Devamlı olarak şiddet yaşamanın bir sonucu olarak bir süre sonra kurbanlar, saldırganla özdeşleşmeye başlar.
Kendilerine oluşturdukları bir hayatta kalma stratejisi olarak, kendisini rehin alan birey için hareket edebilir.
Rehin alınan kişinin iradesinin saldırgana bağlı olması gönüllü bir durum değil, şiddetin direkt sebebidir.
Öte yandan, bu sendromun anlamını genişleterek insanın kendisini zora sokan ya da üzen koşulları benimsemesi, bir süre sonra savunmaya geçmesi ve bu koşulları yaratan sebepleri farkında olmaması, ezenin yanında saf tutması şeklinde de ifade edebiliriz.
STOCKHOLM SENDROMU HANGİ DURUMLARDA ORTAYA ÇIKAR?
Stockholm sendromunun görüldüğü bireylerde yaşanan belli başlı bazı olaylar vardır.
Bireyin rehin alınması ve kaçırılması bu durumlardan en çok rastlananı olurken; tecavüze uğrama ve ebeveynler tarafından cinsel istismarın yaşandığı durumlarda da kişilerde Stockholm sendromu oluşabilir.
Aile içi şiddet gören bireylerde, savaş esirleri ve toplama kamplarında yaşamak durumunda kalmış kişilerde de söz konusu sendroma rastlanabilir.
STOCKHOLM SENDROMUNUN TEDAVİSİ
Stockholm sendromuna yakalanan bireylerin, mutlaka bir uzman tarafından gözlenmesi gerekiyor.
Tedavi sürecinin başlangıcında ise uzmanlar ilk olarak; baskıcı kişi ya da kişilerin hizmet ettiği amaç ile ilgili farkındalık oluşturmak, güven duygusunun tesisi gibi adımları gerçekleştiriyor.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış