Deniz Ülke Kaynak, Öcalan'ın çağrısını değerlendirdi: Bir özeleştiri metni olarak okudum

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısı sonrası kritik bir aşamaya gelindi..

Terörsüz Türkiye hedefiyle tarihi çağrıya giden süreç, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin terör örgütünün silah bırakması ve tasfiye edilmesi çağrısıyla başladı.

İmralı ziyareti sonrası DEM Parti heyeti, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın mesajını kamuoyuna duyurdu.

Öcalan'ın çağrısı sonrası açıklamalar peş peşe gelirken, dikkat çeken bir açıklama da Deniz Ülke Kaynak'tan geldi.

tv100 özel yayınında konuşan Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, İmralı'nın mesajını değerlendirerek, “Bütün metni bir özeleştiri metni olarak okudum. Devletle ilgili daha önceki eleştirilere girmiyor. ‘200 yıldır bu topraklar üzerinde oyun oynanıyor’ diyor” ifadelerinde bulundu.

"SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISINDA BULUNUYOR VE BU ÇAĞRININ TARİHİ SORUMLULUĞUNU ÜSTLENİYORUM"

PKK elebaşı Öcalan mesajında PKK’ya kendini lağvetme çağrısı yaparak, PKK'nın ömrünü tamamladığını bildirdi.

Terör örgütü PKK’ya kongreyi toplayıp, kendini feshetme çağrısı yapan Öcalan, şu ifadelerde bulundu:

Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.

Ayrıca, federasyon ve özerklik taleplerinin sorunlara çözüm olmadığını belirten Öcalan, devamında ise, "Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır." ifadelerini kullanıldı.

"BÜTÜN METNİ BİR ÖZELEŞTİRİ METNİ OLARAK OKUDUM, DEVLETLE İLGİLİ DAHA ÖNCEKİ ELEŞTİRİLERE GİRMİYOR"

Kaynak'ın değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:

Bütün metni bir özeleştiri metni olarak okudum. Devletle ilgili daha önceki eleştirilere girmiyor. ‘200 yıldır bu topraklar üzerinde oyun oynanıyor’ diyor.

Yani emperyalistlerin oyunları deniyor. İkincisi sosyalist bir hareket olarak başlayan bir örgütün nasıl milliyetçi savruluş içine girdiğini söylüyor. Ayrıca aşırı milliyetçi deniyor üstelik ve bunu savruluş olarak tanımlıyor. Bana göre yanlış bir yola gidiliyor. Aslında örgütün duruşunu beğenmediğini söylüyor.

"CUMHURİYET'İN İKİNCİ YÜZYILINI BERABER KURACAĞIZ DİYOR"

Bu yüzden de Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını beraber kuracağız diyor. Demokratik toplum ve uzlaşma çağrısında bulunuyor. Burada da Türkiye Cumhuriyet’inden bahsediyor. Yeni bir Cumhuriyet kurmaktan bahsedilmiyor. Görebildiğim kadarıyla beklenen her şeyi söylemiş.

HATİCE TURHAN'DAN KAYNAK'A ATIF

Tarihi çağrı sadece Türkiye'de değil dünyada da gündem olurken Deniz Ülke Kaynak'ın bu değerlendirmeleri de kamuoyunun gündemindeydi.

Çok konuşulan bu değerlendirmeler kanaat dünyasından da destek gördü.

Gerçek Gündem yazarı Hatice Turhan da bu kapsamda kaleme aldığı yazısında Deniz Ülke Kaynak'ın değerlendirmelerine atıfta bulundu.

Tarihi gelişmeler yaşanırken AK Parti'deki suskunluğa dikkat çeken Turhan, AK Partililere de tutuk davranmama tavsiyesinde bulundu.

"EN GÜZEL TAHLİLİ YAPTI"

İşte Turhan'ın o yazısı:

"Öcalan'ın Büyük Özeleştirisi

Profesör Deniz Ülke Kaynak her zaman itibar ettiğim bir Cumhuriyet aydınlığı. Neredeyse yaptığı tüm açıklamalar yerinde ve aklı başında. Ülkemizi, insanlarını, devleti önceleyen bir yapıda.

Dünkü Abdullah Öcalan’ın açıklamasından sonra biraz şaşkınlık biraz umut doldum. Neredeyse 50 yıldır süren bu çatışmalara belki bir son verme fırsatı ortaya çıkmıştı.

Prof. Deniz Ülke Kaynak Tv100 özel yayınında her zaman beğendiğim üslubuyla Abdullah Öcalan’ın metni üzerindeki en güzel tahlili yaptı:

"Bütün metni bir özeleştiri metni olarak okudum. Devletle ilgili daha önceki eleştirilere girmiyor 200 yıldır bu topraklar üzerinde oyun oynanıyor diyor emperyalist oyunlar deniyor. Yeni bir cumhuriyet kurmaktan bahsetmiyor" diyerek, Abdullah Öcalan’ın dediği ve demedikleri arasındaki dengeyi müthiş bir tahlilde ortaya koyuyor.

Deniz Hanım kızım konuşmasının devamında Abdullah Öcalan'ın aslında sosyalist bir hareket olarak kurduğu örgütün milliyetçiliğe savrulmasından rahatsızlık duyduğunu dile getiriyor. Örgütün duruşunu beğenmediğini söylüyor. Bundan dolayı Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını beraber kuracağız diyor saptamasında bulunuyor.

"ERDOĞAN VE BAHÇELİ AKILLA HAREKET ETTİLER"

Farkında mısınız daha çok uzun zaman alan bu operasyon nasıl da bir anda sessiz ve derinden gidilerek sonuca vardı. Siyasi destek tabii ki önemli. Başta Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan daha sonra MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli ortak bir akılla hareket ettiler.

Biz daha ne olduğunu anlamadan ortaya Abdullah Öcalan’ın tarihi mektubu çıkıverdi. Ancak hayat tecrübem bana gösteriyor ki, bunun arkasında müthiş bir devlet operasyonu ve devlet kurumları var.

Bu devlet kurumlarının çabası ve tecrübesi olmadan böylesi bir belki Orta Doğu coğrafyasını yeniden şekillendirecek operasyonun yapılması mümkün değildi.

Ben bir barış sevdalısı olarak çok mutluyum. Kimin bir nokta dahi emeği varsa kişisel olarak teşekkür ediyorum. Umudum evlatlarımızın bizim son 50 yılda çektiklerimizi çekmemesi.

AK PARTİLİLERE TAVSİYE: BU KADAR TUTUK DAVRANMAYIN

Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı her konuşmada bu sürece değiniyor. Ama doğrudan, ama dolaylı. Bugün de bu yolda kuvvetli bir açıklama bekliyorum. Böylece yol haritası daha da güçlenecektir.

Biliyorum benden hazzetmezsiniz ancak bu vesile ile AK Partili dostlarıma birkaç naçizane tavsiyem olacak. Bu kadar tutuk davranmayın.

Partinizin lideri Ülkenin Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve yol arkadaşı MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli zaten buzkıran gibi. Gelen saldırıları göğüslüyor. Sizlerin yapması gereken daha da destek vermek.

Biliyorum, geçmişten dolayı diliniz yandı. Ancak zaman o zaman değil, Türkiye o Türkiye değil. Siyaset, teknik ve taktik olarak çok daha iyi durumda. Suriye'de yaşanan gelişmeler, katil bir diktatörün devrilmesi ve beraberinde Türkiye'nin gerçek oyun kurucu gücünün ortaya çıkışı yeni bir Orta Doğu düzenine işaret ediyor.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu değişim hareketinin tam merkezinde. Kuzey doğu Suriye'nin bu dalgaya direnemeyeceğini fark etmiş olması gerekiyor.

Bana göre bu yeni düzenin somutlaşmış hali Sayın İbrahim Kalın'ın Emevi Camiinde kıldığı namazdı. Sayın MİT Başkanı bu namazıyla hem Türkiye'nin verdiği devlet sözünü tutacağını belirtiyor, hem de artık mahallenin abisinin geri döndüğünü ilan ediyordu."