonomideki olumlu seyri fazla olumsuz etkilememiştir. Kısa süreli döviz hareketleri dışında panik havası yaşanmamış, borsa ve piyasalar hareketliliğini sürdürmüştür” denildi.

YENİ DÖNEM İÇİN ÖNCELİK REFORMLAR

Türkiye Müteahhitler Birliği, son gelişmelerin ardından ulusal ekonomi ve sektörün güçlü potansiyelini ortaya koyabilmesi için şu önerilerde bulundu: “Türkiye'nin hızla ve etkinlikle ekonomik ve sosyal reform sürecini hayata geçirmesi; tasarrufların arttırılması, üretim ve dış ticaret süreçlerinin desteklenmeye devam etmesi, ticaret ve yatırım politikalarının doğrudan yabancı yatırımları ve katma değeri yüksek ihracata yönelimi teşvik edecek biçimde yeniden düzenlenmesi, ayrıca bilgi ve insan tabanlı sermayeye yüksek oranda yatırım yapılması her zamankinden de fazla derecede önem kazanmaktadır.”

TMB 2016 üçüncü çeyrek analizinde özetle şu değerlendirmelere yer verildi:

109 ÜLKE 328.4 MİLYAR DOLAR

Türk müteahhitlik firmalarınca 1972'den 2016 Haziran sonuna kadar 109 ülkede üstlenilen 8 bin 838 projenin toplam bedeli 328.4 milyar ABD Doları'na ulaşmıştır. Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin başladığı tarihten bu yana üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında ilk 5 ülke Rusya (%19.7), Türkmenistan (%14.7), Libya (%8.9), Irak (%7.2) ve Kazakistan (%6.4) olmuştur.

6 AYDA 2.8 MİLYAR DOLAR

Türk müteahhitlerin yurtdışında üstlenilen yıllık yeni proje tutarı 2013 yılında 30 milyar, 2014'te 26.5 milyar, 2015'te 22.4 milyar ABD Doları olmuştur. 2016 yılının ilk yarısında yurtdışında 2.8 milyar ABD Doları değerinde 45 yeni proje üstlenilmiştir. Proje üstlenilen ilk 5 ülke BAE (%22.2), Bahreyn (%19.7), Fas (%16.1), Senegal (%13.6) ve Nijerya (%6.5) olmuştur.

DARBE GİRİŞİMİ SONRASI NORMALLEŞME

Darbe girişimi sonrası hayatın olağan akışına dönmesi, ekonomi yönetiminin hızlıca almakta olduğu önlemler ve küresel piyasalarda artan risk iştahının da desteğiyle Türkiye piyasalarında normalleşme yaşanmaktadır.

TMB HAREKETE GEÇTİ

Son dönemde Türkiye Müteahhitler Birliği'nin de içinde bulunduğu Türkiye'nin önde gelen sivil toplum kuruluşları öncülüğünde tüm iş dünyası küresel bazda yatırımcıları Türkiye'ye yönlendirmek üzere harekete geçmiş, bankalar destekleyici söylemlerini arttırmıştır.

İKİNCİ YARI YAVAŞLAMA

Türkiye ekonomisi, yılın ikinci yarısında büyüme dinamiklerinde, bütçe gelirlerinde ve dış ticarette yaşanabilecek göreceli yavaşlamadan olumsuz etkilenebilecektir.

İNŞAATTA GÜVEN ENDEKSİ ARTTI

Temmuz ayında mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi yüzde 2.5 artış göstermiştir. İnşaat sektörü güven endeksindeki bu artış, alınan kayıtlı siparişlerin arttığına, yeni yapılacak projelere ve inşaat sektörünün yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğine işaret etmektedir.

KONUTTAKİ KAMPANYALAR İVME KAZANDIRACAKTIR

Darbe girişimi ve devamında OHAL kararının, yükselen kurların, faizlerin ve yükselme eğilimi içine giren enflasyonun, konut gibi büyük tutarlı alımların ertelenmesine yol açabileceği değerlendirilmektedir. Diğer yandan, Emlak Konut GYO ve GYODER'in başlattığı, sektör oyuncularının büyük çoğunluğunun farklı projelerle desteklediği düşük faiz kampanyalarının, önümüzdeki dönemde konut sektörüne ivme kazandıracağı düşünülmektedir.

RİSKLER AŞAMALI OLARAK AZALTILABİLECEKTİR

Dış politika alanında başlatılan etkin restorasyon hareketi, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi ve özellikle Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesi, jeopolitik risklerin önemli oranda azalmasını sağlayabilecek; dış politika konusunda yaşanan toparlayıcı gelişmeler sayesinde, dış ticaret ve cari işlem dengeleri açısından büyük önem taşıyan turizm ve ihracat gelirleri üzerindeki riskler de aşamalı olarak azaltılabilecektir.