Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.

İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin'de yaşanılanların büyük bir soykırım olduğunun altını çizdi.

Erdoğan, Gazze için BM'ye harekete geçmeleri için seslendi.

"EY İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİ, GAZZE'DEKİLER İNSAN DEĞİL Mİ?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

Buradan açık açık soruyorum:

Ey İnsan Hakları Örgütleri... Gazze'dekiler Batı Şeria'dakiler insan değil mi? Filistin'deki çocukların okuma ve sokakta oynama hakkı yok mu?

Ey BM Güvenlik Konseyi.. Gazze soykırımının önüne geçmek bu zulme bu barbarlığa dur demek için daha neyi bekliyorsunuz? Filistin halkıyla birlikte kendi vatandaşlarının canını tehlikeye atan, siyasi ikbali için tüm bölgeyi savaşa sürükleyen katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz?

Ey uluslararası basın kuruluşları, İsrail'in canlı yayında katlettiği ofislerini bastığı gazeteciler, sizin meslektaşınız değil mi?

Ey İsrail'e kayıtsız şartsız destek verenler.. Bu katliamı seyretmenin destek vermenin utancını daha ne kadar taşıyacaksınız?

"ÇOK BÜYÜK BİR AHLAKİ ÇÖKÜŞÜN GÖSTERGESİDİR"

Kıymetli dostlarım, Gazze'de, Ramallah'ta, Lübnan'da çocuklar ölürken, bebekler küvezde can verirken, maalesef uluslararası toplumda çok kötü bir sınav vermiştir. Filistin'de yaşananlar, bakınız, çok büyük bir ahlaki çöküşün göstergesidir.

Bütün dünya halklarının, ülke liderlerinin, uluslararası kuruluşların bu acı tablo üzerinde düşünmesi gerektiğine inanıyorum.

"FİLİSTİN HALKININ DİRENİŞİ ASİLDİR, ONURLUDUR, KAHRAMANCADIR"

Burada bir gerçeği de açık ve net söylemek istiyorum.

İsrail yönetimi temel insan haklarını hiçe sayarak bir millete, bir halka karşı etnik temizlik, apaçık bir soykırım uygulamakta topraklarını adım adım işgal etmektedir.

Özgürlüğü, bağımsızlığı, en temel hakları gasp edilen Filistinliler ise son derece haklı bir biçimde bu işgale, bu etnik temizlik faaliyetlerine karşı meşru direniş haklarını kullanmaktadır.

Filistin halkının topraklarını işgal edenlere karşı sergilediği haklı direniş gayri meşru gösterilemeyecek kadar asildir, onurludur, kahramancadır.

HAMAS ATEŞKES TEKLİFİNİ KABUL ETTİĞİNİ DEFALARCA İFADE ETTİ

Buradan bir kez daha canları pahasına vatanlarını savunan Filistinli kardeşlerimi yürekten selamlıyorum. İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırganlığının tek nedeni bir avuç ülkenin İsrail'e olan kayıtsız şartsız desteğidir. İsrail üzerinde etki sahibi ülkeler tavşana kaç, tazıya tut politikasıyla bu katliama açıkça ortak oluyor. Sahne önünde güya ateşkes için uğraşanlar arka planda katliamlarını sürdürebilmesi için İsrail'e silah ve mühimmat göndermeye devam ediyor.

Bu tutarsızlık ve samimiyetsizliktir. Mayıs ayından beri gidip gelen bir kağıt var. Hamas ateşkes teklifini kabul ettiğini defalarca ilan etti. Ama İsrail hükümeti işi sürekli yokuşa sürerek, sürekli bir bahane bularak ateşkese en yakın olduğunu, özellikle müzakere ettiği muhatabını kalleşçe öldürerek barışı istemeyen taraf olduğunu çok net biçimde gösterdi.

"İSRAİL'İN OYALAMA HAMLELERİNE DAHA FAZLA PRİM VERİLMEMELİDİR"

İsrail'in oyalama ve aldatma hamlelerine daha fazla prim verilmemelidir. 2735 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının uygulanmadığı bir ortamda, İsrail'e yönelik zorlayıcı tedbirler gündeme alınmalıdır. 60 bin tonu aşan yardım miktarıyla Türkiye Gazze'ye en fazla yardım gönderen ülke konumundadır. İsrail ile ticari işlemleri durdurarak bu konuda hassasiyetimizi ortaya koyduk.

"LÜBNAN'IN YANINDAYIZ"

Lübnan halkının ve hükümetinin de yanındayız. İlk kıblemiz Mescidi Aksa'ya artan saldırıları yakından takip ettiğimizi bildirmek isterim. Bu kürsüde hamasetin diliyle konuşmuyorum. Çünkü biz tarih boyunca daima mazlumun yanında zalimin ve zulmün karşısında olmuş bir milletiz. Bizim ülke ve millet olarak açık söylüyorum İsrail halkına yönelik herhangi bir düşmanlığımız yoktur. Müslümanların sırf inançlarından dolayı hedef alınmasına karşıysak antisemtizme de aynı şekilde karşıyız.

Sorunumuz İsrail hükümetinin katliam politikalarıyla. Sorunumuz yine zalimle ve zulümledir. Şunu herkes bilsin ki biz hakkı haykırmaktan çekinmeyiz. Sonuna kadar haklının yanında durmaya doğru bildiklerimizi söylemeye devam edeceğiz. Gerçekçi bir diyalogdan yana olan tutumumuzu samimiyetle sürdürmekte kararlıyız.

"AYŞENUR İÇİN HER TÜRLÜ HUKUKİ MÜCADELEYİ VERECEĞİZ"

Yıkılan, yok edilen, enkaza çevrilen şehirlerde oluşan milyarlarca dolarlık hasarın faturası, faillerden mutlaka tazmin edilmelidir ve edilecektir. İsrail'in işlediği suçların cezasız kalmaması için, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından uluslararası adalet divanında açılan davayı destekliyoruz. Müdahillik başvurusunda bulunduğumuz bu davadan, adaletin tecelli etmesi için gereken her türlü adımı atacağız. Barışçıl bir protesto eylemi sırasında, İsrail askerleri tarafından başından vurulan Ayşenur Ezgi Eygi kızımızın da kanının yerde kalmaması için her türlü hukuki mücadeleyi veriyoruz, vereceğiz.

"DOĞU AKDENİZ'DE TÜRKİYE'NİN ANAHTAR ROLÜ YADSINAMAZ"

Montrö Boğazlar Sözleşmesini titizlikle uygulamaya devam edeceğiz. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecini destekliyoruz. Türkiye Ermenistan kulvarında da karşılıklı olumlu adımlar atıyoruz. Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin anahtar rolü yadsınamaz. Kıbrıs Adası'nın kuzeyi ve batısında ilan edilmiş kıta sahanlığında Kıbrıs Türklerinin hakları vardır. Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürebilir bir çözüm getirilmesi için samimi irade ortaya koyan taraf Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'dir. Ada'da iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır.

"ULUSLARARSI TOPLUMU BİR KEZ DAHA KKTC'Yİ TANIMAYA DAVET EDİYORUM"

Afrika halkıyla kıtanın barış istikrar ve kalkınma çabalarına destek veriyoruz. Afrikalı kardeşlerimizle tam bir dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz. Yükselen ekonomileri bir araya getiren BRICS'le irademizi geliştirme irademizi canlı tutuyoruz.