"Asrın felaketi" olarak adlandırılan merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerde yaralar sarılmaya devam ediyor...
Depremlerde çok sayıda can kaybı yanı sıra, birçok yapı da hasara uğradı.
Bu yapıların arasında çeşitli kültür varlıklarını barındıran yapılar da yer alıyor. Bu kültür varlıklarını koruma altına almaya yönelik yeni adımlara hız verildi.
Deprem bölgelerindeki kültür varlıklarının hasar tespiti yapılıyor
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Hatay Arkeoloji Müzesi'nde düzenlenen "Hatay Kültürel Mirasını Koruma Bilimsel Danışma Kurulu Toplantısı"nın ardından yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası geçen hafta kentte tarihi ve kültürel yapılarla ilgili inceleme gerçekleştirdiklerini söyledi.
Bakanlık olarak 11 ildeki kültür varlıklarının hasarlarının tespitiyle ilgili ilk andan itibaren hızlı bir çalışma başlattıklarını belirten Ersoy, şöyle devam etti:
"Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğümüze bağlı 502 kişilik ekibimiz tespit çalışmalarını yoğun şekilde sürdürüyor. Aynı zamanda Vakıflar Genel Müdürlüğümüze bağlı 38 ekip ve 77 kişiden oluşan ayrı bir ekibimiz de vakıf mallarıyla ilgili tespitlerde bulunmaya devam ediyorlar. Saha çalışmaları kapsamında mülkiyeti kamu ya da özel olmasına bakılmaksızın tüm tescilli kültür varlıklarının, diğer yapılardan ayrılmasını sağlayacak koruma levhaları takılmış olup ulaşabildiğimiz yerlere koruma bantları da çekilmeye devam ediyor."
Ersoy, Hatay Kültürel Mirasını Koruma Bilimsel Danışma Kurulunun ilk toplantısını yaptıklarını ifade ederek "Aldığımız kararlar doğrultusunda yetkin oldukları konularda destek verecek üniversiteleri de davet edeceğiz. Her üniversite yetkin olduğu konularda eğer gönüllü olarak çalışmak istiyorlarsa onlara da çalışma ortamlarını yaratmak istiyoruz." diye konuştu.
"İlk etapta hızlı şekilde Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı oluşturuyoruz"
Kurtarılabilecek kültür varlıkları üzerine çalışma yapılacağını dile getiren Bakan Ersoy, şunları aktardı:
"Çok sayıda yapı hasar gördü, yıkıldı. Tescilli yapıların enkazı içinde kurtarılabilecek değerli kültür varlıklarımız var. İlk etapta hızlı şekilde Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı oluşturuyoruz. Bu başkanlık ve ekipleri, bu işte uzman olanlardan oluşacak. Yıkılmış olan tescilli varlıkların enkazlarının içinden kurtarılabilecek değerleri, kültür varlıklarımızı çıkarıp koruma altına alacağız. İlk yapmamız gereken bu. Daha sonrasında bazı noktalarda enkazlar yolları kapatıyor, enkazlar yollar açılacak şekilde kontrollü olarak geriye çekilecek. Bu enkazlar içerisinde daha sonra rekonstrüksiyon ve restorasyonda kullanabileceğimiz yapı malzemeleri var. Bunların da kurtarılması ve sağlıklı ortamlara çekilmesi gibi bir işlemimiz var. Bu işlemi de bu ekiplerle gerçekleştireceğiz."
"Hatay'da ortak bir operasyon merkezi oluşturacağız"
Bakan Ersoy, uygulanacak yol haritasının ve temel ilkelerin kurul toplantılarında belirleneceğini vurgulayarak şöyle konuştu:
"Aldığımız kararlar doğrultusunda, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Hatay'da ortak bir operasyon merkezi oluşturacağız. Bilimsel Danışma Kurulumuzun üyeleri de bu operasyon merkezinde toplanacaklar. Hızlı karar almamız ve hareket etmemiz açısından bunu da önemli görüyorum."
"Bu bölgedeki yeni bir yol haritasını, hikayeyi beraberce yazacağız"
Kazı yapılması gereken alanlarda da çalışmaların olacağını belirten Ersoy, şöyle konuştu:
"Hatay, Antakya çok katmanlı bir arkeolojik potansiyele sahip. O yüzden de sadece tescilli yapıları değil, arkeolojik yapı ve bulgular da söz konusu. Biz, Bilimsel Danışma Kurulumuzla aslında bu bölgedeki yeni bir yol haritasını, hikayeyi beraberce yazacağız. Öncelikli kurtarılması gereken tescilli varlıkların kurtarılmasıyla ilgili çalışmaları yaparken, enkazdan doğru, tarihi, kültürel molozun çıkarılması bir yana tescilli yapıların hızlı şekilde restorasyonu ve rekonstrüksiyonu, aynı şekilde kazı yapılması gereken, yeni açılmış alanlarda kazı çalışmalarını başlatarak buranın yeniden bir hikayesini hep beraber yazacağız. Bunla ilgili gerekli istek, azim hepimizde var. Bizi en çok sevindiren uzman arkadaşlarımızın, hocalarımızın da çok istekli ve gönüllü olmaları. Hocalarımızın dışında da üniversitelerimiz yetkinlikleri doğrultusunda katkı vermek istiyorsa onlara kapımız açık. Onlara da gerekli çalışma ortamını hep beraber yaratacağız."
Ersoy, sürecin şeffaf yürütüleceğini vurgulayarak toplantılardan sonra gerekli basın açıklamalarını, bilgilendirmeleri yapacaklarını belirtti.
Birinci önceliğimiz hafızanın en doğru şekilde yerine getirilmesi
Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Gün Ünal, coğrafyada çok büyük bir afetin yaşandığını söyledi.
Bölgede yürütülecek çalışmaların önemine işaret eden Ünal, şöyle konuştu:
"Şu anda önemli olan, kaosa düzen getirecek hızlı müdahaleleri en az hata düzeyiyle yerine getirmek çünkü kültür varlıklarıyla ilgili her türlü çalışmada hatalar geri alınamayabiliyor. Şu anda burada oluşan kurulun birinci önceliği, elimizdeki kültür molozunun korunması, mevcut durumun tespit edilmesi ve travma sonrası yeniden yapılanma için kullanılabilecek her türlü bilimsel verinin ortak bir alanda toplanarak çalışılması. Çok büyük kaybımız var. Bu kayıplarımız kültür varlıkları, üç boyutlu kolektif hafıza. Burada yaşayan insanlar için çok önemli. Birinci önceliğimiz de bu hafızanın en kısa zamanda en doğru şekilde yerine getirilmeye çalışılması olacak."
"Kültür varlıklarının müzelerimizde koruma altına alınması amacıyla çalışmalar yapılacak"
Kafkas Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Arslan da insanlar ve şehirler gibi kültür varlıklarının da depremzede olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Bilim kurulumuzla Afet Bölgesi Kazı Başkanlığını kurma kararı aldık. Kazı başkanlığımız enkaz haline gelen binalarda özellikle kitabe, süslemeli taşlar gibi nitelikli eserlerin, mozaiklerin güvenli ve bilimsel bir şekilde toplanarak müzelerimizde koruma altına alınması amacıyla çalışmalar yapacak. Hatay merkezli olmak üzere afet yaşayan diğer illerimizdeki tescilli yapılarda da bu çalışmaları gerçekleştirmiş olacağız. Bölgede ikamet eden veya bölgedeki üniversitelerde öğrenim gören arkeoloji ve sanat tarihi bölümü öğrencilerine öncelik vermek üzere 2 günde çok hızlı bir şekilde sahaya inmeyi planlamaktayız."
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış