Haber Merkezi

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.

Parti genel merkezindeki toplantı saat 14.20'de başlarken, toplantının ardından da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, kameralar karşısına geçti.

Gazze'de yaşananlara değinen Çelik, İsrail'in temel hedefinin artık bölgesel olmadığının söyledi.

Çelik, devam eden açıklamasında "Netanyahu katliamcı ve soykırımcıdır" derken, devamında da Türkiye'de son zamanlarda işlenen kadın cinayetlerine değindi.

Kadınların güvenliği için bugüne kadar yapılan çalışmalara devam edeceklerini söyleyen Çelik, sözlerinde şu ifadelere yer verdi:

ÜST ÜSTE YAŞANAN KADIN CİNAYETLERİ

Ömer Çelik açıklamasında, Meclis'e çocukları korumak için yeni önerge vereceklerini söyledi.

Canımızı çok yakan şiddet olayları oldu. Kadın polisimiz şehit edildi. Geçtiğimiz günlerde iki kadın cinayeti art arda işlendi. Son derece üzücü. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız MYK’daki açılış konuşmasında bütün bu tabloya geniş bir yer ayırdı. Sıla bebeğin de hayatını kaybettiğini öğrendik. Daha önce de bunu ifade etmiştim. Kesinlikle cezasızlık algısına müsaade etmeyeceğiz.

Ortaya koyduğumuz çerçeve ve bundan sonraki yol yürüyüşümüzle ilgili hassasiyetler konusunda yakın zamanda Cumhurbaşkanımız açıklamalar yapacaklar. Bu bizim en hassas olduğumuz konudur. Kadına karşı şiddetin engellenmesi konusunda bugüne kadar çok adım attık. Yasal düzenlemeler, asayiş tedbirleri tek başına dünyanın hiçbir yerinde yetmez. Kültürel ve ahlaki hassasiyetlerin en üst noktaya kadar çıkarılması için en güçlü şekilde bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz.

"YENİ TEDBİRLERE İHTİYAÇ VAR"

Bu eylemleri gerçekleştirenlerin, bu süreçlerin içerisinden nasıl tekrar çıkabildikleri, tekrar bu eylemleri üst üste işleme konusunda bu zemini nasıl bulabildiği konularını en derin şekilde incelediğimizi ifade etmek isterim.

Değişen hayat koşulları, değişen toplumsal dinamikler çerçevesinde ne kadar düzenleme yaparsanız yapın bunların yenilerinin yapılmasına ihtiyaç var. Önleyici ve koruyucu yeni tedbirlere ihtiyaç var.

Cezasızlık durumunun ortaya çıkmaması için MYK’mızda geniş bir gündem var. Adalet Bakanımız bu çerçevede bilgi veriyor.

Kadınlarımızın sokaklarda rahatça hareket etmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Cezasızlık algısının oluşmasına hiçbir alanda müsaade etmeyeceğiz.

"BATI'DA ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ GAZZE'YE SAHİP ÇIKARKEN, HÜKÜMETLER DESTEK VERİYOR"

Katliamcı ve soykırımcı Netanyahu hükümetinin eylemlerine en acımasız şekilde devam ettiği görülmekte. Tabii şimdiye kadar birçok kere çeşitli kınamalar, çeşitli protestolar ortaya koyuldu. Ama görüldüğü üzere özellikle Batı toplumlarında hükümetlerle halklar arasındaki ayrım çok büyük bir ayrım olmuş durumda.

Batı toplumlarında insanlar üniversitelerde, sokaklarda her yaştan insan, üniversite öğrencileri büyük bir insanlık cephesi oluşturmaya çalışıp Gazze'ye sahip çıkarken, maalesef hükümetler tam tersi bir şekilde bu soykırımcı siyasete destek veriyorlar.

İspanya gibi Belçika gibi ilk başta Refah Sınır Kapısı’na gidip orada Filistin halkına, Gazze halkına sahip çıkan ülkelerin başbakanları oldu.

"İSRAİL, GUTERRES'İ İSTENMEYEN ADAM İLAN ETTİ"

Daha sonra İspanya örneğinde olduğu gibi, Filistin devletini tanıyan açıklamalar geldi ve İsrail’in yaptığının soykırım olduğunu ifade eden girişimler oldu. Arkasından Türkiye’nin de katıldığı bir süreci Güney Afrika başlattı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararlar söz konusu oldu. Tüm bu kararlar çerçevesinde bakıldığında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ve diğer kurumların ortaya koyduğu tavrın arkasına bir eylem koyulamadığı için İsrail, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni de tehdit etti.

Uluslararası sistemin ve uluslararası kurumların bunu seyretmesi neticesinde ortaya çıkan tablo en son gelinen yerde İsrail, Netanyahu hükümeti, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’i istenmeyen adam ilan etti.

"NETANYAHU'NUN İLK CÜMLESİ: BÖLGE HARİTALARINI DEĞİŞTİRECEĞİZ OLDU"

Gelinen tabloda bütün sistemi, bütün uluslararası hukuku ve insanlığa ait her değeri karşısına alan soykırımcı bir şebekeyle, bir katiller şebekesiyle karşı karşıyayız. Bu olay ilk başladığında Netanyahu’nun ilk sözleri İsrail’in savunulması ya da İsrail vatandaşlarının korunmasıyla ilgili değildi.

Masum ya da sivil insanların korunmasıyla ilgili değildi. Netanyahu’nun ilk cümlesi bu olaylar olur olmaz, “Bölge haritalarını değiştireceğiz, bölgede haritaların değişimine imza atacağız” şeklinde bir yaklaşımdı.

"SOYKIRIMCI ŞEBEKE"

Arkasından “David Koridoru’nu kuracağız” gibisinden bir açıklama yaptı. Gelinen noktada o günden itibaren söyledik ki “Bölgesel savaşı artırarak, bölgesel savaşı genişleterek burada Netanyahu hem kendisinin hukuk önünden kaçmasını sağlamaya çalışıyor, hem de bütün bir bölgeyi ateşe atmaya çalışıyor” dedik.

Böylece kademeli olarak bu bölgesel savaşın gerçekleşmesi söz konusu oldu. Bugün Lübnan’ı yeni bir Gazze yapmaya çalışan bu katil şebekesinin, bu soykırımcı şebekenin faaliyetleriyle karşı karşıyayız.