TBMM Genel Kurulu'nda Sağlık Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor.
Genel Kurul çalışmalarına katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, konuşma yaptı.
"YÜKÜ AĞIR BİR MESLEKTİR HEKİMLİK"
Sağlık Bakanlığı bütçesi hakkında söz alan Koca, "Bugün huzurlarınızda sadece Sağlık Bakanı olarak değil aynı zamanda bir hekim olarak bulunuyorum. Doktor, hastasına sevgi ve şefkatle yaklaşan kişidir. Bazen sevdiğinize can verirsiniz, bazen sevdiğiniz elinizde can verir. Yükü ağır bir meslektir hekimlik. Doktor, kendisinin canına kast edeni bile tedavi etmeye yemin etmiş bir mesleğin mensubudur. Tüm ayrışmalardan, sürtüşme ve çatışmalardan arındırılmış bir iş yapar hekimler. Sağlık hizmeti verirken bütün çalışanları ile birlikte tepeden tırnağa bir organizasyon halinde görev yaparız. Sağlık hizmeti tıpkı bir insan vücudu gibidir. Neresinde bir arıza oluşursa, kalbi orada atar. Her bir parçası çok önemli bir görevi yerine getirir ve hepsinin toplam sağlığı hayatî önem taşır. Hiçbir uzvuna “o olmasa da olur” diyemeyiz." dedi.
"SALGIN ZAMANINDA SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZ KAHRAMAN HALİNE GELMİŞTİ"
Salgın zamanında sağlık çalışanlarının çalışmalarına dikkat çeken Bakan Koca, "Bu kürsüde bir konuşmam olmuştu. Salgının en zor günleriydi. Sağlık çalışanlarımız, küçük çocuklarımızdan en yaşlılarımıza, hepimizin kahramanları haline gelmişlerdi. Her yerde, terli önlükleriyle çekilmiş fotoğrafları vardı. Bazı görüntülerde, COVID-19 maskelerinin o pırıl pırıl yüzlerde bıraktığı derin izler dikkat çekiyordu. Size onlardan, arkadaşlarımdan bahsetmek istiyorum. Yakın günlerde sizlerle onların hakları için diyalog içinde olduk. Sağlık çalışanlarının maaşları, özlük hakları konusunda atılacak adımları ortak iradeyle atmalıyız dedik. Bakanlığımıza verdiğiniz destek için şükran duyuyor ve desteğinizin son noktaya değin devam edeceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"SAĞLIK ÇALIŞANLARI AĞIR DAVALARA MARUZ KALIP, BÜYÜK TAZMİNATLAR ÖDÜYORLAR"
Sağlıkta şiddet konusuna değinen Koca, "Sağlık çalışanları ağır davalara maruz kalıyor ve büyük tazminatlar ödüyorlar. Öyle ki tazminat davaları fırsatçı bir iş kolu haline gelmeye başladı. Malpraktisten bahsediyorum. Biliyorsunuz, bu kelime, bir meslekte beceri noksanlığından veya hatadan doğan zarar anlamına geliyor. Ülkemizde bu alanda ihtisas mahkemesinin olmaması, davaların seyrini yanlış yönlere sürüklüyor. Ve hekimler, astronomik tazminat korkusuyla, hastalarına müdahale etmeleri gereken noktada adeta eli kolu bağlı kalıyorlar. Bu konudaki çalışmalara sizden destek bekliyoruz. Unutmayınız, Hekimlerimiz en zengin ülkelerin alıcı gözlerle baktığı, en iyi yetişmiş hekimlerdir" diye konuştu.
"ÜLKEMİZDE, KORİDORLARDA OKSİJEN TÜPLERİ İÇİN SIRADA OLAN HASTALAR GÖRMEDİK"
Pandemi zamanında bütün vatandaşlara sahip çıkıldığını söyleyen Koca sözlerine şöyle devam etti:
Ülkemizdeyse, koridorlarda oksijen tüpleri önünde kuyruğa girmiş hastalar görmedik. Hastaya nefes veren solunum cihazını hangi hastamı yaşatabilmek için kullanayım ikilemini hekimlerimize yaşatmadık. Başka ülkelere hasta götürmeyi planlamak şöyle dursun, vatandaşlarımızı dünyanın dört bir tarafından ülkemize getirip tedavi ettik. Böyle bir devletin bakanı olmaktan gurur duyuyorum.
"BİZE EMANET EDİLEN KAYNAĞI EN UYGUN ŞEKİLDE KULLANMAKTAN BAŞKA GAYRETİMİZ OLAMAZ"
Biz sadece Kamu Özel İşbirliği ile hastaneler yapmadık. Genel bütçeden yapımı tamamlanmış ve inşaatı devam eden toplam 15 şehir hastanemiz var. Aydın, Denizli, Şanlıurfa şehir hastanelerimiz genel bütçeden yapılıyor. Diyarbakır, Sakarya, Antalya şehir hastanelerimiz de genel bütçeden yapılıyor. Genel bütçeden yapılan Samsun, Ordu, Trabzon şehir hastanelerinin de inşaatları devam ediyor. İstanbul Sancaktepe, Mardin ve Rize Şehir hastaneleri de genel bütçeden yapılacak. Esas olan sağlık hizmetinin verilmesidir. Bunu bize emanet edilen kaynağı en doğru şekilde kullanmaktan, en kaliteli sağlık hizmetini en uygun koşullarda sunmaktan başka gayretimiz olamaz.
"BUGÜN TÜRKİYE'DE KULLANILAN HER 100 KUTU İLACIN 88'İ ÜLKEMİZDE ÜRETİLMEKTEDİR"
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz kurumumuz ülkemizde ilaç ve tıbbi cihazın regülasyonundan sorumlu uluslararası tanınırlığı olan bir otoritedir. Bu kurumumuzun faaliyetleri ile bugün Türkiye’de kullanılan her 100 kutu ilacın 88’i ülkemizde üretilmektedir. Bu kurumumuz sayesinde her yıl ilaç ihracatımız katlanarak artmaktadır.
Türkiye’de ilaç bulunamıyor haberlerinin somut gerçekle ilgisi yoktur. Somut gerçek Türkiye’ye pahalı ilaç satmaya çalışıyoruz ama satamıyoruz feryadıdır. Hastamızı dermansız bırakmayız.
"DÜNYADA KORONA AŞISINI ÜRETEBİLMİŞ 6 ÜLKEDEN BİRİYİZ"
Dünyada Kovid-19 aşısını üretebilmiş 6 ülkeden biriyiz. Bu başarı vekâlet ettiğiniz bu milletindir. Türkiye yaklaşık 50 yıl sonra %100 kendi imkânları ile aşı geliştirdi. Bu değere sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur. Yalnızca COVID-19 aşısı değil, teknoloji transferi ile ülkemize getirilmek üzere suçiçeği, hepatit A ve kuduz aşısı için de çağrıya çıkarak ülkemize yatırım yapılması için imkan sağladık. Bu üç aşı ile aşı yerlileştirme çalışmalarımız devam edecek.
"ÜLKEMİZDE AŞI GELİŞTİRECEK VE ÜRETECEK MODERN BİR MERKEZİN HAZIRLIĞINI TAMAMLADIK"
Ülkemizde aşı geliştirecek, biyoteknolojik ürün geliştirecek ve üretecek modern bir merkeze kesinlikle ihtiyaç var. Bu konudaki hazırlığımızı tamamladık. Dün itibariyle bu tesisin ihale süreci başladı. Çok yakında tüm detaylarını paylaşacağız. Rahmetli Refik Saydam’ın mirasına sahip çıkıyoruz. Bazı kurumlar tarihlerini tamamlayabilir. Ama siz, yükselen kurumlar inşa ediyorsanız, gelecekle işbirliği içindesiniz.
"FİZİKSEL VE DİJİTAL SAĞLIK ALTYAPISINI EN İYİ ŞEKİLDE KULLANDIK"
İki yıllık sürece baktığımız zaman göreceğimiz şudur: Salgın, bireysel hayatla toplumsal hayatın arasına bir uçurum koydu. İkisini birbirinin zıddı haline getirdi. Toplumlar bunu sürdüremez. Hayat, bir tür halk sağlığı yasaklar manzumesi ile devam edemez. Bizim tavrımız şu olmuştur: Bireysel hayatla toplumsal hayat birlikte savunulmuştur.
Yanlış bilginin hızla yayılmasının tehlikesi ile yüzleştik. Bu süreçte en doğrusunun vatandaşlarımızı birinci elden ve üzücü de olsa gerçek bilgi ile buluşturmayı, Bilimi esas alan kararlar vermeyi temel aldık. En hızlı şekilde en doğru kararı vermeye çalıştık. Fiziksel ve dijital sağlık alt yapısını en iyi şekilde kullandık. Saatlerle yarıştığımız bir ölüm kalım mücadelesi verdik."
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış