Kuran'da başörtüsü var mı

İslamda tesettür ile ilgili tartışma, "Başörtüsü serbest bırakılmalı mı?' tartışması ile birlikte ortaya çıkmasına rağmen, neredeyse konudan bağımsız ve daha popüler bir tartışma konusu haline geldi. Anayasa'da '367' şartı konusunda hukukçular arasında ortaya çıkan yorum farkı, bu kez de 'Kuran'da örtünme' konusunda ortaya çıktı. Bu konularda ilk yazıları kaleme alan Özdemir İnce ve İlhan Selçuk her ne kadar 'Başörtüsü Kuran'ın emri değildir' tezini savunsalar da, laik medyada yazan İlahiyatçılar tam olarak böyle düşünmüyorlar.

Bunun son örneği ise Milli Gazete yazarı Mehmet Talu ve Vatan yazarı Süleyman Ateş'in örtünme konusunda ortaya çıkan yorum farkları:

MİLLİ GAZETE YAZARI: ÖRTÜNME FARZ
Örtünme: Nur Sûresi'nin 31. âyet-i kerimesinde zikredilen bu emirlerden sonra kadınların örtünmesi ile ilgili olarak da, kendiliğinden görünenler müstesna zînetlerin, zînet yerlerini açmamaları ve başörtülerini yakalarının üzerine salmaları emredilmiştir. Cahiliyyet Devri'nde başını örten kadınlar, başörtülerini enselerine bağlar veya arkalarına salıverirlerdi. Allah Teâlâ, bu âyet-i kerimeyle, İslâm'dan önceki bu âdeti kesinlikle yasaklayarak mü'min kadınların, kendiliğinden görünen hariç zînetlerini, zînet yerlerini açmamaları ve başörtülerini, saçlarını, başlarını, kulaklarını, boyun, gerdan ve göğüslerini iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmalarını emretmiştir.

.... Çünkü, Nûr sûresindeki:

"Başörtülerini yakalarının üstünü kapayacak surette koysunlar..." âyet-i kerimesi, indiği zaman; mırtlarını yani boydan boya örten dış giysilerini yardılar, onu kendilerine baş örtüsü yaptılar. (Buhari, Tefsir: 251, No: 4480, 4/1782; Ebu Davud, Libas: 32, No: 4102, 41100, 2/459) Ümmü Seleme (R.Anha) validemiz de demiştir ki: "Cilbablarından üzerlerini sıkı örtsünler." âyet-i kerimesi nazil olduğu zaman, Ensar kadınları üzerlerine siyah elbiseler giyerek öyle bir ağırbaşlılık ile çıkmışlardı ki, başları üstünde kargalar varmış gibi idi. (Ebu Davud, Libas: 32, No: 4101, 2/459)

Örtülmesi gerekli olmayan kısımlar: Örtülmesi emredilen zînetten istisna edilen ve mücmel olarak geçen "kendiliğinden görünen" ifadesi; Ashabdan Hz. Ali, İbn-i Abbas, İbn-i Ömer, Enes; Tabiîlerden Said b. Cübeyr, Atâ, Mücâhid, Dahhâk; Müctehid İmamlardan Ebû Hanîfe, Mâlik ve Evzaî'nin (radiyallâhu anhum) de dahil olduğu İslâm âlimlerinin çoğunluğu tarafından; "yüz ve bileklere kadar eller" olarak tefsir edilmiştir.

Örtülmesi gerekli olan kısımlar: Âyet-i kerimedeki "kendiliğinden görünen" mücmel ifadeyi az da olsa farklı tefsir eden âlimler, kadınların, istisna dışında kalan zînetlerinin ve zînet yerleri olan saç, baş, boyun, kulak, gerdan, göğüs, kol ve bacaklarının örtülmesi olarak anlamışlar ve bunlardan herhangi birini açmalarının caiz olmadığı hükmünde ittifak etmişlerdir. Kadınların, bu zînet yerlerini kimlerin yanlarında açabilecekleri ise, âyet-i kerimenin devamında bildirilmektedir. Bu âyet-i kerime nazil olunca, yukarıda rivayet edilen hadis-i şeriflerle de sabit olduğu üzere, Ensar ve Muhacir kadınları, eteklerinden bir parça keserek, onunla başlarını örtmeye acele etmeleri, Hz. Âişe (R.Anhâ)nın ablası Esma (R.Anhâ)nın ince bir elbise ile Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin huzuruna çıktığı zaman, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin: "Ergenlik çağına gelen bir kadının elleri ve yüzü dışında kalan yerlerini göstermesinin caiz olmadığını" (Ebu Davud, Libas: 34, No: 4104, 2/460; Beyhaki es-Sünenü'l-Kübra, Salat, No: 3302, 3/81) bildirmesi, yine Hz. Âişe (R.Anhâ)dan rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin, bileklerinin dört parmak yukarısını işaret ederek: "Allah'a ve âhiret gününe iman eden bir kadına, ergenlik çağına gelince, yüzü ve şuraya kadar elleri hariç, herhangi bir yerini açması caiz değildir." (Kurtubi El-Cami'u li Ahkami'l-Kur'an; 12/ 229) buyurması; söz konusu âyet-i kerimedeki emirlerin vücub için olduğuna, kadınların yukarıda sayılan zînet yerlerini örtmekle yükümlü olduklarına delâlet etmektedir.


"BAŞÖRTÜSÜ KURAN EMRİDİR AMA ONDAN ÇOK DAHA ÖNEMLİ EMİRLER VARDIR"
Vatan'ın fetva yazarı Süleyman Ateş'in bu konudaki görüşleri ise şöyle: Şunu her zaman belirtiyorum: Müslümanlık elbette sadece baş örtüsünden ibaret değildir. Baş örtüsü de Kur'ân'ın emirlerinden biridir. Ama ondan çok daha vurgulu emirler vardır. Mesela yalan söylememek, doğruluk, gıybet etmemek, kalbi kötü düşüncelerden, kinden nefretten korumak, kimsenin kusurunu araştırmamak, nefsi için istediğini başkası için de istemek gibi... Bunlar hep Kur'ân ve hadisin vurgulu emirleridir. Herhangi bir sebeple başını kapatmadı diye kadın dinden çıkmaz. Ancak "Kur'ân'da böyle bir şey yoktur" demek kanaatime göre büyük yanlıştır. "Var ama ben bunu uygulayamıyorum" derseniz o sizinle Allah arasındadır. Başınızı örtmeseniz de elinizden geldiğince Kur'ân'ın doğruluk, dürüstlük, dedikodudan uzak durma, kalbi kötü düşüncelerden koruma, haksızlıktan uzak durma gibi vurgulu emirlerini uygulamaya çalışın. Bunlar sizin uhrevi kurtuluşunuza yardım eder.