
14 Mayıs'ta seçim sürecinin ilk turunu tamamlayan Türkiye, 28 Mayıs'ta bir kez daha sandık başına gidiyor.
Siyasetin baş döndüren trafiği nedeniyle hareketli günler yaşanırken, Ensonhaber de birbirinden önemli konuklarıyla seçimin nabzını tutmayı sürdürüyor.
Son olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ensonhaber'in YouTube kanalında canlı yayın konuğu oldu.
Ensonhaber'in son konuğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum oldu
Bakan Kurum, asrın felaketinin ardından yapılan çalışmalarla ilgili detaylı açıklamalarda bulundu.
Tüm Türkiye'yi baştan sona karış karış gezdiğini belirten Bakan Kurum, yapılan çalışmalardaki başarının 'ortak akılla hareket etme' olduğunu söyledi.
"Sürece vatandaşın gözüyle baktık"
Yapılan çalışmaların temelinde depremzedelerin gözünden bakmak olduğunu ifade eden Kurum, "Afetzede olsanız, nasıl bir çadır kent veya nasıl bir konteyner kent isterdiniz? Evlerin ne zaman ve nasıl yapılmasını beklerdiniz? Sizin kimseden bir şey beklemenize gerek yok. Oradaki bakış açısıyla, vatandaşın gözüyle bakabiliyorsanız sürece ilişkin orada konu net aslında." dedi.
175 bin bağımsız bölüme ulaştık: Hedefimiz mayıs sonuna kadar 200 bin
Depremden etkilenen 11 ilimizde yapılan çalışmalarla ilgili de konuşan Kurum, "Şu an 11 ilimizde, ilçelerimizde ve köylerimizde eş zamanlı yürüttüğümüz çalışmalar çerçevesinde 175 bin bağımsız bölüme ulaştık. Hedefimiz mayıs sonu itibarıyla 200 bine ulaşmak." ifadelerini kullandı.
Daha sonra bir kez daha depremzede vatandaşlara değinen Kurum, "Bizim gece gündüz çalışıp oradaki vatandaşlarımıza sözümüzü tutmaktan başka bir işimiz, önceliğimiz yok." diyen Kurum, "Rabbim bizi depremzede kardeşlerimize vatandaşlarımıza mahcup etmesin." şeklinde konuştu.
Bakan Kurum, daha sonra sahada gördüklerini Ensonhaber aracılığıyla aktardı.
Muhaliflerin depremzedelere yönelik davranışlarına tepki gösterdi
Depremzede vatandaşlarımızın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a olan güveninden de bahseden Kurum, "Biz vatandaşımızdan hep şunu duyduk, Allah devletimizden razı olsun, devletimize zeval vermesin. Sayın Cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin." dedi.
Murat Kurum bu kez de, 14 Mayıs'ta istediği sonucu alamayan muhaliflerin depremzedelere yönelik davranışlarına tepki gösterdi.
CHP'li Tekirdağ Belediyesi'ne verdi veriştirdi
Depremzedeleri kaldıkları yerden çıkarmaya kalkan zihniyete yönelik sert ifadeler kullanan Kurum, "Depremden önce hepsi konutları bedava yapacağız, depremzedelerin yanında olacağız. Onlara en iyi evleri ve iş yerlerini yapacağız diyenler afetzede kardeşlerimizi siyasi tercihlerinden dolayı misafirhanelerde ödeneği bahane göstererek kapının önüne koymaya kalktılar." ifadelerine yer verdi.

"Depremzede olsanız veya evi olmayan bir vatandaşımızın gözünden devletten, bakanlıktan ne beklerdiniz bunu görmek lazım"
Murat Kurum'un Ensonhaber ekranlarına yaptığı özel açıklamalar şu şekilde:
Ekiple başarıyoruz, liyakatli kadrolar. Kendi birimi ve tecrübesi olan ekip arkadaşlarımızla birlikte yapıyoruz. İşin içine giren, işin her türlü detayına, oradaki projesinden tutun da yapım sürecine kadar her türlü süreci takip eden bir kişiliğim de var. 81 ile gittim, 81 ilde ziyaretleri gerçekleştirirken de hep arkadaşlarımızla beraber bir masanın etrafında oturup toplandık, istişare ettik. En doğrusu, en iyisi o şehir için hangisiyle kararlarımızı masada almaya gayret gösterdik. Masadaki ortak görüş doğrultusunda hareket ettik. Tabii masanın iki tarafından bakabilmek lazım. Depremzede olsanız veya evi olmayan bir vatandaşımızın gözünden devletten, bakanlıktan ne beklerdiniz. Bunu da görmek lazım. Çalışırken arkadaşlarımıza şunu söylüyorum, illa bu işle ilgili çok da tecrübeniz gerekmiyor ama karşıda bekleyen tarafından bakabilmeniz çok önemli.
"Oradaki bakış açısıyla, vatandaşın gözüyle bakabiliyorsanız yeter"
Afetzede olsanız, nasıl bir çadır kent veya nasıl bir konteyner kent isterdiniz. Evlerin ne zaman ve nasıl yapılmasını beklerdiniz? Sizin kimseden bir şey beklemenize gerek yok. Oradaki bakış açısıyla, vatandaşın gözüyle bakabiliyorsanız sürece ilişkin orada konu net aslında. Depremzede ailemiz ne bekler, bir an önce konteyner kentlerin altyapısıyla, sosyal alanıyla, yeşil alanıyla yapılmasını bekler. Bir an önce evlerinin sağlam, güvenli ve en hızlı şekilde yapılmasını bekler. İşin içinde olan, şantiyede saha mühendisi olan bir kardeşinizim. Orada ben de depremlerde vatandaşımızı masanın öbür tarafında saha mühendis olarak çalışıyordum. Orada işçimizin, mühendisimizin, mimarımızın ve vatandaşımızın beklentisi nedir o gözle bakmaya çalıştık. Bir an önce kardeşlerimizi sağlam yuvalarına yerleştirmek bizim için çok çok önemliydi. Afetin 15. gününde ilk sözleşmelerimizi yaptık, 46. gününde temellerimizi atmaya başladık.
Orada gidip görmezsek eğer biz duruma da hakim olamayız: Bir başarımız varsa milletimizle iç içe olmaktır
Şu an 11 ilimizde, ilçelerimizde ve köylerimizde eş zamanlı yürüttüğümüz çalışmalar çerçevesinde 175 bin bağımsız bölüme ulaştık. Hedefimiz mayıs sonu itibarıyla 200 bine ulaşmak. Depremin üzerinde 3,5 ay geçmiş oluyor. 3,5 ay içerisinde konutlarımızı eş zamanlı şekilde yürütmeye devam ediyor olacağız. Daha önceki depremlerde olduğu gibi nasıl hızlı bir şekilde inşa sürecini gerçekleştirdiysek yine aynısını yapacağız. Rabbim bizi depremzede kardeşlerimize vatandaşlarımıza mahcup etmesin. Siz de gördünüz, evini, anılarını, hatıralarını kaybetti insanlar. Yakınlarını kaybetti. 50 bin 400 canımız gitti. Enkazın başında öyle manzaralarla karşılaştım ki, çocuğunu battaniyeye sarıp orada kurtaramamış bir babayı düşünebiliyor musunuz. Bizim gece gündüz çalışıp oradaki vatandaşlarımıza sözümüzü tutmaktan başka bir işimiz, önceliğimiz yok. Gerçekten deprem bölgesinde günlerce aylarca kalıp, bir yandan acılara ortak olacaksınız üzüntüleri paylaşacaksınız. Diğer yandan da onlara yeni hayatın resmini çizip, yeni işlerini yaşam alanlarını, okullarını ve parklarını yapacaksınız. Üzülüyoruz, gerçekten etkileniyoruz. O an onlarla birlikte o acıları bizde yaşıyoruz. Günlerce sokak sokak, mahalle mahalle, ben 11 ile de gittim. 11 ilimizde hasar görmüş tüm ilçelerimize gittim. Orada gidip görmezsek eğer biz duruma da hakim olamayız. Bir başarımız varsa milletimizle iç içe olmaktır. O anda milletimizin ne problemi var ne sorunu varsa sahada bir fiil onları dinleyip çözüm ortaya koyabilmektir.
"Bizi gören vatandaşlarımız aman bizi bunların eline bırakmayın, çünkü yine yaparsa Recep Tayyip Erdoğan yapar diyorlar"
Biz vatandaşımızdan hep şunu duyduk, Allah devletimizden razı olsun, devletimize zeval vermesin. Sayın Cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin. İşte 14 Mayıs'ta da Cumhurbaşkanımıza rekor destek verdiler. Cumhurbaşkanımızdan yana tavır sergilediler. Vatandaşımız zor gününde yanında olana, kendisi gibi düşünene, kendisi gibi hareket edene, 21 yıldır söylediğini tutup eserler yapana sandıkta desteğini vermiştir. Hayallerin peşinden koşanlara, söz verip sözünü tutmayanlara, o meydanlarda vatandaşlarına ben şu şu işleri yapacağım deyip yapmayanlara, sırtını teröre, teröristlere PKK'ya Kandil'e sırtını dayayanlara sandıkta 14 Mayıs'ta çok net bir cevap vermişler. Bizi gören vatandaşlarımız şunu söylüyor, aman bizi bunların eline bırakmayın. Çünkü yine yaparsa Recep Tayyip Erdoğan yapar diyorlar. Biz de bu anlayış ve motivasyonla onlara vermiş olduğumuz sözü tutmak için ekiplerimiz, arkadaşlarımız eş zamanlı bu inşaat sürecini yürütüyorlar.
"Afetzede kardeşlerimizi siyasi tercihlerinden dolayı misafirhanelerde ödeneği bahane göstererek kapının önüne koymaya kalktılar"
Bizim medeniyetimiz hiçbir zaman mazlumun, ihtiyaç sahibinin kimliğini sormamıştır. Dili, dini, kimliği, inancı, mezhebi ne olursa olsun bizim medeniyetimiz hemen yardıma koşmuştur, yardım elini uzatmıştır. Bu bizim ülkemizde de olabilir yakın coğrafyada da olabilir. Mazlum neredeyse biz oraya koşmuşuzdur. Atalarımız, ecdadımız savaşlarda dahi o ülkenin toprakları ve vatandaşlarıyla alakalı büyük bir hassasiyetle hareket etmiştir. Ve işte CHP'li belediyeler... Depremden önce hepsi konutları bedava yapacağız, depremzedelerin yanında olacağız. Onlara en iyi evleri ve iş yerlerini yapacağız diyenler afetzede kardeşlerimizi siyasi tercihlerinden dolayı misafirhanelerde ödeneği bahane göstererek kapının önüne koymaya kalktılar.
Depremzedelere yönelik hakaretler sonrası yaşadığı olayı anlattı
Orada çok enteresandır. Yardıma gitmiş bir afetzede kardeşimiz, Sancaktepe'de bizi yolda görüyor. Ben orada günlerce aylarca çalıştım, ne varsa yapmaya çalıştım. Bu söylemlerden dolayı çok etkilendim. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden su almıştım, suyun parasını Kılıçdaroğlu'nun banka hesabına gönderdim diyor banka dekontunu göstererek. Ne kadar acı ya. Böyle bir şey olabilir mi, bu kabullenilebilir mi.
"Söylediğiniz ifadeleri 180 derece değiştiriyorsunuz, insanın bir duruşu olur ya"
14 Mayıs'tan önce bütün terör örgütleri, dış güçler altılı masa etrafında hareket ediyorsunuz. Sonra bir anda milliyetçi oluyorsunuz. Söylediğiniz ifadeleri 180 derece değiştiriyorsunuz, insanın bir duruşu olur ya. Hamdolsun sayın Cumhurbaşkanımızın 21 yıldır bir duruşu var. Ülkemiz ve milletimiz için en iyisini hayal ederek bunun peşinden koştuk. Onlar ne yaparsa yapsın depremzede vatandaşlarımızı bu beceriksizlerin, liyakatsizlerin insafına terk etmedik. Biz Elazığ'da da vardık, Malatya'da da vardık. Güzel İzmir'imizin de sokak sokak dönüşümü gerçekleştirdik. Bize oy veriyor mu diye bakmadık. Defne Hastanesi işte. Oy oranımız yüzde 8 orada.

"2,5-3 ayda 200 bin konuta geldik neredeyse"
İnşallah eziliyorlardır, hayallerle gerçeklerin yarıştığı bir seçim oldu. Yine sözünü tutmayanların tutanlarla kıyas edildiğinde milletimiz, deprem bölgemiz Millet İttifakı'na gereken cevabı verdi. Biz Defne'de oy gelmiş, gelmemiş bakmadık ki. İzmir'de sokak sokak en büyük dönüşümü yaptık. Efendim bize oy veriyormuş, beraber yol yürüyormuş falan bakmadık ya, inanın bakmadık. Biz 21 yıldır 81 ilimize 85 milyon vatandaşımıza, ne ihtiyaçları varsa onu götürmeye gayret ettik. Esas olan budur, devlette esas olan millettir, milletin bütünlüğüdür. Bayrağımızdır, toprağımızdır. İşte orada görüyorsunuz hep bir bahanelerin, yalanların arkasına sığındılar. Ne oldu şimdi yani, o kadar konuştunuz hastane yapılmıyor, konutları yetiştiremezler diye. Ne oldu? 2,5-3 ayda 200 bin konuta geldik neredeyse. Dünyanın neresinde görebilirsiniz? Defne Hastanesi'nin temelinde tezvirat yaptılar, bir sürü. Dalga geçtiler. Ne oldu peki, milletimize yine sözümüzü tuttuk. Eserler kazandırdık, yine milletimiz kazandık. Yani öyle çeşme açmakla, musluk açmakla tutamayacağın vaatleri vermekle olmuyor olmuyor olmuyor...
"Depremden etkilenen 11 ilimizi eş zamanlı olarak ayağa kaldıracağız"
Vatandaşımıza ilk baştan itibaren şunu söylüyoruz, ilk etapta 319 bin ardından da 650 bin konutumuzu hızlı bir şekilde bitirip kardeşlerimize teslim edeceğiz. Hem şehrin merkezine yapacağız, hem de rezerv alanlara yapacağız. Şehrin demografik yapısına, kültürüne, oradaki kültür yapıyı ve tarihi, ecdadımızın bize bıraktığı emanetleri merkeze alacağız. Eş zamanlı inşaat sürecini sürdüreceğiz. İnşallah mayıs sonu 200 bin oluruz. Haziran ortasında ya da sonunda da 319 bini başlatmış oluruz. Etap etap şehrin merkezindeki enkazlarımız kalmıyor. Oralara bir plan yapıyoruz, bu çerçevede kültürel varlıklarımızı, tescilli binalarımız merkeze alacağız. Ve bu merkez çeperinde de işte yeşil alanlarıyla ve sosyal donatılarıyla zemine uygun alanlarda da inşaat sürecini yürüteceğiz. Tıpkı Elazığ ve İzmir de olduğu gibi yeni güvenli konutlarımızı sosyal donatılarıyla birlikte her şehrin yapısına uygun olacak şekilde yapıyoruz. En iyi mimarlarla çalışıyoruz, en iyi mühendislerle çalışıyoruz ve inşallah bir yıl sonra deprem bölgesi büyük bir oranda ayağa kalkacaktır. Ardından da etap etap vatandaşlarımızla el ele verip oranın sanayisini, ticaretini, kültürünü yükselen Anadolu diyoruz biz bu projenin adına 11 ilimizi eş zamanlı ayağa kaldıracağız.
Konut arzını karşılamaya yönelik projelerden bahsetti
Biliyorsunuz hem konut arzını artırmak hem de vatandaşlarımızın ev sahibi olabilmesi için Cumhuriyet tarihimizin en büyük, en kapsamlı projelerinden birini hayat geçirdik. İlk Evim İlk İş yerim İlk Arsam Projesi. 81 ilde 250 bin konutumuzun yine vatandaşlarımızın konut yapacak arsası hazırlanmış şekilde kuraya dayalı bir proje başlattık. 5 milyon arkadaşımız müracaat etti. Gençlerimizin de yüzde 20 müracaatları var. Gençlerimizin de geleceği güvenli bakabilmesi için bu kontenjanı ayırdık. 250 bin konutumuzun kuralarını tamamladık ve yaklaşık 50 bin konutun da şantiyesi hem deprem bölgesi hem kentsel dönüşüm projelerimiz hem daha önceki taahhütlerimizle birlikte inşaat süreci başladı. Daha önce yapmış olduğumuz 1 milyon 200 bin konutu teslim ettiğimiz gibi bu konutlarımızı da teslim edeceğiz. Tabii bu projenin 500 bin konutluktu. Büyükşehri gezerken kiralarla ve konutlarla ilgili vatandaşlarımızdan taleplerini alıyoruz. Bu kapsamda vatandaşlarımızın ilk evini alacak kardeşlerimizin ev sahibi olabilmesi için de her alana ilişkin düzenlemeler yapıyoruz. Projeleri artırıp yeni inşaatlar yapılmasını teşvik ediyoruz. Bu kapsamda da 250 bin ilk etabıydı, ikinci 250 binin de yapım ve talep sürecini başlatıyor olacağız. Diğer taraftan orta gelirli vatandaşlarımızla ilgili Emlak Konut Genel Müdürlüğümüz eliyle yine İstanbul'da ev sahibi olunabilmesi için Atatürk Havalimanı'na ve 3. Havalimanı'na yakın mesafede, Türk Hava Yolları ve Emlak Konut'un yapmış olduğu bir proje kapsamında 13 bin konutu yine orta gelirli vatandaşlarımıza sunduk yaklaşık 7 bin 500 liradan başlayan taksitlerle. Kuraya dayalı bir süreç yürütüyoruz 2 Haziran'a kadar. Bil hassa ev sahibi olmayan kardeşlerimizin ev alabilmesine imkan sağlayacak yatırımlarımıza devam edeceğiz.
Konut ve kira fiyatları nasıl düşer?
Diğer yandan hem konut hem de kira fiyatlarıyla ilgili bir düzenleme yapmıştık, kiraların 2023 temmuz ayına kadar yüzde 25 artış sınırını geçemeyeceğine dair bir düzenlemeydi. İnşallah seçimden sonra her şeyin normalleşeceğini, normalleşmeye başlayacağını düşünüyorum. Çünkü güvenin istikrarın olduğu yerde her şey normalleşir. Yatırımcı da gelir, üretim devam eder, istihdam oluşur. Buna ilişkin AK Partimizin seçim beyannamesinde hedeflerimiz var, bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı yürüteceğiz. İnşallah hem konut arzını artıracak hem de kira fiyatlarının düşmesini sağlayacak düzenlemelerimizi Meclis'te yapmaya devam edeceğiz."
İkinci el ev alımına da değindi
"İkinci el ev ile ilgili kredi almakta bir sorun yok. Oranlarla ilgili vatandaşlarımızın talepleri var. Tabii burada ikinci eldeki el değiştirmeyle biz konut fiyatlarını ve kira fiyatlarını aşağı çekemeyiz, arzı artırmak zorundayız. Piyasada talebe göre arza yüklenirsiniz fiyatları aşağı çekersiniz. Bugün serbest piyasa koşullarında az olan neyse fiyatı yükselir biliyorsunuz. Dolayısıyla bizim buradaki amacımız fotoğrafının bütününe bakıp, konut fiyatlarını aşağı çekecek adımları atmaktır. Bu manada ilk ev, ilk iş yeri, ilk arsa projesini hep yeni olanlara yapıyoruz. İnşaat sektörü lokomotif bir sektör, 250'den fazla sektörümüzü tetikliyor. Dolayısıyla burada hem istihdama katkı sağlayıp hem de üretime katkı sağlayalım hem de konut arzını artıralım ki fiyatlar aşağı çekilsin. O yüzden 250 bin sosyal konut yaptık, o yüzden buna ilişkin kentsel dönüşümle ilgili bir irade ortaya koyuyoruz. Yine ilk evini alacak vatandaşlarımıza 0,69'dan başlayan kredi oranlarıyla. Orada bir problem var o da şu, vatandaşlarımız ev almak için gidiyorlar müteahhitler konut fiyatlarını daha düşük göstermeye çalışıyor. Atıyorum 1 milyona mal ettiği bir konutu 1,5-2 milyona sattığında kar olarak gösteriyor onu. Halbuki o geçmiş girdilerle yaptığı, maliyetin düşük olduğu süreçten. Bu kapsamda da vatandaşlarımızın ilk evini alacak teşvik projelerine devam ediyoruz."
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış