Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki günlük resmi ziyaret kapsamında Mısır'a gitti. Erdoğan Mısır gezisi kapsamında Kahire Üniversitesi'ne gitti ve burada İsrail'in kanlı Gazze saldırılarına dair önemli açıklamalarda bulundu.
Başbakan Erdoğan, ''Herkes bilsin ki er ya da geç, bugün ya da yarın Gazze 'de insanlık dışı yöntemlerle katledilen o masum yavrucakların hesabı mutlaka ama mutlaka sorulacaktır'' dedi.
Erdoğan, Mısırlı üniversite gençlerine,''Gerçekleştirdiğiniz devrimle tüm dünyaya zulmün ilelebet payidar olamayacağını gösterdiniz'' diye seslendi.
İşte başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları
Mısır halkına kardeş Türkiye halkının selamını iletiyorum.
Milletim ülkem ve şahsım adına Mısır halkına en samimi taziyelerimi iletiyorum. Hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum. Kardeş Mısır halkının başı sağolsun diyorum.
Bu şehirlerde dökülen her kan bizim kanımızdır. Bu şehirlerde toprağa düşen her can bizim canımızdır. Her damla gözyaşı bizim gözyaşımızdır. Herkes bilsin ki er ya da geç bugün ya da yarın Gazze'de insanlık dışı eylemlerle hayatını kaybeden o masum yavrucakların hesabı mutlaka ama mutlaka sorulacaktır.
Erdoğan: Gazze'nin hesabı er yada geç sorulacak
(Başbakan Erdoğan'ın konuşması sık sık Allahu Ekber sloganlarıyla kesildi)
Bu eylemleri tüm gücümüzle kınıyoruz. Burada son saldırıların ardından Mısır Büyükelçisini İsrail'den çağıran kardeşim Mursi'yi yürekten tebrik ediyorum.
"GEVŞEMEYİN! ASLA HÜZÜNLENMEYİN"
Siz gençler, sizin nezdinizde bütün Mısır'ı kutluyorum. Mısır devriminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Sevgili gençler sizler Mısır'da gerçekleştirdiğiniz devrimle zulmün ilelebet payidar olmadığını dünyaya gösterdiniz. Sizler azminiz ve direnciniz karşısında hiçbir hukuksuzluğun ayakta kalmayacağını gösterdiniz. Azminizden dolayı sizleri ayrıca tebrik ediyorum. Şu temel ilkeyi hepinize hatırlatmak istiyorum Kuran-ı Kerim'in Al-i İmran süresinin 139. ayeti bize çok önemli bir ilke ortaya koyuyor. "Gevşemeyin! Asla hüzünlenmeyin, inanıyorsanız üstünsünüz" (Erdoğan'ın konuşması sık sık sloganlarla kesiliyor) İşte bu temel ilkeyi zihnimzde taşımak ve hatırlamak durumundayız.
Erdoğan konuşurken salon Allahu Ekber sesleriyle inledi
BAŞINI DİK TUT, SEN MISIRLISIN!
Sizler Tahrir'de işte bunu söylediniz. Aylarca Tahrir'de dediniz ki: "Başını dik tut sen Mısırlısın" Siz başınızı dik tutacaksınız, Filistinli eğmedi eğmeyecek. Çünkü biz bu coğrafyanın insanlarısınız. Üstünüz, çünkü inanıyoruz. Hüzün ve gevşeme bize asla musallat olmayacak.
TÜRKİYE İLE MISIR'IN KALBİ BİRLİKTE ATAR
Biz Türkiye olarak, Mısır olarak bu toprakların iki kadim devleti olarak bir olduk birbirimize destek olduk. Mehmet Akif ile Necip Mafuz şurada aynı havayı teneffüs edip vatanlarını yazdılarsa bizler de birbirimizin ezgilerini dillendiriyoruz. Sınırlar bizi fiziken ayırsa da gönüllerimizi parçalamaya asla yetmemiştir. Türkiye ile Mısır'ın kalbi birlikte atar. Nil ile Fırat aynı gönlün ırmaklarıdır. Aynı gönül ummanına dökülürler. İzmir'in Tranzon'un Antalya'nın kıyılarını okşayan su İskenderiye'nin suyuyla aynıdır. İşte biz ebediyen bir ve beraber olacağız. Türkiye ve Mısır aynı istikamete baktıkça bu topraklarda barıştan başka bir şeyin türküsü söylenmeyecektir. Biz el ele tutuştukça bu toprakları ağıtlar değil barışın ezgisi sulayacaktır.
YENİ BİR ANAYASA BİZİM DE DİLEĞİMİZ
Türkiye Mısır'ı içinden geçtiği ekonomik ve siyasi değişim sürecinde desteklemeye devam edecektir. Yeni bir anayasa sizin olduğu kadar bizim de dileğimizdir. Mısır, ancak bu şekilde aradığı uzun vadeli istikrarı elde edebilecektir. Daha iyi hayat standardının olmazsa olmaz şartı uzun istikrardır. Hürriyet bizim medeniyetimizin özüdür. İnsana saygı, temel hakların dokunulmazlığı, sosyal dayanışma, yöneticilerin halka hesap vermesi, adalet bizim ortak medeniyetimizin özüdür.
ARAP UYANIŞI RUH KÖKÜNE DÖNÜŞTÜR
Hiçbir inanç köken farkı göstermeksizin herkesi kucaklamaya devam edeceğiz. Yaradanı yaradandan ötürü seviyoruz. Farklılıkları bir arada yaşatabilmenin özü yine bizim medeniyetimizde özlerini bulur. Mısır bir medeniyet zenginliğine sahip. Biz model arama içinde olan medeniyetler değiliz. Kendi medeniyetimiz bize gereken dersi vermektedir. Arap uyanışı ruh köküne dönüştür. Tarihin kendi mecrasına yönelmesidir. Sizler özünüzden aldığınız güç ve ilhamla devrimi gerçekleştirdiyseniz, geleceği de barış üzerine şekillendireceksiniz. Tarih boyunca Mısır'dan gelen her hüzünlü haber bizi de hüzne gark etmiştir. Biz bu coğrafyadan fazlasıyla olumsuz haber alıyoruz. Bizi sevindirecek haberler bekliyoruz. Sanmayın ki Mısır'da olan Mısır'da kalıyor, Suriye'de olan olaylar kendi sınırları içinde kalıyor. Bütün İslam coğrafyasının gönlü sizlerle birliktedir.
MISIR VE TÜRKİYE BU COĞRAFYADA BARIŞIN GARANTİSİ
Mısır ne kadar güçlü olursa Türkiye de o kadar güçlü olacaktır. Türkiye ne kadar güçlü olursa Mısır da o kadar güçlü olacaktır. Mısır ve Türkiye bu coğrafyada barışın huzurun garantisi olacaktır.
SURİYE HALKI BU SAVAŞI KAZANMAYA MECBUR
Suriye halkının mücadelesi basit bir iktidar mücadelesi değildir. Onurlu bir yaşam savaşıdır. Suriye halkı bu savaşı kazanmaya mecbur. Kendi vatandaşın kanını eline bulaştıran gayri meşru Esad rejimi ise kaybetmeye mahkumdur. Sorumluluktan kaçmak Esad'ın işlediği suça ortak olmak demektir. Biz Türkiye olarak Suriyeli kardeşlerimize elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Sınırlarımızda 170 binin üzerinde Suriyeli kardeşlerimizi misafir ediyoruz. Mısır'ın verdiği destekle en kısa zamanda Suriye halkı barışa ulaşacaktır.
BM ESAD'IN İŞLEDİĞİ SUÇA ORTAK OLUYOR
Bölgedeki bütün devletler el vermek zorundadır. Bu ortak derdimizdir. Filistin meselesinde olduğu gibi Suriye sorununda da Mısır'la çözüm aramaya devam edeceğiz. BM Güvenlik Konseyi ve insan haklarının kutsallığını her fırsatta dile getiren ülkeler, Suriye'de işlenen insanlık suçuna nasıl seyirci kalabilmektedir? Bu çevrelere seslenmek istiyorum. Artık geçerliliği kalmamış birtakım kurum ve kuralların arkasına saklanarak sorumluluktan kaçmak Esad'in işlediği suça ortak olmak demektir.
BM bünyesinde adil bir yönetim için köklü bir değişim talep ediyoruz. Sadece 5 daimi üyesinin 2 dudağının arasından barış meydana gelmez. İnanç gruplarının temsil edilmediği 40 yıl öncesinin yapısı mevcut. Dünya değişti. Bunun güncellenmesi lazım. Yeni adımların atılması lazım. İnsan haklarından bahsedenler konu Filistin, Suriye olunca susmuşlardır. Bu iki yüzlülük artık sona ermelidir. BM başta olmak üzere bu konuda sorumluluk sahibi uluslararası kuruluşların kendini sorgulama zamanı gelmiştir. Hiç tereddüt etmeden söylüyorum. Türkiye ve Mısır bu bölgenin vijdanını, ortak aklını temsil ediyorlar. Sorunların çözümü için birlikte hareket etmeliyiz.
Son 10 yıldır bölge barışı için çok önemli girişimlerde bulunduk. Bugün devrimini yapmış Mısır'ın kardeş halkıyla bu süreci daha ileri taşıyabiliriz. Bizim aracılara ihtiyacımız yok. Bu coğrafyanın barış ve refah içinde yükselmesi için birlikte çok iş yapabiliriz. Türkiye olarak biz her türlü işbirliğine hazırız. Biz bugün sadece kalbimizle gönlümüzle değil bakanlarımız ve iş adamlarımızla buradayız. Ne tür adımlar atabiliriz onun için buradayız.
EY MISIR, KALDIR BAŞINI, SEN MISIRLISIN
Bu 2. buluşma umarız daha bereketli olur. Mısır'daki Türk yatırımlarının değeri 1.5 milyar dolara ulaştı. İnşallah daha ileri düzeye taşıyacağız. Mısır'ın geçmekte olduğu değişim sürecini de desteklemeye hazırız. Mısırlı kardeşlerimize mali destek vermek konusunda hiç tereddüt etmedik. Gençler sizlere inanıyor ve güveniyoruz.
Burada sözlerime son verirken Mısır halkına şunu söylemek istiyorum: "Ey Mısır, ey dünyanın annesi. Kaldır başını. Sen Mısırlısın."
Hepinizin yolu açık olsun. Allah yar ve yardımcınız olsun.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış