AA

Türk insanının iktisadi durumuna kartı sağlayacak projelerin dışında kültürel ilerleme için de birçok hizmete imza atılıyor.

Bu anlamda Türkiye'nin gözbebeği İstanbul'a yeni bir eser daha kazandırıldı.

İstanbul’un simge yapılarından, tarihi 250 yılı aşkın Rami Kışlası, kütüphaneye dönüştürüldü.

2014 yılında restorasyonuna başlanan Eyüpsultan’daki Rami Kışlası’ndaki çalışmalarda sona gelindi.

Türkiye'nin en büyük kütüphanesi

Çalışmaların ardından Rami Kütüphanesi olarak yeniden hayat bulan, tarihi 250 yılı aşkın kışla, Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise sayılı kütüphanelerinden biri oldu.

220 dönümlük alan içinde, 36 bin metrekarelik kapalı alana sahip olan Rami Kütüphanesi, 51 bin metrekarelik peyzaj alanıyla Avrupa’nın en büyük kapalı peyzaj alanına sahip kütüphanesi olma özelliği taşıyor.

Bu devasa kütüphale dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımı ile İstanbulluların hizmetine sunuldu.

"Her türlü takdirin üzerinde"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada katılımcılara hitap etti.

Cumhuriyetin 100'üncü yılını 100 yeni kütüphaneyle karşılama hedefine adım adım yaklaştıklarını belirten Erdoğan, bu eserin her türlü takdirin üzerinde olduğunu söyledi.

Ülkenin özellikle de İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkmayı ecdada karşı sorumluluklarının bir gereği olarak gördüklerini vurgulayan Erdoğan, üstelik sadece bununla kalmadıklarını, modern sanatların ülkede yaygınlaşmasını sağlayacak projeleri de hayata geçirdiklerini ifade etti.

Erdoğan, bu anlayışla Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bünyesinde ülkenin en iyi altyapısına sahip bir kongre ve kültür merkezi, sergi merkezi ve kütüphaneyi milletin hizmetine sunduklarını anımsatarak, yine Cumhurbaşkanlığı'nın Çankaya Köşkü'ndeki, Tarabya Yerleşkesi'ndeki, Dolmabahçe'deki, Yıldız Sarayı'ndaki tarihi eserleri restore ederek, Vahdettin Köşkü'nü o yanmış halinden sonra bugünkü haline getirerek, yeni baştan yaparak, tarihe sahip çıktıklarını dile getirdi.

"Hedefimize adım adım yaklaşıyoruz"

Milli Saraylar Başkanlığını, Cumhurbaşkanlığına bağlayarak, ecdat yadigarı pek çok eserin ihyasını sağladıklarını, bunlarla beraber Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'ni yürütülen tüm olumsuz kampanyalara rağmen yeniden ve çok daha güzel bir şekilde İstanbul'un kültür sanat hayatına kazandırdıklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Diğer yandan Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını 100 yeni kütüphaneyle karşılama hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Bir taraftan Kültür ve Turizm Bakanlığımız diğer taraftan Millet Bahçeleri bünyesindeki kütüphane çalışmalarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, öte yandan belediyelerimiz, ülkemizi ve gençlerimizi kitapla buluşturmak için canla başla çalışıyor.

Tabii üniversitelerimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın son dönemde bu konuda gösterdiği gayretlerin de yakın takipçisiyiz. Yeni bir anlayışla dönüştürdüğümüz ve inşa ettiğimiz kütüphanelerimizin gençlerimiz nezdinde gördüğü kabule gittiğim her yerde şahit oluyorum. Eskiler 'şerefü'l mekin bil mekan' derler. Yani bir mekanın şerefi, değeri, anlamı orada bulunanlarladır. Bu mananın bu sözün en iyi vücut bulduğu yerlerin kütüphaneler olduğuna inanıyorum. İşte burası böyle bir eserdir."

Rami Kütüphanesi'nde ücretsiz ikram yapılacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlerle birlikte tüm vatandaşların kütüphaneyle ünsiyeti ne kadar güçlendirilirse geleceğin o derece emniyette olacağının altını çizerek, "Az önce buradaki bir Anadolu Lisesi'nin mensubu gençlerimizle bir arada olduk. Ve 'Cumhurbaşkanım 5 dakikada artık okulumuzdan buraya geliyoruz' dediler. 5 dakika. 'Başka?' dedim, 'Onları da söyleyin bakalım.' Artık burada çorbanızı içecek misiniz? İçeceksiniz. Çayınızı içecek misiniz? İçeceksiniz. Kahvenizi içecek misiniz? İçeceksiniz. Kek, onu da yiyeceksiniz, para yok. Tabii çok mutlular. Yarın sabahtan itibaren bu uygulama da başlıyor." diye konuştu.

"Bizim medeniyetimiz kitapla, defterle, kalemle, mürekkeple, okumakla kıvamını bulmuştur"

Geriye doğru bakıldığında, kütüphanelerin ne kadar zengin, ne kadar yaygın, ne kadar hareketliyse medeniyetin o derece ürettiğini, devletin o derece güçlü, milletin o derece müreffeh olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bizim medeniyetimiz kitapla, defterle, kalemle, mürekkeple, okumakla, anlamakla, sormakla, anlatmakla yoğrulmuş, ilimle irfanla hikmet ve tefekkürle kıvamını bulmuştur. Duvarları kitaplarla dolu bir kütüphaneyi en kıymetli hazinelerden daha üstün tutan ecdadımız, her kütüphaneyi cennetten bir köşke benzetmiştir. Alimleri, gölgelerinde soluklanılan cennet ağaçlarıyla kıyaslayan ecdat, onların eserlerini de bu ağaçların meyveleri olarak görmüştür. Elhamdülillah, nasıl bir ecdada sahibiz. İnşallah biz de onlara layık oluruz." değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, hayırlı işlerin her biri gibi ilim, irfan, kültür, sanat faaliyetlerini de ibadet aşkıyla yürüten milletin, bu vasfı sayesinde asırlarca dünyaya ışık tuttuğunu, halen el üstünde tutulan eserler verdiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kütüphanelerimizin sembolü olduğu bereketli medeniyet iklimimiz, yerini fikri ve manevi kuraklığa bıraktıkça bu tablonun yerini gerileme, rehavet, sefalet almıştır. Kimi dönemlerde bu kuraklık iklimi özellikle tesis edilmiş, özellikle başımıza bir kara bulut gibi çöktürülmüştür. Ülkemizde yıllarca eğitim öğretimi ve entelektüel faaliyetleri hep tek yönlü bir formatlama aracı hem de belirli kesimlere mahsus bir ayrıcalık olarak tutmaya çalışan zihniyetin yol açtığı kısırlığı yaşadık.

Çocuklarımızı ya okullara hiç almıyorlardı ya da faşizan baskılarla kendi ideolojik saplantıları doğrultusunda biçimlendirmeye çalışıyorlardı. Rahmetli Menderes'in başlattığı, rahmetli Özal'ın sürdürdüğü bu ülkenin asli unsuru olan milletin evlatlarının akademiden bürokrasiye, medyadan iş dünyasına her alanda önlerini açma çabalarını hayırla yad ediyoruz.

Biz de hükümete geldiğimiz günden beri adalet, hak, hakkaniyet ve fırsat eşitliği temelinde hiçbir ayrım gözetmeksizin, ülkemizin her köşesini ve milletimizin tamamını kuşatacak şekilde bu anlayışla çalıştık, çabaladık."

"Takip eden değil öncülük yapan..."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, takip eden değil öncülük yapan diğer alanlar gibi kültürde de kendisine sunulanları tüketen değil, üreten bir Türkiye için gece gündüz çalıştıklarını belirterek, "İnşallah önümüzdeki dönem Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla eğitim ve kültür başta olmak üzere ülkemizi küresel düzeyde marka haline getirecek başlıkların tamamında da milletimizi hayallerine kavuşturacağız." dedi.

Erdoğan, Rami Kütüphanesi Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, kalkınmanın bir bütün olduğuna, en başında da eğitimin, kültür ve sanatın geldiğine inandığını ifade etti.

Bunun için önceliklerinin ilk sırasına eğitimi aldıklarını belirten Erdoğan, hem geçmişin yanlışlarını düzeltecek, mağduriyetlerini giderecek hem de bugünün ihtiyaçlarına cevap verecek bir eğitim altyapısı ve sistemi kurmak için kolları sıvadıklarını söyledi.

Okul öncesinden üniversiteye, oradan akademik basamakların en üstüne kadar tüm kademelerde köklü reformlar gerçekleştirdiklerine işaret eden Erdoğan, mesleki eğitimi güçlendirmek dahil tüm sistemi yeniden yapılandırdıklarının altını çizdi.

"Çocuklarımızı ve gençlerimizi her alanda destekledik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversiteleri 81 vilayete yaygınlaştırdıklarını anımsatarak, şunları anlattı:

"Çocuklarımızı ve gençlerimizi her alanda destekledik. Aynı şekilde kültür sanat altyapımızı tahkim ettik. Düşüncesine, yüreğine, becerisine, emeğine dayalı üretim yaparak ülkemize değer katan herkesin yanında olduk.

Yaptığı işe, gerçekleştirdiği üretime, verdiği hizmete kendi değerlerinin damgasını vuran kültür sanat insanlarımızı özellikle teşvik ettik. Bunları yaparken asırlardır yolumuzu aydınlatan medeniyet güneşimizi tekrar en yükseğe taşıma peşinde koşuyorduk. Demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın diğer tüm başlıklarında kaydettiğimiz gelişmelerin de bu mücadeleyi destekleyen bir yönü vardı."

Geçen 20 yılda ülkenin asırlık altyapı eksiklerini, demokrasi ve güvenlik ihtiyaçlarını gidermekte gerçekten çok büyük bir başarı yakaladıklarını ve bunu kimsenin inkar edemeyeceğini dile getiren Erdoğan, "Bu çerçevede eğitimde, kültür ve sanatta geldiğimiz yeri de çok önemli görüyoruz. Ama henüz bu alanlarda arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımızın da farkındayız. Bizimki ancak hayalleri ve hedefleri büyük olanların yaşayabileceği bir hayıflanmadır. Yoksa asırlara bedel eserler ve hizmetler ortaya koyduğumuzdan asla şüphemiz yok." değerlendirmesinde bulundu.

"Rami Kütüphanemiz geleceğe yatırımın eseri olacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünya değişirken ülkemizin yerinde kalması demek gerileme işaretidir. Takip eden değil öncülük yapan diğer alanlar gibi kültürde de kendisine sunulanları tüketen değil, üreten bir Türkiye için gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönem Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla eğitim ve kültür başta olmak üzere ülkemizi küresel düzeyde marka haline getirecek başlıkların tamamında da milletimizi hayallerine kavuşturacağız." diye konuştu.

Rami Kütüphanesi'ni, bu büyük yürüyüşte yeni bir halka, yeni bir safha olarak gördüklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Rami Kütüphanemizi gezerken bütün gerek cilthanesi yani mücellitlerimizi gördüm gerekse adeta bir ameliyathane gibi kitapların restorasyonlarının yapıldığı birimlere girdik. Oradaki arkadaşlarımızın nasıl bir hassasiyetle çalıştıklarını, adeta organ nakli yapar gibi o kitapların bütün gerçekten tahrip olmuş o yaprakları tek tek tek nasıl bir yerden bir yere naklettiklerini görmek, onlara şükran borcu olduğumuzu söylememek mümkün değil.

Ve bu eserlerle beraber inşallah Rami Kütüphanemiz çok çok farklı geleceğe bir yatırımın eseri olacak. Ülkemize ve İstanbul'umuza hayırlı olmasını diliyorum. Dilediğimiz tüm kitapları buraya nakledebiliriz.

Ve Kültür Turizm Bakanlığımızın bütçesine ayrıca bir destek vererek yurt içi, yurt dışından buraya her türlü inşallah kitapları alacağız. İthalatçılığımıza onu getireceğiz. Kitap ithali yapacağız dünyanın dört bir yanından ve Rami Kütüphanemizin bu uluslararası özelliğini de çok daha güçlü hale getirmiş olacağız."

Erdoğan, bu kütüphanede okuyacak, araştıracak, eser ortaya koyacak, yapılan faaliyetlerden istifade edecek herkese teşekkür ederek sözlerini tamamladı.

"Alanlarında dünyada ilk 10 arasında yer alan yapıtlar"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, açılışta, hizmet yarışı içinde olduklarını belirterek, daima en iyisini, yenisini, kalitelisini sunmanın çabasını verdiklerini dile getirdi.

İstanbul'da açılan Atatürk Kültür Merkezi ile Ankara'da CSO'nun dünya ölçeğinde mimari eserler olarak yükseldiğini dile getiren Ersoy, "Bugün ise geçmişi 250 yılı aşan bir tarihi yapıya sahip çıkarak hayata geçirdiğimiz bir millet bahçesini, bir sanat merkezini, bir ilim kompleksini yani İstanbul Rami Kütüphanesini açıyoruz. Her üç yapı da kendi alanlarında dünyada ilk 10 arasında yer alan yapıtlar." dedi.

Ersoy, başarıyı son değil başlangıç bilip daha ileriye, iyiye, Türkiye Yüzyılı menziline yürümeye devam edeceklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Kültür-sanat merkezlerimizden müzelerimize, inşa ettiğimiz her yeni eseri tek bir hizmet başlığında sınırlandırmadan, insanımızın verimli ve keyifli zaman geçirmek için tercih edeceği çok yönlü, çok işlevli yaşam alanları olarak şekillendiriyoruz. Kütüphanelerimizi de yine bu bakış açısıyla projelendiriyoruz.

Onarım, yenileme ve inşa sürecini eş zamanlı yürüttüğümüz Rami Kışlası’nın benzersiz dönüşümünü mümkün kılan da bu anlayıştır. Burası her şeyden önce eşsiz bir kütüphane. İstanbul’un en büyüğü. Oturma kapasitesi 4 bin 200 kişi, kitap kapasitesi ise 2,5 milyon. An itibarıyla koleksiyonunda 2 milyondan fazla kitap, dijital materyaller ve diğer yayınlar bulunuyor. Alımlarımız sürüyor, kapasitesinin tamamı dolacak."

"Atatürk İhtisas Kütüphanesi 20 binden fazla kaynak eserle hizmet verecek"

Türkiye'nin en büyük Atatürk kitaplığını barındıran Atatürk İhtisas Kütüphanesinin de 20 binden fazla kaynak eserle, Rami Kütüphanesinde hizmet vermeye başlayacağını aktaran Ersoy, şöyle devam etti:

"Yakında bu sayı 30 bini geçecek. Kütüphane koleksiyonu, Atatürk’le ilgili eserlerin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti tarihi, Türk dili ve kültürüyle ilgili eserleri de içeriyor. Vatandaşlarımız, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun ilgili yayınlarını, ayrıca bu konularda yurt içinde ve dışında yayımlanmış farklı eserleri bu kütüphanede bulabilir.

Yüksek Kurumumuz bünyesinde basılmış 2 bin 608 yayının ihtisas kütüphanemizde yer alması ise bizim için ayrı bir gurur vesilesidir. Tabii fazla kitap diye bir anlayışı da asla kabul etmiyoruz. Bu hususta kendimizle yarışmaktayız. Ayrıca yurt dışından da hem Gazi Mustafa Kemal'i konu alan kitapları hem de ülkemizle ilgili basılan eserleri koleksiyonumuza eklemeyi sürdürüyoruz."

"Burası, nadide el yazmalarına hizmet verecek"

Bakan Ersoy, vefatının 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla Zübeyde Hanım'ı rahmetle anarak, "Anneler, büyük liderlerin arkasındaki gerçek önderlerdir, rehberlerdir. Bütün annelerin ellerinden öpüyor, ahirete uğurladığımız annelerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Kabirleri nur, mekanları cennet olsun inşallah." ifadelerini kullandı.

Hizmete girecek Yazma Eserler Kütüphanesine de işaret eden Ersoy, şu bilgileri verdi:

"Burası, nadide el yazmalarına hizmet verecek sergi ve şifahane alanları ile birlikte İstanbul Rami Kütüphanesini farklı kılmakta, dünyadaki sayılı örnekler arasındaki yerini sağlamlaştırmaktadır. Zira dünyanın en zengin yazma eser koleksiyonlarından birine sahibiz. İlgililer eşsiz el yazmalarını burada görebilecek. Hatta şifahane ve koridorlar arasındaki camlardan kitapların nasıl restore edildiğini, kitap depolarımızda yürütülen ritmik çalışmaları canlı olarak izleyebilecekler."

"Rami Kütüphanesi, İstanbul gibi 7/24 açık ve hayatın içinde olacak"

Ersoy, kütüphanenin kapalı kullanım alanının 36 bin 257 metrekare, iç avlu peyzaj alanının ise yaklaşık 51 bin metrekare olduğunun altını çizerek, serbest çalışma salonları, bebek, çocuk ve gençlik bölümleri, konferans, sergi ve fuaye salonları, atölye ve etkinlik alanları, kafeterya, cami, bebek bakım odası ve diğer yaşam alanlarıyla her ihtiyacın düşünüldüğünü söyledi.

Kışlanın iç avlusunda, dünyanın en iyi örneklerine benzer bir millet bahçesi projesinin hayata geçirildiğini vurgulayan Ersoy, şöyle devam etti:

"Rami Kütüphanesi, İstanbul gibi 7/24 açık ve hayatın içinde olacak. Sunduğu imkanlardan bütün vatandaşlarımız en üst düzeyde yararlanabilecek. Bu istisna eser engellilere, yaşlılara, özel gereksinimleri olan bütün vatandaşlarımıza cevap verecek donanımdadır.

Son olarak şu çok önemli bilgiyi de sizlerle paylaşmak isterim. İstanbul Rami Kütüphanesi, 30 Aralık 2022'de Biosphere tarafından yerinde gerçekleştirilen denetimde, Sürdürülebilirlik Sertifikası almaya hak kazanan ülkemizdeki ilk kurum olmuştur. Biosphere, 'Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi' tarafından akredite bir programdır. Bu sertifika, koruma, araştırma, iletişim ve sergi alanlarında faaliyet gösteren kurumlar için tasarlanmış bir turizm sürdürülebilirlik sertifikasıdır.

Dünyada İspanya dışında bu sertifikaya sahip kurumu olan tek ülke Türkiye olmuştur. Malumunuz olduğu üzere, 'Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı'nı hazırlayarak, uluslararası düzeyde tescilini aldık. Dünyada böylesine kapsamlı bir çalışmayı yapan ilk ülke olarak bunun meyvelerini toplamaya başlıyoruz."

Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bin 258 kütüphane olduğuna dikkati çeken Ersoy, şunları söyledi:

"Sadece son 5 yılda açılan kütüphane sayısı 133'e ulaştı. Bunlar artık raftan ve kitaplardan oluşan yapılar değil. Her biri amaçlarla, hedeflerle şekillendiriliyor. Ceza infaz kurumlarında kalan hükümlü ve tutuklular için hayata geçirdiğimiz adalet, halk kütüphanelerinden tutunuz da gezici kütüphaneler, AVM kütüphaneleri, edebiyat müze kütüphaneleri, bebek kütüphaneleri, gar ve havalimanı kütüphaneleri ile tematik kütüphanelere kadar kütüphanecilik hizmetini hayatın içine taşıdık, kurumlarımızın kapısını hayata açtık. Küçük kütüphanelerle koleksiyonlar korunur. Orta ölçekli kütüphanelerle kültür hizmeti verilir. İstanbul Rami Kütüphanesi gibi muazzam eserler ise ilim, kültür, sanat gibi sahalarda kitlelerin oluşmasına, toplumsal değişime zemin olur."

Mehmet Nuri Ersoy, Rami Kütüphanesinin İstanbul’un en büyüğü ve Avrupa'nın sayılı kütüphanelerinden biri olduğuna vurgu yaparak, şöyle konuştu:

"Hedefimiz 'Cumhuriyetimizin 100. Yılında 100 Yeni Kütüphane' açmaktır. Bu hedefe ilerleyecek ve inşallah ulaşacağız.Ben Rami Kütüphanesinin İstanbul ve İstanbullular başta olmak üzere ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğümüze, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumumuza, başta değerli mimarlarımız Han Tümertekin ve Mehmet Cemil Aktaş olmak üzere restorasyon, renovasyon ve inşaat çalışmalarından teşhir ve tanzim işlerine kadar bu saygın esere emek ve destek veren herkese, yüklenici firmamıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum."

Erdoğan'a minyatürü hediye edildi

Törene, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Başkanvekili Celal Adan, Kabine üyeleri, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu üyeleri ve bazı yazarlar katıldı.

Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a günün anısına Rami Kütüphanesi'nin minyatürünü takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, protokol üyeleriyle birlikte kurdele kesmek suretiyle kütüphanenin açılışını gerçekleştirdi.

Erdoğan, kurdele kesimi sırasında, "Rami Kütüphanemizi bugün açıyoruz ve Rami Kütüphanemizle İstanbul'umuza şimdi ayrı bir zenginlik kazandırıyoruz. İstanbul'umuzun bu yeni potansiyeli, yeni kültürel noktada kazandığı bu güç tüm gençliğimize hayırlı olsun. Ya Allah Bismillah." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde eşi Emine Erdoğan'la birlikte Rami Kütüphanesi'ni gezdi, öğrencilerle sohbet etti.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)