Ahmet Hamdi Tanpınar’ın klasiği: Huzur

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın klasiği: Huzur

Edebiyatımızın önemli kalemi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Huzur’ romanı edebiyat eleştirmenleri tarafından her zaman övgüyle bahsedilmiş ve okurlar tarafından kabul görmüştür.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın adıyla özdeşleşen ‘Huzur’ romanı Cumhuriyet dönemi kitabıdır. Zira kitabı okuduğunuzda yazar o havayı size teneffüs ettirir.

TEFRİKA HALİNDE YAYIMLANIR

Kitap, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından 1948 yılında tefrika halinde yayınlandı. 1949 ise yılında kitap halinde getirildi. Tanpınar’ın bu romanı Türk edebiyatında önemli yere sahiptir.

DÖRT BÖLÜMDEN OLUŞUYOR

Dört bölümden oluşan roman, yayımlandığı dönemde okuyucular üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Romanın ana karakterleri, Suat, Nuran ve Mümtaz’ın dünyası edebiyat çevrelerince tartışmalara konu olmuştur.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın klasiği: Huzur

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARI

Tanpınar, kitabı yazdığı dönem İkinci Dünya Savaşı yıllarına denk gelmiştir. Çünkü kitapta bu dönemle ilgili fazla bilgi yer almaktadır. Türkiye’nin içinde bulunduğu toplumsal yapısı hakkında da fikir sahibi olabiliyoruz bu sayede.

SANCILI BİR DÖNEM

Savaşın her an patlak vermesi toplum üzerinde endişe ve korkuya sebep olmuştur. Romanda, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki sancılı süreçler, yapılan reformların ve inkılapların toplumda beklenen değişimi yaratamaması, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel olarak insanların içinde bulunduğu durumu çok güzel resmedilmiştir.

Kitap, bir Cumhuriyet dönemi panoramasıdır.

NURAN VE MÜMTAZ

Romanın ana karakterlerinden Nuran ve Mümtaz birbirlerini seven ve kavuşma hayaliyle yanıp tutuşan sevgililerdir. Nuran, başarısız bir evlilik yapmış ve dul kalmıştır. Mümtaz ise, Nuran’a deli divane âşıktır.

TOPLUM BASKISI

Önlerine çıkan beklenmedik sorunlar karşısında bir türlü kavuşamazlar. Zaten romanın ana fikri, sevip kavuşamamak üzerine kurgulanmıştır. Okuyucuya verilmek istenen temel mesaj budur.

Nuran’ın dul olması ve Mümtaz’la birlikte olması toplum tarafından yadırganır ve ilişkileri kabul görmez.

Sürekli kendileri hakkında yapılan dedikodular ikisini de oldukça rahatsız etmiştir. Bu durumu çaresiz kabullenmek zorunda kalsalar da topluma çok sert eleştirileri vardır.

HAYALİ KARAKTER SUAT

Suat, romanda “hayali” olan karakterdir. Kim olduğu önemli edebiyat otoriterleri tarafından tartışma konusu olmuştur. Kimine göre, kitabın üçüncü ana karakteri, kimine göre ise yazar tarafından yaratılan “hayali” bir kişidir.

Yani Suat’ın kim olduğunu ancak ve ancak onu yazan bilir. Bu da romanı farklı motiflerle işleyen Tanpınar’ın usta kaleminin sırrı diyelim.

MELEK Mİ, ŞEYTAN MI?

Suat’ın melek mi yoksa şeytan mı olduğu eleştirmenlerce tartışılmış ve sonunda “şeytan” olduğuna karar verilmiştir. Ama dediğim gibi bu sonuçta edebiyat eleştirmenlerinin vardıkları kanıdır.

Bu sırrın tek bileni ise kitabın yazarıdır. Ya da bir metafordur Suat karakteri.

AYNI KADINA ÂŞIK OLAN İKİ ERKEK

Nuran’a, Suat’ın da âşık olmasıyla okuyucu sayfalar arasında daha da keyifli bir şekilde dolaşır ve roman büyük bir merak uyandırır. Bu durum karşısında ne yapacağını şaşıran Nuran ise hayatının belki de en zor dönemini yaşar.

TOPLUMA VERİLEN MESAJ

İçinde bulunduğu çıkılmaz durum karşısında kendini çaresiz hisseden Nuran’ın Mümtaz’a karşı duyduğu sevgi zamanla azalır ve Mümtaz’la evlenmekten vazgeçer. Bu belki de üzerindeki toplumsal baskıya verilmiş bir mesajdır.

Kitabı okuyanlar birbirinden farklı anlam ve yorumlar çıkartmış olsa da üzerinde durulan ana husus budur.

SUAT'IN KADERİ

Suat ile yaşanan beklenmedik gelişmeyle roman farklı bir seyir alır. Bu sürpriz gelişme kitabı okumayanlar için bir soru işareti olarak kalsın. Kitap bu bölümden sonra okuyucusuna sürekli gelgitler yaşatır.

Romanın, psikolojik derinlikli olmasının yanı sıra az da olsa polisiye roman özelliği taşıyor diyebiliriz.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 'Huzur' romanı, huzuru bulamayanların ölmeden önce mutlaka okunması gereken önemli yapıtlardandır.