Arthur Kroker’ın yüksek teknolojili kapitalist toplumların karanlık bir resmini çizdiği çalışma, ileri teknolojinin getirdiği insan sonrası çağ ile ilgili yeni bir düşünce biçimi ortaya koyuyor.
İnsana dair tüm verilerin yeniden tanımlandığı bu çağla ilgili karamsar bir tablo çizen yazar, insanlık için tek çıkışın kaybolan sosyal ve etik değerleri geri kazanmasıyla mümkün olduğunu söylüyor. Yeni bir çağın habercisi olan Posthuman, satır aralarında yakın geleceğe yaptığı sarsıcı yolculukla aslında insanı insan yapan değerleri de hatırlatıyor.
Yapay zeka gelişmeleri, drone savaşları, Obama’nın siyasi söylemleri, yeni medya teorileri gibi oldukça farklı ve güncel konulara değinen Posthuman; İnsanlığı Bekleyen Tehlikeler ve Çıkış Yolları, geleneksel kavramların altının oyulduğu, her yönüyle belirsiz, anlaşılması güç ve bilinemez olan insan sonrası geleceğin, kendilerini hâlâ insan olarak gören varlıklar için karanlık bir zaman olduğunu anlatıyor.
İnsan sonrası çağın ayak seslerinin bugünden işitildiğinin altını çizen Kroker, tanık olduğumuz pek çok olay ve durumda insanlığın değerlerini kaybedip yavaş yavaş intihar ettiğini anlatıyor;
KÜRESEL AHLAKİ SESSİZLİK
“Yavaş intiharın seslerini her yerde duyabilirsiniz. Bazen, kutup buzulları erirken düşen damlalardadır; diğer zamanlarda, sular altında kalmış nükleer santrallerden gelen beklenmedik radyasyon patlamalarında. Bazense yeni modeli çıkmış bir iPhone için gece boyunca endişeyle bekleyen küresel tekno kalabalığın heyecanlı mırıltısında… Tüm bu küresel medya ekolojisini kalabalıklaştıran ve asgari düzeyde siyasi adaleti ve sosyal merhameti talep
eden toplumsal adalet hareketleri olarak da kendisini gösterir. Ve bazen, dünyanın tüm Şamlarının ve Haleplerinin zindanlarında işkence gören çocuklarla ilgili görünmez haberlere eşlik eden küresel ahlaki sessizliğin sesi olur.”
Sayfa: 304
Siyasetten felsefeye, edebiyattan sinemaya, dilden estetiğe, mekândan zamana, bedenden duygulara insana dair bilinen her şeyin yeniden tanımlandığı insan sonrası çağda sanatın nerede duracağı da elbette Posthuman’ın önemli başlıklarından birisi oluyor;
YENİ MEDYA SANATÇILARI
“Yeni medya sanatçıları, remiks müzisyenleri, korsan oyuncular, yapay zeka grafiti sanatçıları, anonim tanıklar ve kod isyancıları küresel olarak buluşmaktadır. Böylece figür estetiğinin ortaya çıkan düzeni, imkânsız sorulardan oluşan bir sanata ve çağrıştırıcı olduğu kadar kesin bir algısal dile dayanan yeni bir düzene dönüşmektedir; hatta inanılmaz biçimde bir düzen olmaktadır.”
BAŞUCU KİTABI
Aslında kitap boyunca oldukça karamsar bir tablo çizen Arthur Kroker, hümanist bir geleceğe dair içinde az da olsa umut taşıyor. Yazar, sözde insan sonrasına yaptığı bu yolculuğu, kapitalizmin pençesinde kaybolan sosyal ve etik değerlerin geri kazanılması için açık bir çağrı ile sonlandırıyor.
Yakın gelecekteki yeniçağla ilgili bir öngörü ortaya koyan Posthuman, herkesin biraz tedirginlikle okuyacağı ancak kitabın kapağını kapadığında ufkunun açılacağı bir başucu kitabı olarak raflardaki yerini alıyor.
1945 doğumlu Kanadalı yazar Arthur Kroker, McMaster Üniversitesi’nden 1975 yılında siyaset bilimi alanında doktora derecesini aldı ve Victoria Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü oldu.
Kroker, 2003 yılında teknoloji, kültür ve teori alanında Kanada Araştırma Kürsüsü’ne atandı. Teknoloji ve kültür araştırmaları ile öne çıkan yazarın kaleme aldığı Posthuman: İnsanlığı Bekleyen Tehlikeler ve Çıkış Yolları, okura yeni dünyanın kapılarını aralıyor.
ergul.tosunensonhaber.com
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış