Çehov'un ölüm yıl dönümünde bir kez daha...
*
Rus oyun ve kısa öykü yazarı olan Çehov, oyun yazarlığı kariyerinde 4 klasik eser vermiş, kısa öyküleri ile beraber yazarlar ve eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı. Çehov, tiyatroda, Henrik Ibsen ve August Strindberg ile erken modernizmin doğuşundaki üç yaratıcı figürden biri olmuştu.
Çehov, ilk zamanlar sadece maddi getirisi için yazıyordu. Ancak sanatsal hırsları arttıkça modern kısa öykünün evrimi üzerine enfes etkileri oldu. Edebi kariyerinin büyük bir kısmında tıp doktoru olarak çalışan Çehov, bu konuyu, “Tıp benim yasal karım, edebiyat benim metresim" diyerek de vurguluyordu. Çehov, 1892’de yazdığı bir mektupla da çocukluğunu anlatırken “ıstırap” kelimesini kullanmıştı.
1896’da, Çehov, “Martı” gösteriminden sonra tiyatroyu bıraktı. Ancak, Konstantin Stanislavski’nin Moskova Sanat Tiyatrosu, oyunu 1898’de tekrar sahneleyecekti. Aynı tiyatro, daha sonra “Vanya Dayı”yı da sahneledi. Son iki oyunu “Üç Kız Kardeş” ve “Vişne Bahçesi”nin de galasını yaptı…
Çehov, bugün 159 yaşında. Onu, ölümsüz eserlerinden alıntılarla anıyoruz…
- Para... Paranın ne önemi var! İnsan fakirken de mutlu olabilir.
(Martı)
*
- Çok okurum. Ama kitap seçmesini beceremem. Belki de bana hiç gereği olmayan şeyler okuyorum. Oysa yaşadığım sürece hep bir şeyler öğrenmek arzusuyla dolu içim. Saçlarım ağardı, yaşlı bir adam sayılırım artık. Ama bildiğim ne kadar az şey var, ah!
(Üç Kız Kardeş)
*
- Doğa yasalarına göre her yaşam bir yerde sona ermek zorundadır.
(Martı)
*
- İnsan gerçekten yaşayamayınca, seraplarla avunur. Ne de olsa, tam bir hiçlikten iyidir.
(Vanya Dayı)
- Suçlu olsa dahi bir insanı bağışlamak, ona sevgi dolu, dostça sözler söylemek işinizden ve zenginliğinizden daha yüce bir duygudur.
(Üç Yıl)
*
- Hareketsiz olarak bir kanepenin üzerine uzanıp yatmak ve odada tek başına olduğunu düşünebilmek ne kadar güzeldi! İnzivasız hakikî saadet olamazdı.
(Altıncı Koğuş)
*
- Sizin işiniz homurdanmak değil, herkesi barıştırmak olmalı.
- Beni önce kendi kendimle barıştırın!
(Vanya Dayı)
*
- Noksan söylemek, fazla söylemekten daha iyidir.
(Altıncı Koğuş)
- İnsanlar ayakta uyurlar bazen. Şimdi seninle konuşuyorum ya aslında uykudayım sanki ve düşümde onu görüyorum... Tatlı, olağanüstü düşler kapladı beni...
(Martı)
*
- Istırabı küçümsersiniz ama parmağınızı kapıya sıkıştırınca öyle bir çığlık atarsınız ki!
(Altıncı Koğuş)
*
- Sıradan bir insan iyiyi, kötüyü dışarıdan bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur.
(Altıncı Koğuş)
- İşte hayat... İnsan hayatı tıpkı tarlada açan bir çiçeğe benzer: Bir katır gelip yiyiverir onu, çiçek sizlere ömür...
(Büyük Oyunlar)
*
- İsteklerinizi dizginlemek için güçlü bir irade, insan üstü bir çaba gerekecek.
(Memurun Ölümü)
*
- Öyle konuşma isteğiyle dolu ki içim. Acı çekiyorum. Hiç kimse, hiç kimse farkında değil!
(Martı)
*
Instagram: biyografivekitap
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış