Erdoğan'ın atladığı Aziz Nesin cümleleri - video izle

Konuşmasında ünlü yazar ve şairlerin sözlerine göndermeler yapan Başbakan Recep Tayip Erdoğan, bugünki gurup toplantısında Aziz Nesin'den alıntı yaptı.

İsmet İnönü dönemine yönelik eleştirilerini anlatan Erdoğan, 4 Aralık 1945 yılında TAN gazetesine yapılan saldırı sonrası Aziz Nesin'in kaleme aldığı ‘Ey Türk faşisti' başlıklı yazıyı gurup toplantısında tekrarladı.

Başbakan Erdoğna kritik paragrafı atladı
Hitler tartışmalarının siyaset arenasındaki tansiyonu yükselttiği bu günlerde Aziz Nesin'den alıntı yapan Erdoğan kritik bir kaçparagrafı atladı.

İşte Erdoğan'ın o konuşması

Erdoğan CHP'yi Aziz Nesin'le vurdu
Erdoğan CHP'yi Aziz Nesin'le vurdu

Başbakan Erdoğan, Nesin'in kaleme aldığı yazıdaki ‘Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, Amerika'dan borç dahi alınabilir. Hatta bu borç alınan paralar, ziyafetlerde yenilebilir.' cümlelerini atlayarak sözlerine devam etti. Başbakan Erdoğan ayrıca, 'Bir gün nümayiş yapmak için emir alırsan, bütün polisleri yanı başında bulacaksın. Emniyet müdürlüğümüzde dövülebilir. Demir Ahmet tarafından sövülebilir.' cümlelerini de es geçti.

Aziz Nesin'in kaleme aldığı yazının tam metni ise şöyle:

Ey Türk faşisti
TAN gazetesinin yakılmasını bilen Aziz Nesin şöyle yazıyor: EY Türk faşisti! Birinci vazifen, Türk matbaalarını yıkmak, makinelerini ısırmak, demirlerini dişleyip duvarlara saldırmaktır. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli, gazeteleri çamurlara serip üzerinde ağzın köpürünceye kadar tepinmektir. Bu temel, partinin hazinesidir.(Başbakan'ın es geçtiği cümle-Bir gün nümayiş yapmak için emir alırsan, bütün polisleri yanı başında bulacaksın.) Meydanlarda kitaplarını yaktığın namuslu insanlar, bütün dünyada eşi emsali görülmemiş şekilde işkenceye tabii tutulabilir. (Başbakan'ın atladığı satır- Emniyet müdürlüğümüzde dövülebilir. Demir Ahmet tarafından sövülebilir.) Bütün malları mülkleri zapt edilmiş, matbaaları yıkılmış, gazeteleri kapatılmış, evleri tarumar edilmiş, çoluk çocuğu dağıtılmış, haneleri işgal, kendileri perişan edilmiş olabilir. (Başbakan'ın atladığı satır-Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, Amerika'dan borç dahi alınabilir. Hatta bu borç alınan paralar, ziyafetlerde yenilebilir.) Ey faşist yumurcakları! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi, bütün bu yapılanları kafi görmeden; vazifen matbaaları yıkmak, makineleri ısırmak, parçalamaktır. Muhtaç olduğun kazma, balta, Halk Partisi'nin ambarında mevcuttur.

16 yıl önce polemiğe girdiği Nesin'den alıntı yaptı
Başbakan Erdoğan'ın bugün kaynak gösterdiği isim Aziz Nesin'le tam 16 yıl önce Şerşatçı polemiğine girmişti. Nesin, 1994 yılında Erdoğan'ı ‘şeriatçı' olmakla suçluyor ve şöyle konuşuyordu: "Siz bana dayanamadığınızı kanıtladınız. Belediye Başkanı olduğunuz gün ‘İstanbul'dan Aziz Nesin'in adını kazıyacağım' dediniz. Siz benim varlığıma dayanamıyorsunuz. Zaten benim adım yok ki İstanbul'da... Neyi kazıyacaksınız?"

Cevizoğlu'nun kitabından Erdoğan-Nesin polemiği
Hulki Cevizoğlu, 1994 yılında HBB televizyonunda yaptığı sohbetleri "Geçmiş Zaman Olur ki..." adıyla kitap halinde yayınladı. Bu kitapta o dönem İstanbul Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan ve Aziz Nesin arasında yaşanan polemik şu şekilde anlatıldı:

"Tarih 22 Kasım 1994... HBB televizyonu - Ceviz Kabuğu Programı... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tayyip Erdoğan, Aziz Nesin'e şöyle ateş püskürüyor: "Benimle ilgili Aziz Nesin Bey bir ifade kullandı. ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, ben şeriatçıyım' diyor. İşte böyle diyenlerin olduğu Türkiye'de filan... Onları yetiştirenler... İmam hatip okullarına saldırlar filan... Aziz Nesin Bey kendisinin aydın olduğunu söylüyor. Tabii aydınlığın tarifini de, karanlığın tarifini de anlamak mümkün değil.

Bu nasıl aydınlık ki ‘Ben şeriatçıyım' diyen bir insana kalkıp bundan rahatsız olduğunu ifade ediyor? Bu Türkiye'de halkın yüzde 98'i Müslüman derler. Bilmiyorum Aziz Nesin Bey buna katılır mı, katılmaz mı?

...Ve Aziz Nesin ‘Ben dinsizim' demekle maruf birisidir. Az önce de nitekim Allah'a inanmadığını falan da söylemiştir. Biz onun Allah'a inanmadığından rahatsız değiliz. Bu anlayışa karşı, bizim de düşüncelerimize saygı duymasını isteriz.
Ben şahsen Aziz Nesin Bey'in ‘Ben şeriatçıyım' derken neden bu ifadeyi kullandığımı öğrenmesini, okumasını isterdim..."

* * *

(Erdoğan 1985 yılının baskısı Meydan Larousse'un II. cildinin 764. sayfasındaki açıklamayı okuyor, İslam dininin şeriat olduğunu söylüyor ve devam ediyor.)
"Müslüman kimdir? İslam dinine inanan insan demektir. ‘Elhamdülillah ben Müslümanım' dediğime göre, bu tarife göre ‘Elhamdülillah ben şeriatçıyım' deme hakkına da sahibim.
Şimdi Sayın Nesin ‘Ben dinsizim' deme hürriyetine, hakkına sahip oluyor da ‘Ben Müslümanım, Ben şeriatçıyım' deme hakkına ben niye sahip olamıyorum?"

Aziz Nesin hemen cevap veriyor: "Anayasa'ya aykırıdır da onun için... Şeriatçılık Anayasa'ya aykırıdır. TC Anayasası'nın 2. maddesi TC Devleti'nin laik olduğunu yazar. Ya Anayasa'yı değiştirirsiniz, ki yakında galiba değiştirilecek ve şeriat girecek onun yerine, öyle görülüyor, ya da Anayasa'ya uyarsınız. Hem şeriatçı, hem laik olunamaz. Ve bu mümkün değildir...

...Siz bana dayanamadığınızı kanıtladınız. Belediye Başkanı olduğunuz gün ‘İstanbul'dan Aziz Nesin'in adını kazıyacağım' dediniz. Siz benim varlığıma dayanamıyorsunuz. Zaten benim adım yok ki İstanbul'da... Neyi kazıyacaksınız? Siz beni nasıl kazıyacaksınız? Şeriatçısınız, daha benim gibi ne kadar aydını kazıyacaksınız? Elinize bir güç geçse, günü gelince onu kullanacaksınız!"