Bakan Memişoğlu: Yenidoğan Çetesi fiilen 26 Nisan tarihinde çökertildi
İHA

AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonda bakanlık bütçesinin yanı sıra Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları da görüşüldü.

Bütçe görüşmelerinin ardından Bakan Memişoğlu, komisyonda yer alan milletvekilleri tarafından kendisine yöneltilen soruları cevapladı.

OCAK 2016'DA BAŞLAYAN SORUŞTURMA SÜRECİ

Bakan Memişoğlu, 2016 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından yenidoğan konusunda yürütülen bir soruşturmanın İstanbul İl Sağlık Müdürü olarak kendisi tarafından kapatıldığı iddialarına değinerek şunları dedi:

“Bahse konu soruşturma, Ocak 2016 tarihinde bir elektronik mesaj ihbarı ile başlatılıyor ve bakanlıkça başdenetçi görevlendiriliyor. Başdenetçi, elde ettiği bilgi ve belgeler ile görevlendirdiği uzman bilirkişinin raporu doğrultusunda tamamladığı soruşturma dosyasını, 17 Kasım 2016 tarihinde Sağlık Bakanlığı Denetim Hizmetleri Başkanına sunuyor. Dosya içeriğinde bulunan bilirkişi raporunda ‘mevcut kayıtlara göre yenidoğan döneminde yapılan tedavilerin bebeklere zarar verdiğine dair bir bulguya rastlanılmadığı’ ifade ediliyor. Müfettiş raporunda ise ‘bebeklerin tedavilerden zarar görmedikleri anlaşıldığından herhangi bir işleme gerek olmadığı’ şeklinde bir kanaat belirtiliyor”

"BAKANLIK MERKEZ TEŞKİLATI TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN OPERASYONUN, İL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN KATILABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK CAHİLLİKTİR"

Memişoğlu, 28 Kasım 2016 tarihinde de bakanlık müsteşarlığı tarafından onay alınarak soruşturmanın tamamlandığını ifade ederek şu ifadeleri kullandı:

“Aynı konuda, baş denetçi tarafından; yüksek tedavi faturaları çıkarıldığı iddialarının SGK tarafından, bazı doktorların özel hastanelerde mevzuata aykırı nöbet tuttuğu iddialarının da Türk Tabipler Birliği tarafından incelenmesi gerektiğine dair suç duyurusu yapılıyor. Hal böyle iken; bu soruşturmanın, Ekim 2016’da il sağlık müdürlüğüne atanmam dolayısıyla kapatıldığını iddia etmek, en hafif tabirle vicdansızlıktır. Bakanlık merkez teşkilatı tarafından yürütülen bir soruşturmanın, İl Müdürlüğü tarafından kapatılabileceğini düşünmek de olsa olsa cahilliktir”

"2002 YILINDA BEBEK ÖLÜM HIZI, BİN CANLI DOĞUMDA 31,5 İKEN 2023’TE BU ORAN, 9,8’E DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR"

Yenidoğan yoğun bakım üniteleri başta olmak üzere özel sağlık tesislerine yönelik denetim yapılmadığı iddialarını da cevaplayan Memişoğlu, “Sağlık otoriteleri, bebek ölüm hızını, ülkelerin gelişmişliğini gösteren en önemli parametrelerden biri kabul ediyor. 2002 yılında bebek ölüm hızı, bin canlı doğumda 31,5 iken 2023’te bu oran, 9,8’e düşürülmüştür” şeklinde konuştu.

Bakan Memişoğlu, 2009 yılından bu yana 1 yaşına kadar hayatını kaybeden tüm bebek ölümlerinin ve nedenlerinin uzmanlar ve sağlık yöneticileri tarafından incelendiğini, yapılan incelemeler sonucunda herhangi bir usule aykırılık tespit edildiği taktirde ise bakanlık tarafından ilgili makamlara bildirildiğinin altını çizdi.

