Ekonomik büyümenin olmadığı, üretimin düştüğü, işsizlik oranının yüksek olduğu bir ortamda genel fiyat seviyesinin artıyor olması stagflasyon olarak tanımlanmaktadır.
1970li yıllarda kullanılmaya başlanan bu terim gerek klasik iktisat teorisinde gerekse Keynesyen iktisat teoride paradoksal bir durum olarak değerlendirilir.
Bunun nedeni genelde enflasyon ve işsizlik arasında ters orantılı bir korelasyon olmasıdır yani biri düşerken diğeri yükselir.
STAGFLASYON ETKİLERİ
İşsizlik Artar: Ekonomik durgunluk yaşanırken küçülerek giderlerini düşürmeye çalışan firmalar personel azaltmaya başlar. Satınalma Gücü Erir: Yüksek enflasyon artan işsizlik oranı tüketicinin satınalma gücünün zayıflamasına neden olur. Yüksek enflasyon ortamında özellikle sabit gelirler ve tasarruflar erir. Ekonomi Yavaşlar: Tüketim harcamalarındaki azalma ve üretimdeki yavaşlama ekonomik durgunluğun daha da derinleşmesine neden olur. Ekonomik büyüme pozitif olsa bile reel olarak ekonomi küçülür Yatırımlar Azalır: Hızlı artan enflasyonun ve ekonomik daralmanın yarattığı belirsizlik ve güvensizlik ortamı yatırımların azalmasına hatta durmasına neden olurPETROL KRİZİ ÖRNEĞİ
OPEC’in 1973’te uygulamaya başladığı petrol ambargosuyla petrol fiyatları tarihi rekor seviyelere tırmandı. Hızla artan enerji fiyatları tüm dünyada enflasyonun kontrolden çıkmasına neden olurken, bir çok ülkede ağır ekonomik durgunluk ortamında enflasyon ve işsizlik oranları yıllarca yüksek seviyelerde seyretti.
TÜRKİYE STAGFLASYONDA MI
Pandemi sonrası yaşanan ve 2022’de de devam etmesine kesin gözüyle baklılan tedarik zinciri darboğazları ve enerji krizi, küresel ekonomiye dair yorum yapan onlarca uzmana göre yeni bir “stagflasyon” (zayıf büyüme - yüksek enflasyon) dönemini getiriyor.
Türkiye'nin ekonomideki en kötü senaryolardan biri olarak kabul edilen stagflasyona girdiği henüz herkes tarafından kabul görmüş bir görüş değil.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış