Kadınlarda ve erkeklerde can sıkıcı bir durum olan saç dökülmesi, günümüzde birçok yöntemle tedavi edilebiliyor. Burada en önemli nokta, saç dökülmesine tetikleyen etkenleri belirmek ve öncelikle onları ortadan kaldırmaktır. Bütün bu araştırma aşamasından sonra dökülmeyi durduran ya da tersi yönüne çevirmeye yardım eden bazı tedaviler var. Tabi ki, son zamanlarda tıpta her alanda başarı oranı yüksek olan bir tedavi yönteminden bahsediyoruz; kök hücre tedavisi.
Dermatoloji Bölümünden Doç. Dr. Filiz Topaloğlu Demir, saç dökülmesine karşı uygulanan en başarılı yöntemlerden biri olan kök hücre tedavisine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
GENÇLEŞTİRMEDE DE UYGULANABİLİR
Doç. Dr. Topaloğlu Demir, saç dökülmesinin altında yatan nedenlere ilişkin “Saçlı deri başta olmak üzere vücutta kıl içeren herhangi bir bölgede ortaya çıkan kıl kaybı ya da kıl olmaması durumu saç dökülmesi yani alopesi olarak tanımlanır. Günlük 50-150 adet saç dökülmesi normal olarak kabul edilir. Bu sayı yaş ile mevsime göre değişiklik gösterse de bunun üzerindeki dökülmeler patolojiktir. Kalıtsal faktörler, hormon bozuklukları, ergenlik, gebelik, menopoz, tiroid ve kansızlık başta olmak üzere sistemik hastalıklar, geçirilmiş ameliyatlar, ateşli hastalıklar, ilaçlar, B12 ve D vitamini, folik asit, biyotin, çinko, demir, selenyum gibi mineral eksiklikleri, stres, sıkı protein-kalori kısıtlaması yapılan diyetler ve saçlı deride görülen deri hastalıkları geçici ya da kalıcı saç dökülmesine yol açabilir. Saç dökülmeleri kabaca yaygın tip saç dökülmesi ve lokalize yani belli bir bölge ve alanı tutan saç dökülmesi olmak üzere iki ana grupta sınıflandırılabilir. Lokalize saç dökülmesinin en sık nedenlerinden biri ise androgenetik alopesi (erkek tipi) saç dökülmesidir.” diye konuştu.
Birçok hastalığın tedavisinde uygulanan kök hücre tedavisinin saç dökülmesine karşı da fayda sağladığına dikkati çeken Doç. Dr. Topaloğlu Demir, şöyle devam etti: “Kök hücre tedavisi, hastanın hasarlanmış hücre ya da dokularını onarmak veya yenilemek için kök hücreleri ya da kök hücrelerden köken alan hücreleri kullanan bir tedavi yöntemidir. Kök hücre uygulaması ile kişinin kendi hücreleri, özel bir cihaz yardımı ile işlemden geçirilerek doku yenilenmesinde kullanılır. Hastalara kendi (otolog) hücrelerinin süspansiyonu enjekte edilir. Andogenetik alopesi ve diğer saç kaybı problemleri başta olmak üzere yüz, göz çevresi, boyun, dekolte ve el bölgesinde hücrelerin canlandırılması, gençleştirilmesi ve güçlendirilmesi ve izlerin giderilmesinde kullanılmaktadır.”
EN ÖNEMLİ AVANTAJI TEK SEANSLIK İŞLEM OLMASI
Doç. Dr. Topaloğlu Demir, saç dökülmesinde uygulanan kök hücre tedavisini şu şekilde açıkladı: “Kulak arkasından alınan 3 adet, 3 mm çapındaki, saç köklerini içeren deri parçası özel bir cihaz yardımı ile 50 mikrondan daha küçük parçacıklara ayrıştırılır. Bir çözelti haline dönüştürülerek, dökülmekte olan saçlı deri alanlarına enjekte edilir. En önemli avantajları tek seanslık uygulama olması ve ayaktan yapılan bir tedavi yöntemi olması, hastane yatışı gerektirmemesidir. İşlem süresi yaklaşık bir saattir. Uygulama ile ilgili sonuçların görülmesi 3-6 ay kadar sürer. Bu işlemle birlikte zayıf ve yaşlı saç folikülleri uyarılarak güçlendirilir, ince ve hasarlı saçlar iyileştirilir, doğal saç uzaması desteklenir ve saç dökülmesi kontrol altına alınır. Tedavinin etkinlik oranı hastaya ve saçın durumuna göre değişkenlik göstermekle birlikte bilimsel çalışmalarla kök hücre tedavisinin etkinliği gösterilmiştir. Tekrarlayan uygulamalar ve diğer tedavilerle kombine edilmesi tedavi etkinliğini artırabilir.”
DÖKÜLMENİN ERKEN DÖNEMİNDE BAŞVURULABİLİR
Doç. Dr. Topaloğlu Demir konuya ilişkin açıklamasında, “Erkek tipi saç dökülmesi olarak bilinen androgenetik alopesisi olan kadın ve erkek hastaların tedavisinde kullanılır. Kalıcı saç kayıpları ortaya çıkmadan, erken dönemde yapılmalıdır. Saç dökülmesinin geç evrelerinde, saç kökleri tamamen yok olmuş olan hastalarda fayda etmez. Kanser hastaları ve aktif enfeksiyonu olan hastalar haricinde ihtiyacı olan herkese uygulanabilir. İşlem sonrası uygulama yapılan alanın, 24 saat kadar su ile temas ettirilmemesi ve deri parçası alınan bölgeye hekiminizin önerisi doğrultusunda yara pansumanı yapılması yeterli olacaktır.” diye konuştu.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış