Haber Merkezi

Geçtiğimiz haftalardan bu yana gündemi meşgul eden konulardan biri de Dilan Polat.

Sosyal medya fenomeni Polat, ailesiyle birlikte yaşadığı gösterişli hayatını sık sık gözler önüne serdi.

Polat, bindiği çok sayıdaki lüks araçlar, altın ve dolar şovları, eşinden aldığı pahalı hediyeler ve helikopterlerle tüm dikkatleri üzerine çekti.

Bu şekilde sosyal medya üzerinden fazla sayıda takipçiye ulaştı.

Mal varlığı sorgulanmaya başladı

Yaptığı paylaşımlarla zaman zaman kendisini eleştirenlere hakaretler de savuran Polat'ın bu lüks yaşamı ve paranın kaynağı kimileri tarafından sorgulandı.

Güzellik merkezi işleterek 3 yılda bu mal varlığını elde edemeyeceğini düşünenler Polat'ı bu kez sorgulayarak gündemde tutmaya başladı.

Ardından olay giderek derinleşti ve silahlı saldırılar, uyuşturucu itirafları, kara para aklama olayları gündeme geldi.

"AVM’de günlük 750 bin TL harcıyorum"

Dilan Polat, ailesini aklamak adına yaptığı paylaşımlarda sık sık, "Sen benim devletimi küçümseyemezsin, devletim herkesi denetler, kurban olduğum devlet." şeklinde yorumlar yapsa da kurtulamadı.

Özellikle avukat Feyza Altun'un yaptığı paylaşımlar ve Polat ailesinin mal varlığını sorgulaması, fenomeni adeta çıkmaza soktu.

Kısa süre önce "Türk kahvemi altın tozuyla sırf birilerini rahatsız etmek için içiyorum.'' ve "Bazen bir AVM’de günlük 750 bin TL harcıyorum." ifadelerini kullanan Dilan Polat, olay ciddiyete binince paylaşımlarına son verdi.

Soruşturmada yeni gelişme

Yaşanan son gelişmeyle birlikte başlatılan soruşturma, aile içindeki ilişkileri de ortaya çıkardı.

MASAK raporunu dikkate alan Başsavcılık, şüphelilerin suç örgütü kurduğu ve suçtan elde ettikleri mal varlıklarını akladıkları iddiasıyla harekete geçti.

Mal varlıklarına el konuldu yurt dışı yasağı geldi

Şüphelilerin yöneticisi olduğu 21 şirketin yanı sıra taşınmazları, araçları, banka hesapları, kripto varlıkları ve diğer tüm varlık değerlerine el konulmasını istedi.

Böylelikle Sulh Ceza Hakimliği talebi kabul etti ve yurt dışına çıkış yasağı da verdi.

Kararda, tüm iddialarla ilgili somut delillerin bulunduğu da belirtildi.

4 ayrı suç

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Polat çifti ile yakınlarına ilişkin “suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “suç örgütüne üye olmak”, “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamak” ve “Vergi Usül Kanunu’na muhalefet” olmak üzere 4 ayrı suçtan soruşturma yürüttüğü öğrenildi.

13 kişi için harekete geçildi

Polat çiftinin yakınları arasında yer alan 13 şüpheliler şöyle:

Dilan Polat

Engin Polat

Sezgin Polat (Engin Polat’ın babası)

Alper Kürşat Polat (Engin Polat’ın kardeşi)

Zehra Yılmaz (Engin Polat’ın anneannesi)

Nilgül Yılmaz (Engin Polat’ın dayısının eşi)

Can Doğu (Dilan Polat’ın kardeşi)

Sinem Sıla Doğu (Dilan Polat’ın ablası)

Şirketler

Soruşturma kapsamında yer alan şirketler, Dilan Polat Güzellik ve Kozmetik Hizmetleri, Dilan Polat Estetik Sağlık Hizmetleri, Milda Gayrmenkul Otomotiv Sanayi, Dipomed Metikal Kozmetik, Dilan Mücevherat, Milan Polat İnşaat Turizm, Sıla Doğu Güzellik Kozmetik, Rise And Shine Kozmetik, Nez Demir Güzellik Merkezi, Engin Polat şahıs firması ve Engin Polat Alüminyum olduğu öğrenildi.

225 milyon gerçek dışı mal alışı

Soruşturma dosyasına giren MASAK raporunda Dilan Polat'ın internet yoluyla yaptığı satışlardan elde ettiği kurum gelirlerinin vergi matrahını azaltmak amacıyla sahte belge kullanmış olabileceği değerlendirmesi yapıldı.

Dilan Polat'ın sahibi olduğu 'Rise and Shine Kozmetik' şirketinin de sahte belge düzenleyicisi olduğu değerlendirmesine yer verildi.

Sahte belge düzenleyicisi olan 3 tedarikçi şirketten toplam 225 milyon 743 bin liralık mal alışının gerçek olmadığı da belirlendi

Ne olmuştu?

Bu süreçte ablası Sıla Doğu da uyuşturucu kullandığını itiraf ettiği videonun ortaya çıkmasıyla gözaltına alındı ardından serbest bırakıldı.

Ardından Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), harekete geçerek kara para aklama ve vergi kaçırma gibi birçok iddiaların odağındaki Polat Ailesi hakkında rapor hazırladı.

En çok dikkat çeken iddia, Polat ve akrabalarının şirketlerinin tek elden yönetilmesi ve bu şirketlere yönelik suç gelirlerini aklamaları oldu.

Mal alınan şirketlerin çoğunluğunun, kendileriyle bağlantılı olan tedarikçilerden oluştuğu ortaya çıktı ve tedarikçilerin sahte belge düzenleme kaydı olan 3 şirket olduğunu belirledi.