Napolyon’un basuru savaş kaybettirmişti
Vakanüvis
Maalesef, savaş başladı. Rusya, aylarca dünyayı oyalayıp, sonunda saldırgan yüzünü kanlı bir biçimde gösterdi. ABD, Avrupa Birliği ve NATO ise sanki bütün bu olup bitenler sürprizmiş gibi davranıyor, Ukrayna'yı kaderiyle baş başa bırakmış, olanı biteni seyrediyor.
Son savaş, dünya tarihindeki kim bilir kaç bininci savaş. Savaşlar elbette çeşitli nedenlerle çıkıyor, ardından da yine çeşitli nedenlerle bitiyor. Rusya’nın Ukrayna saldırısı nasıl bitecek şimdilik meçhul. Tarihteki savaşları bitiren pek çok sebep var ama herhalde en ilginçlerinden biri Napolyon Bonapart’ın Waterloo Savaşı’nı kaybetmesiyle ilgili olandı.
WATERLOO SAVAŞI'NA GİDEN SÜREÇ
Yönetimde olduğu her dönemde tam bir fetih takıntısı içinde olan Napolyon Bonapart, bu anlayışına uygun olarak çok sayıda savaşa girişmişti. Bunlardan birisi, daha doğrusu sonuncusu ise Waterloo Savaşı’ydı. Normal şartlarda Napolyon ve ordusu üstün görünüyordu. İngilizler zayıftı, yardım bekledikleri Prusya ordusunun ise beklenen zamanda yardıma yetişebileceği şüpheliydi.
O yıllardaki bir dizi savaş, Fransız Devrimi’nin kökleştiğini düşünen yöneticilerin, çevre ülkelere yönelik saldırgan politikalarının bir sonucuydu. Devrim Savaşları, Fransa’yı Avrupa’nın en güçlü ülkesi hâline getirmişti. Fransa peş peşe zaferlerle kazanarak, deniz seviyesinde aşağıda pek çok bölgesi olmasından mülhem “Alçak / Çukur Ülkeler” denilen Kuzeybatı Avrupa’da Ren Irmağı deltasındaki bölge (şimdiki Hollanda ile Belçika) ile Rhineland (bugünkü Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti) ve İtalya’ya kadar hâkimiyet kurmuştu.
Napolyon Bonapart da bir diktatörlük olarak bulduğu Fransa yönetiminde daha da agresif bir dış politika izlemişti. Öyle ki tarihte “Napolyon Savaşları” denen bir dönem başlamıştı. Fransa ayrıca sık sık Büyük Britanya ile de savaşa tutuşuyordu. İki ülke arasındaki son savaş ise 1815 yılında yaşanmıştı. Waterloo, Napolyon Savaşları’nı ve Avrupa’daki 23 yıllık güç mücadelesini sona erdiren savaş olmuştu.
NAPOLYON AT BİNEMEYİNCE...
Tarihe geçmiş kişilerin sağlık durumları, bazen salt kendilerini değil, ülkelerini ve dünya tarihini de etkileyebiliyor. Napolyon Bonapart’ın Waterloo Savaşı’ndaki durumu tam da böyleydi. Muharebe, İngiltere - Prusya ittifakı ile Fransa arasında, Belçika’nın Brüksel şehrine 14 kilometre uzağındaki Waterloo kasabası yakınlarında gerçekleşmişti. Savaşta İngilizlere Dük Wellington, Prusyalılara ise Gebhard von Blücher komuta ediyordu. Müttefikler, Fransa’nın kuzeydoğusuna doğru saldırmayı düşünürken, Napolyon onlara Belçika’da bir engelleyici saldırıda bulundu, sonrasında bu Waterloo Savaşı'na dönüştü.
İngiliz ordusuyla karşı karşıya gelen Napolyon, görünüşe göre üstün durumdaydı. Ancak “küçük bir sorun” vardı. Komutan, uzun yıllardır hemoroitten muzdaripti ve Waterloo Savaşı’nın kaderinin belirleneceği o gün, 18 Haziran 1815 sabahı Napolyon’un “basuru azmıştı.” Fransa devlet başkanının hekimleri, hemoroidi sülük tedavisi ile halletmeye çalışıyor, bir yandan da ağrıyı kesmek için afyon kullanıyorlardı. Napolyon, o sabah kalktığında hem şiddetli ağrıyla kıvranıyor hem de afyonun etkisiyle şuur bulanıklığı yaşıyordu. Normalde savaş meydanlarında sabah erkenden kalkan Napolyon Bonapart, o sabah ise değil ata binecek, yumuşak bir yastığa bile oturamayacak durumdaydı.
Napolyon, öğlen saatlerine kadarki süreyi dinlenerek geçirdi. Bu nedenle de normalde sabah çok erken saatlerde başlayacak savaş ancak öğle sularında başlayabilmişti. Sayıca İngilizler’den üstün durumdaki Fransız ordusu, rakibini rahatlıkla yenebilecekti. Ancak Napolyon’un hemorid probleminden dolayı harekete geçemeyen Fransız askerleri çok kıymetli 6, 7 saati kaybetmişti. İşte bu gecikme sırasında Prusya kuvvetleri müttefiklerinin yardımına yetişmiş ve Fransızlar büyük bir bozguna uğramışlardı.
KARDEŞİNE YAZDIĞI MEKTUPTA DERDİNİ ANLATMIŞTI
Waterloo Savaşı, Avrupa’da çok önemli gelişmelere yol açmıştı. Bu muhaberenin ardından Fransa monarşisi yeniden kurulmuştu. Napolyon Bonapart, bu savaşı kaybettiği için Saint Helena Adası’na sürgüne gönderilmiş, 1821 yılında da burada ölmüştü. Bazı tıp otoriteleri, tarihçilerle ortaklaşa yaptıkları çalışmalarda Waterloo Savaşı öncesinde geçirdiği son derece acılı hemoroid krizinin Napolyon’un başarısını etkilediği görüşünü savunmuşlardı.
Gerçekten de dönemin kimi askerî tıp kayıtları ile kişisel mektupları inceleyen araştırmacılar, Waterloo Savaşı’ndan önceki günde sürekli yağmur ve soğuğun Napolyon’un hemoroit krizini daha da derinleştirdiğini belirlemişlerdi. Bu tabloya bir de savaş sahası ortamının son derece ilkel hijyenik koşulları eklenince Fransız başkomutanın yapabileceği fazla bir şey kalmamıştı. Biyograflarının kayıtlarına, kişisel doktoruna ve kardeşine yazdığı mektuplara göre Napolyon Bonapart, sağlık durumunun çok kötü olduğunu belirterek, “Bundan dolayı sabah erken saatlerde istediğim gibi bir taarruz emri veremedim” diyerek yaşadıklarını dile getirmişti.
* M. Hatzinger, M. Stastny, Ünlü Kişilerin Patolojisi Üzerine Ürolojik Yorumlar, ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi, Biyoteknoloji Bilgi Merkezi, pubmed.ncbi.nlm.nih.gov
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış