Haber Merkezi

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "İletişim Başkanlığının Altıncı Yılında Türkiye İletişim Modeli Sempozyumu"na katıldı.

İletişim Başkanlığında gerçekleşen sempozyumda konuşan Altun, İletişim Başkanlığının 6 yıllık çalışmalarının sonuçlarını aldığını ve Türkiye’nin bu çalışmalar sayesinde, medya ve iletişim alanında bir önceki yıla kıyasla 10 basamak yükselerek 193 ülke arasında 18’inci sıraya çıktığını duyurdu.

Medya ve iletişim alanında yapılan çalışmalarda İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı tüm dünyaya gösterdiklerini ve göstermeye devam edeceklerini söyleyen Fahrettin Altun, küresel vicdanın artık İsrail’in bir soykırımcı olduğunu açıkça gördüğünü söyledi.

"Yumuşak gücü tanımlayan önemli alanlarda, son dört yılda en fazla gelişme gösteren 2’nci ülke olduk"

Geride kalan 6 yıllık sürede gerçekleştirilen çalışmaların sonuç verdiğini söyleyen Altun, “Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, Küresel Yumuşak Güç Endeksi 2024 verileri çalışmalarımızın karşılığını ortaya koyan göstergelerden sadece bir tanesi.

Bu kurumun verilere göre Türkiye, medya ve iletişim alanında bir önceki yıla kıyasla 10 basamak yükselerek 193 ülke arasında 18’inci sıraya çıkmıştır. Yine ‘tanınırlık’ ve ‘itibar’ kategorileri de dâhil olmak üzere yumuşak gücü tanımlayan önemli alanlarda, son dört yılda en fazla gelişme gösteren 2’nci ülke olduk” dedi.

"Başkanlığımız, ülkemizin haklı mücadelesini uluslararası alanda anlatmaya var gücüyle çalışıyor"

İletişim Başkanlığının gerçeğin yerine sahtenin ikame edilmesine karşı ciddi bir mücadele verdiğini söyleyen Altun, "Başkanlığımız, doğruluk ve şeffaflığa bağlı kalarak kamuoyunu bilgilendirmeye, devlet ile millet arasındaki iletişim köprüsünü güçlendirmeye ve ülkemizin haklı mücadelesini uluslararası alanda anlatmaya var gücüyle çalışıyor. Bu ihtiyaçlara bağlı olarak tüm Daire Başkanlıklarımız, Koordinatörlüklerimiz, Bölge Müdürlüklerimiz ve Yurtdışı İletişim Müşavirliklerimiz ile birçok alanda ilk günkü heyecanımızla ve tüm varlığımızla çalışmalarımıza devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"Türkiye İletişim Modeli, aynı zamanda bünyesinde çok sağlam bir ilkesel duruş ve tavır barındıran bir yaklaşımdır"

İletişim Başkanlığı olarak geride kalan 6 yıllık süre zarfında gerçekleştirdikleri çalışmaların en önemlisinin Türkiye İletişim Modeli olduğuna dikkati çeken Altun, “Türkiye İletişim Modeli, 360 derece bir iletişim anlayışıyla ülkemizin; ekonomiden kültür ve sanata, dış politikaya, turizme, sanayiye ve teknolojiye ve eğitime kadar hemen her alandaki potansiyelini göz önünde bulunduran yenilikçi ve proaktif bir iletişim stratejisidir. Türkiye İletişim Modeli, aynı zamanda bünyesinde çok sağlam bir ilkesel duruş ve tavır barındıran bir yaklaşımdır. Biz bu modeli inşa ederken sadece ülkemizin değil, tüm insanlığın ortak faydasını gözeterek hakikatten, adaletten, hakkaniyetten taraf olmayı düstur edindik” ifadelerine yer verdi.

"Her zaman milletimizin değerlerine, inançlarına, beklentilerine ve hassasiyetlerine öncelik veriyoruz"

Türkiye İletişim Modelini diğer modellerden ayıran en önemli özelliğin milletin sesi olma iddiasını hiçbir zaman elden bırakmaması olarak açıklayan Altun, “Her zaman milletimizin değerlerine, inançlarına, beklentilerine ve hassasiyetlerine öncelik veriyoruz. Türkiye İletişim Modeli, yalnızca bir iletişim stratejisi değil, aynı zamanda Yeni Türkiye’nin vizyonunun, dinamizminin ve küresel liderlik iddiasının da bir yansımasıdır. Bu model, Türkiye’nin yükselişini iletişim alanında da perçinleyecek ve ülkemizi, İletişimin Yüzyılında lider ülkeler arasındaki hak ettiği yere taşıyacaktır” diye konuştu.

"Artık karşımızda içe kapanık, kendi iç çelişkilerine hapsolmuş bir Türkiye yok"

Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığını söyleyen Altun, “Artık karşımızda içe kapanık, kendi iç çelişkilerine hapsolmuş bir Türkiye yok. Artık uluslararası alanda güçlü, onurlu, dinamik, dik duran ve dışa açık bir Türkiye var. Gücünü milletinden alan, hedeflerine emin adımlarla yürüyen bir Türkiye var. Kendi değerlerine sahip çıkan, haksızlıklar karşısında susmayan, mazlumların ve mağdurların sesi olan bir Türkiye var. İşte bu yeni ve güçlü Türkiye, dünyada hem istikrarın hem de barışın teminatı olma noktasında tarihi bir rol üstleniyor.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, milletimizin desteğiyle hayata geçirdiğimiz bu vizyon, sadece ülkemizin değil, tüm coğrafyamızın, tüm mazlum milletlerin umut ışığı olmuştur ve tarih sahnesinde şanlı izler bırakarak ilerlemektedir. Güçlü, adil ve kendinden emin bu Türkiye’de istikrar ve istiklal en temel meseledir. Bu Türkiye dünyada barışın, selametin teminatı olma noktasında tarihi bir rol üstlenmektedir. İşte tam da bu nedenle iletişimi kuvvetli, vizyoner, demokratik ve insan merkezli bir kurumsal sistem büyük bir önem taşımaktadır” ifadelerine yer verdi.

"İsrail’i işlediği katliamlara ve soykırıma rağmen destekleseler de dünyanın büyük çoğunluğu artık İsrail’in bir soykırımcı olduğunu açıkça görüyor"

Gazze’de yaşanan soykırımı tüm yönleriyle dünyaya duyurduklarını ifade eden Altun, “İnsan hakları ve özgürlüklerden bahseden Batı yönetimlerinin ısrarla görmezden geldiği Gazze’deki soykırım konusunda, mazlumlar için hakikatin savunucusu olmayı kutsal bir görev addetmeye devam edeceğiz. Hatırlayacaksınız, 7 Ekim’den hemen sonra başta Batılı aktörler olmak üzere tüm dünya İsrail’in arkasında saf tutmak için adeta yarışa girdi.

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye ise, İsrail’in birçok savaş suçu işlediğini, bir soykırım arayışı olduğunu, tüm dünyayı aldatmaya çalıştığını güçlü bir şekilde duyuran ülke oldu.

Bu süreçte biz İletişim Başkanlığı olarak İsrail’in küresel toplumun reflekslerini ve vicdanını felç etmeye yönelik dezenformasyon faaliyetlerini engelleme noktasında 7 Ekim’den bu yana büyük gayret ortaya koyduk.

Uluslararası alanda ortaya koyduğumuz bu gayret, hakikat mücadelesi küresel birçok medya kuruluşunda da karşılık buldu. İsrail’in, katliamlarını meşrulaştırmak için ortaya koyduğu yalan ve algı operasyonlarını anında afişe etmemiz, özellikle İsrail’i ve onu destekleyen uluslararası aktörleri güç durumda bıraktı. Geldiğimiz noktada, Batılı egemenler İsrail’i işlediği katliamlara ve soykırıma rağmen destekleseler de dünyanın büyük çoğunluğu, küresel vicdan artık İsrail’in bir soykırımcı olduğunu açıkça görüyor ve bunu ilan ediyor” diye konuştu.