"2024 YILINDA 54 BİN 885 DENETİM GERÇEKLEŞTİRİLDİ"

Tüm özel sağlık kuruluşlarının her yıl en az 1 kez denetlendiğini söyleyen Bakan Memişoğlu, “Denetim ekiplerimiz, sadece 2024 yılında özel sağlık tesislerine yönelik yaklaşık 46 bini olağan, 6 bini olağan dışı ve 3 bini süre sonu olmak üzere toplam 54 bin 885 denetim gerçekleştirdi. Bu denetimler neticesinde aykırılık tespitlerine göre faaliyet durdurma, idari para cezası ve suç duyurusunda bulunuldu” bilgisini paylaştı.

"BU AŞAĞILIK ÖRGÜTÜ DELİLLENDİRMEKTE ÖZEL YÖNTEMLERE BAŞVURDUK"

Yenidoğan Çetesi’nin hayatın olağan akışında akla hayale gelmesi güç ve canice bir hadise olduğunu vurgulayan Memişoğlu şu cümleleri kurdu:

“Bu aşağılık örgütün eylemlerinde olduğu gibi, delillendirmekte güçlük çekilen durumlarda, olağan denetim usullerinin yanı sıra özel yöntemlere de başvurmak gerekiyor. Biz de burada tam olarak bunu yaptık. Sağlık müdürlüğümüz, kolluk birimlerimiz ve yargı mercilerince tam bir eş güdüm içerisinde çalışarak bu çeteyi çökerttik. Her halde bundan rahatsız olanlar oldu ki; üzerimize insafsızca bir saldırı başlattılar”

"5 MAYIS 2023 TARİHLİ YAZIMIZLA ADLİ SORUŞTURMANIN BAŞLATILMASI BİZİM TARAFIMIZDAN SAĞLANDI"

Sağlık Bakanlığı’nın yenidoğan bebek ölümlerine seyirci kaldığı iddialarının da gerçeği yansıtmadığına dikkati çeken Bakan Memişoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“220 bin meslektaşımızın hatta 1,5 milyon sağlık çalışanımızın zan altında bırakılması büyük bir haksızlıktır. Bizlere düşen yanlış yapanları, yasa dışı yollara sapanları, suç işleyenleri bulmak ve onlara gerekli cezaları verip sistem dışına çıkartmaktır. İddialar karşısında, klasik denetim usullerinin yeterli olamayacağı kanaati ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’yle irtibata geçerek 5 Mayıs 2023 tarihli yazımızla adli soruşturmanın başlatılması bizim tarafımızdan sağlandı. İstanbul Büyükçekmece Başsavcılığınca gizlilik kararı çerçevesinde yürütülen soruşturma kapsamında, kolluk birimlerince teknik ve fiziki takip de dâhil olmak üzere etkin bir soruşturma yürütüldü. Emniyet makamları belirli zamanlarda İl müdürlüğümüzle irtibata geçerek, teknik takibin etkinliğini arttırmak amacıyla eş zamanlı ve olağanüstü denetimler yapılmasını istediler. Bu çerçevede ilk eş zamanlı olağan dışı denetim, 25 Eylül 2023 tarihinde özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım servislerine yönelik gerçekleştirildi ve ortaya çıkan bulguları değerlendirmek üzere Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim Değerlendirme Komisyonu kuruldu.”

Komisyonun kurulmasının ardından özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım servislerine yönelik eş zamanlı 'olağan dışı' denetim yaptıklarını aktaran Memişoğlu, “31 Ekim 2023, 16 Kasım 2023, 29 Kasım 2023, 16 Ocak 2024, 26 Ocak 2024, 08 Şubat 2024 ve 09 Şubat 2024 tarihlerinde 7 ayrı eş zamanlı olağan dışı denetim daha gerçekleştirdik. Bu denetimlere ilişkin tutanakları İstanbul İl Emniyet müdürlüğüne gizlilik içinde gönderdik” şeklinde konuştu.

"ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ FİİLEN 26 NİSAN TARİHİNDE ÇÖKERTİLDİ"

Bakan Memişoğlu, bakanlık talebiyle başlatılan adli soruşturmanın ilgili savcılık makamınca gizlilik içerisinde yürütüldüğünü söyleyerek şöyle dedi:

“Bakanlığımız, tape kayıtları ve dijital materyal verilerine, çete operasyonu yapıldıktan çok daha sonra vakıf oldu. Tape kayıtları, 9 Mayıs tarihinde diğer belgelerle birlikte savcılık makamı tarafından bakanlığımız müfettişleriyle paylaşıldı. Şüphelilere ait telefon ve bilgisayar imajlarından alınan ve Whatsapp yazışmaları gibi en can alıcı bulguların yer aldığı dijital meteryallere ise 3 Eylül tarihinde müfettişlerimizce ulaşıldı. Tekrar hatırlayalım, bu organize suç örgütüne yönelik operasyon 26 Nisan’da yapılmıştı ve bu operasyon sonucunda 26 Nisan tarihinde şüpheliler gözaltına alındı ve büyük bir bölümü tutuklandı. Dolayısıyla organize suç örgütü, fiilen 26 Nisan tarihinde çökertildi. Zaten iddianameye de yansıyan, ihmalli davranışla kasten adam öldürme suçlarının tamamı da 26 Nisan tarihi öncesinde gerçekleşmişti”

"16 EYLÜL TARİHLİ RAPORDA; BEBEK ÖLÜMLERİNDE ŞÜPHELİLERİN SORUMLU OLDUĞU KANAATİ BELİRTİLDİ"

Bebek ölümlerine rağmen ilgili özel hastanelere işlem yapılmadığı iddiasına da değinen Bakan Memişoğlu, şu bilgileri paylaştı:

“Soruşturmanın başladığı 5 Mayıs 2023 ile operasyonun gerçekleştirildiği 26 Nisan tarihleri arasında gizlilik kararı çerçevesinde yargı mercilerince bakanlığımıza soruşturma içeriğiyle ilgili herhangi bir belge paylaşımı yapılmadı. Soruşturmayı yürüten başsavcılıkça; 9 Mayıs tarihinde 3 bin 472 sayfalık polis fezlekesi, şüphelilerin savcılık ifadeleri, MASAK raporu ve ilgili diğer bilgi ve belgeler; 3 Eylül tarihinde ise şüphelilere ait telefon ve bilgisayarların Jandarma Kriminal Başkanlığı tarafından incelenmesi sonucunda elde edilen dijital materyaller, savcılık tarafından Müfettişlerimize teslim edildi.

Bu arada başsavcılık tarafından bu organize suç örgütünün eylemleri ile bebek ölümleri arasında bir illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunun müfettişlerce tıbbi görüş alınarak araştırılması ve sonucunun bildirilmesi ilk defa 28 Haziran tarihinde resmi yazı ile talep edildi.

Müfettişlerimiz olağanüstü bir gayret ile binlerce sayfadan oluşan belge ve materyalleri inceledi. Alanında uzman üç hocamızdan oluşturulan bilirkişi heyetince gerekli tıbbi inceleme yapıldı. Bilirkişi tarafından hazırlanan 16 Eylül tarihli raporda; bebek ölümlerinde şüphelilerin sorumlu olduğu kanaati belirtildi.

Böylece yolsuzluk, usulsüzlük, nitelikli dolandırıcılık başlıkları ile devam eden soruşturmada organize suç örgütünün eylemleri ile bebek ölümleri arasındaki illiyet bağı ilk defa resmen kurulmuş oldu. 28 Eylül tarihinde müfettiş incelemesini tamamlayarak raporu Teftiş Kurulu Başkanlığına teslim etti. Teftiş Kurulu raportörlerince, 5 bin sayfalık soruşturma raporu ve ekleri incelendi; raporun uygulanmasına dair onay 18 Ekim tarihinde alındı. İlgili raporda usulsüzlük tespit edilen özel hastanelerin kapatılması önerildi ve aynı gün bu hastaneler kapatıldı.”

"YENİ YÖNETMELİK, AİLE HEKİMLERİNİN İLAÇ YAZMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ DE ORTADAN KALDIRMIYOR"

Bakan Memişoğlu, Yeni Aile Hekimliği Yönetmeliğine ilişkin yapılan eleştiriler hakkında, amaçlarının aile hekimliği sisteminin etkinlik ve verimliliğini arttırabilmek olduğunu ifade etti. Bu çerçevede bazı kesimler tarafından ‘Aile hekimleri bundan sonra ilaç yazamayacakmış; yazarsa maaşlarından kesinti yapılacakmış’ iddialarını ortaya atıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Bakın; size şu anda Türkiye’deki durumu olduğu gibi aktarayım: Bin kişiye düşen günlük antibiyotik kullanım miktarı, OECD ortalamasından 2,5 kat daha yüksektir. Gereksiz antibiyotik ve ilaç kullanımı, küresel bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Sağlık Bakanlığı olarak biz de bu duruma müdahale ettik. Şunu net bir şekilde ifade edeyim: Yeni yönetmelik, aile hekimlerinin tanı ve tedavisine asla müdahale etmiyor; ilaç yazma özgürlüğünü de ortadan kaldırmıyor. Burada asıl amaç, akılcı ilaç uygulamalarının teşvik edilmesidir. Aile hekimlerimiz ilaçlarını istedikleri gibi yazabilir. Bu noktada yeni yönetmelikte yer alan düzenlemelerle aile hekimlerimizin akılcı ilaç kullanımı teşvik edilmektedir. Ama bunu yaparken kesinlikle bir gelir kaybı ya da mali cezalandırma planlanmadı. Mevcut nüfusu ve ilaç kullanım durumuna göre, bir önceki döneme göre aynı oranı koruyan ya da daha düşük ilaç kullanımını sağlayan aile hekimlerimize, ilave bir teşvik ödemesi yapıyoruz”

"AİLE HEKİMLERİMİZİN MAAŞINDA KESİNTİYE GİTMİYORUZ"

‘Vatandaşların aile hekimine başvurmadan hastaneye gitmesi halinde, aile hekiminin maaşında kesinti olacağı’ iddiasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bakan Memişoğlu şu cümleleri kurdu:

“Vatandaşlarımızın hastaneye gitmelerini engellemediğimiz gibi bu nedenle aile hekimlerimizin maaşında kesintiye gitmiyoruz. Burada da ilave bir teşvik getirdik. Aile hekimimize kayıtlı nüfusun, bir önceki döneme göre hastaneye başvuru oranı düşerse veya aynı kalsa dahi, aile hekimimize ilave bir teşvik ödemesi yapıyoruz. Burada amaç, aile hekimi ile kayıtlı nüfus arasındaki bağın güçlendirilmesidir. Yeni yönetmelikle, vatandaşlarımızın seçtikleri aile hekimlerine yılda en az iki kez başvurmalarını istememizin temel nedeni de budur. Bu sayede sağlık sistemi üzerindeki yükün doğru şekilde dağıtılması hedeflenmektedir”

"14 BİN 800 LİRA OLAN TOPLAM TEŞVİK MİKTARINI, 44 BİN 648 LİRAYA ÇIKARTTIK"

Bir başka yanıltıcı iddianın “hasta memnuniyet oranının, aile hekiminin maaşında kesintiye neden olacağı” iddiası olduğunu söyleyen Memişoğlu, “Bugüne kadar aile hekimlerimizin aldıkları teşvik ödemelerine İlaveten yeni teşvik ödemeleri almalarına imkân sağlıyoruz. Nitekim 14 bin 800 lira olan toplam teşvik miktarını, 44 bin 648 liraya çıkarttık. Aile hekimlerimiz ve vatandaşlarımız için son derece samimi ve yapıcı bir tutumla çıkarttığımız bu yönetmeliğin sahadaki uygulamasını da aynı hassasiyetle takip ediyoruz” cevabını verdi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA)