Ekim ve kasım aylarına dikkat: La-Nina tehlikesi İzmir'i vurabilir
DHA

İzmir, beklenen yağışları alamadı, tehdidiyle karşı karşıya kaldı.

Kentin büyük oranda su ihtiyacını karşılayan Tahtalı Barajı'nda doluluk geçtiğimiz yıl temmuz ayında yüzde 37,55 iken bu yıl aynı dönemde yüzde 24,65'a düştü.

Bu oranın 2008 yılından sonraki en düşük seviye olduğuna dikkati çeken Türkiye Bilimler Akademisi Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Daha temmuzun ortasındayız. Ekim ve kasım ayında doluluk yüzde 12'lere kadar düşecek. Bu da tehlike çanları demek" dedi.

"5-6 yıl yağmurun yağmadığı yıllara hazır olabilmek lazım"

Bu yıl El-Nino ile Türkiye genelinin yüzde 12 daha fazla yağış aldığını ama bu yağışların Ege kıyılarına gelmediğini aktaran Yaşar, "Ege kıyıları çok kurak geçti. La-Nina beklediğimiz kadar sert geçerse işimiz çok zor. Çünkü La-Nina demek soğuma, soğuma demek kuraklık demek. Biz henüz kuraklık yaşamadık. 5-6 yıl yağmurun yağmadığı yıllara hazır olabilmek lazım. Hazır olmak için de yer altı sularını çok iyi kullanmak, rezerv olarak tutmak lazım. 2020'de barajlarımız yüzde 70 doluyken dahi yeraltı rezervini kullandık. Şu anda Manisa'da Gölmarmara kurudu, altında obruklar başladı. İzmir'in suyunun yaklaşık yüzde 35'i Manisa'daki yeraltı kuyularından sağlanıyordu. Ama orada da 40 metrelerden 400 metrelere düştü" diye konuştu.

"Su konusunda B ve C planlarının yapılması lazım"

Suyun bilinçli kullanılması gerektiğini vurgulayan Yaşar, "Tarımsal sulama için Çiğli Arıtma Tesisi'nden çıkan, gri su dediğimiz arıtılmış suyun doğrudan Menemen Ovası'na kazandırılması gerekir. Menemen'de ayrı kuyu açılmaması, başka bir su kaynağı aranmaması lazım. Yeraltı suları rezervdir ve dünyadaki büyük kurak dönemler için saklanır. Şu anda ihtiyacımız yok ama çok uzun bir kuraklık dönemi için hazır olmamız lazım. Mesela deniz suyunu kullanmak için raporların hazırlanması lazım. Herhangi bir büyük kurak dönemde İzmir'in deniz suyunun nereden alınacağı, nasıl getirileceği, bütün bunların hesaplarının yapılması lazım. Su konusunda B ve C planlarının yapılması lazım" dedi.

"Suyu çok iyi planlamamız lazım"

Israrla yer altına suyunun kullanıldığını vurgulayan Yaşar, şöyle devam etti:

İzmir'de suyun yüzde 55'i yakın zamana kadar yer altından çekiyordu. Şu anda azaldı, iyice derinden başladı çekmeye. Derinden çektikçe su paramız artıyor, İzmir ve Manisa, Türkiye'de en çok suya para veren şehirler. Suyun yüzde 55'i yeraltından çekilirken enerji harcanıyor. Derine indikçe sudaki ağır metal de artıyor, ağır metallerin temizlenmesine de ayrı enerji harcıyorsunuz. Belediyeye kuyuların bulunduğu yere güneş enerjisi, rüzgar panelleri koyup elektrikten tasarrufu önermiştim. Çünkü belediyenin bütçesinin 4'te 1'i elektriğe gidiyor. Suyu çok iyi planlamamız lazım.

İzmir'in üç barajında doluluk düştü

İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre Tahtalı Barajı'nda doluluk geçtiğimiz yıl temmuz ayında yüzde 37,55 iken bu yıl aynı dönemde yüzde 24,65 olurken Balçova Barajı'nda ise aktif su doluluk oranı geçtiğimiz yıl yüzde 45,58 iken bu yıl yüzde 55,33 oldu.

Gördes Barajı'ndaki doluluk oranı geçtiğimiz yıl temmuz ayında yüzde 7,04 iken bu yılın aynı döneminde yüzde 8,97 olarak kaydedildi.

Ürkmez Barajı'nda doluluk oranı geçtiğimiz yıl yüzde 39,02 iken bu yıl yüzde 33,20 olarak kayıtlara geçti.

Güzelhisar Barajı'nda doluluk geçtiğimiz yılın temmuz ayında 69,02 iken bu yıl yüzde 77,02'ye çıktı.

Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı'nda ise aktif su doluluk oranı yüzde 43,13 iken bu yıl yüzde 26,07 oldu.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)