Haber Merkezi

Suriye'de muhalif güçler, yıllar sonra yeniden Beşar Esad rejimine karşı saldırı başlattı.

Kasım ayının son günlerde başlayan ilerleyişte Halep ve İdlib muhaliflerin kontrolüne girdi.

Tüm dünyanın merakla takip ettiği durum CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de gündemindeydi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Özel, Suriye'de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

"AYNI YANLIŞTA ISRAR EDİYORLAR"

Özel, Suriye’de yaşanan son gelişmelerle ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) bilgilendirilmesini istedi.

"2010'lardan beri Atatürk ne dediyse tersini yaptılar" diyen Özel, "Bunun sonunda milyonlarca sığınmacı Türkiye'ye geldi. Bizim yoksulumuz yerine sosyal yardım alıyorlar. Ne huzur alıyorlar ne huzur veriyorlar. Hala birileri aynı yanlışta ısrar ediyorlar. Bu bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye'dir. Devlet kuran parti, dış politikaya 'devlet ciddiyeti' zaviyesinden bakmalıdır." şeklinde konuştu.

"İÇ İŞLERİNDE KENDİ KARARLARINI VEREN SURİYE'DEN YANAYIZ"

İç işlerinde kendi kararlarını veren Suriye'den yana olduklarını ifade eden Özel, "Bugün Suriye vekalet savaşlarının içindedir. Suriye'de istikrar sağlanmalı, terör tehdidi bertaraf edilmeli ve mülteciler geri dönmelidir. İran'ın bölgede zayıflatılması, mezhep savaşlarının çıkması, İsrail'in güçlenmesi ve güvenliğinin sağlanması Ankara'nın önceliği olmamalıdır. Bizim safımız yurttaşlarımızın güvenliği" şeklinde konuştu.

"FEDA EDİLECEK BİR TANE BİLE MEHMETÇİĞİMİZ YOKTUR"

Türkiye’nin sonu belli olmayan maceralardan uzak durması gerektiğini de belirten Özel, “CHP bu memleketin evlatlarını ölüme gitmekten korumuş İsmet Paşa’nın partisidir. Bu macerada feda edilecek bir tane bile Mehmetçiğimiz yoktur” şeklinde konuştu.

Son olarak Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a da bir çağrı yapan Özel, "Esad'a çağrımızdır; Türkiye ile iyi ilişki kurmak faydanızadır. Karşılıklı söylenen sözler ne olursa olsun, Suriye ve Türkiye haklarının kardeşliği için yeni bir sayfa açılmalıdır." dedi.

"KOMŞULARLA İYİ GEÇİN"

Özel'in konuyla ilgili ifadeleri şu şekilde:

Suriye'deki son gelişmelere değinmek gerekir. Biz Türkiye'nin birinci partisiyiz ve bu ülkenin ve bu partinin kurucusu bize vasiyet niteliğinde bir dış politika öğütleri bıraktı. Bunlardan en birincisi: "Komşularla iyi geçin. Onların iç işlerine karışma. Komşunun toprak bütünlüğüne saygılı ol. Komşundaki devlet dışı unsurları muhatap alma."

"ATATÜRK NE DEDİYSE TERSİNİ YAPIYORLAR"

2010'ların başlarından başlayıp bugüne kadar, efendim, Emevi Camii'nde namaz kılmaya gitmeler, Esad'ı terörist, hain, katliamcı ilan edip Suriye'yi bölmek üzerinden söylemler, oradan birtakım Selefi grupları getirip eğit, donat, yolla savaşsın, devlet dışı unsurlarla muhatap, yani Atatürk ne dediyse tersini yapıyorlar. Ne dediyse, ne öğütlediyse. Ve maalesef bunun sonucunda milyonlarca, milyonlarca sığınmacı Türkiye'ye geldi. Bizim gencimiz yerine ucuz iş gücü oluyorlar. Bizim gencimiz işsiz. Bizim yoksulumuz yerine sosyal yardım alıyorlar. Bizimkilerin maaşları yetmiyor, sosyal yardım yetmiyor ve bu ülkede ne huzurları var ne huzur veriyorlar ve bu süreçte halen daha birileri aynı yanlışta ısrar ediyorlar.

"BU BÖLGENİN EN ÖNEMLİ AKTÖRÜ TÜRKİYE'DİR"

Bu bölgenin en önemli aktörü Türkiye'dir ve ilk seçimde iktidarı devralacak partinin genel başkanı olarak ifade ederim ki biz bu yaşananlara kayıtsız kalamayız. Soğukkanlılığı elden bırakmamalıyız ve dış politikaya yaz-boz tahtası gibi asla bakmamalıyız. Devlet kuran parti, dış politikaya devlet ciddiyeti zaviyesinden bakmak durumundadır. Ne kendini akıntıya bırakmasını beklesinler ne de hareketsiz bir şekilde beklerken birden gelen sele atlamamızı, atlamamamızı beklesinler.

"TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KORUNAN SURİYE'DEN YANAYIZ"

Burada devlete düşen, tüm kurumları ve kurallarıyla, başta ana muhalefet partisi, yarının iktidar partisi olmak üzere, bu gelişmeler hakkında şeffaf, samimi bir iletişimin partilerle kurulması, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ivedilikle bilgilendirilmesidir. Biz toprak bütünlüğü korunan, Türkiye'ye zarar gelmeyeceği sürece iç işlerinde kendi kararlarını veren bir Suriye'den tarafız.

"SURİYE TÜM BÖLGE İÇİN İSTİKRARSIZLIK ÜRETİYOR"

Oysa bugün Suriye, tüm bölge için istikrarsızlık üreten, vekalet savaşlarının yürütüldüğü bir ülkedir. Bu istikrarsız hal, Suriye'ye zarardır, ondan sonra en çok Türkiye'ye zarardır. Bizim beklentimiz Suriye'de istikrarın sağlanması, Türkiye'ye yönelen terör tehdidinin son bulması, ülkemizdeki Suriyelilerin bir an önce kendi vatanlarına dönmesidir.

"SONU BELLİ OLMAYAN MACERALARDAN UZAK DURMALIYIZ"

Türkiye, sonu belli olmayan maceralardan uzak durmalıdır. Bugün HTŞ gibi terör örgütlerinin Suriye rejimini geriletme çabalarına büyük bir temkin ve aklıselimle yaklaşılmalıdır. İran'ın bölgede zayıflatılması, mezhep savaşlarının körüklenmesi, İsrail'in hakimiyetinin artması ve güvenliğinin sağlanması Ankara'nın önceliği olmamalıdır.

"SURİYE ÖNCELİĞİMİZ DEĞİLDİR, ASLA OLMAMALIDIR"

Önceliğimiz değildir, asla olmamalıdır., öte taraftan, öte taraftan Rusya'nın mevzi kaybetmemesi, İran'ın yeniden toparlanması da Ankara'nın önceliği, oyun planı falan olamaz. Bizim safımız yurttaşlarımızın güvenliği ve esenliği neredeyse ora taraftır. CHP, II. Dünya Savaşı koşullarında bile bu memleketin evlatlarını ölüme gitmekten korumuş İsmet Paşa'nın partisidir. Bu macerada feda edilecek bir tane bile Mehmetçiğimiz yoktur.

ESAD'A ÇAĞRI YAPTI

Esad'a çağrımızdır; Türkiye ile iyi ilişki kurmak faydanızadır. Karşılıklı söylenen sözler ne olursa olsun, Suriye ve Türkiye haklarının kardeşliği için yeni bir sayfa açılmalıdır. Sayın Erdoğan'ı uyarıyorum. Geçmişten ders alın, maceracılığı bırakın. İktidar yanlıları bir süredir Suriye'deki karmaşaya müdahil olmakta fazla ısrarcılar. Adeta bir fetih hareketinin başlatıldığını anlatmaktalar. Bunun neye mal olduğunu hepimiz biliyoruz. 10 Ekim katliamını hatırlayın, sınırın zafiyete uğramasının neye mal olduğunu hatırlayın