Bazı kitapların adını özellikle gençler olarak anlamakta güçlük çekiyoruz. Bunun için edebiyat alanında önemli olan kitapların adının ne anlama geldiğini araştırdım.
Keyifli okumalar...
1 – Sergüzeşt (Sami Paşazade Sezai)
Sergüzeşt, Farsça kökenli bir sözcüktür ve aslı “sar guδaşt”dır. Kelimenin kökü “sar”, “baş”; “guδaşt” ise, “geçmek” anlamına gelir. Dilimize Farsçadan “Sergüzeşt” olarak geçen sözcük, “baştan geçen şey, macera, serüven” anlamındadır.
Sami Paşazade, “Sergüzeşt” adını verdiği romanında Dilber adlı kızın başından geçenleri anlatırken, romantizmden realizme geçen bir köprü kurdu ve özellikle “esaret” temasını işledi. Esir düşmüş Dilber’in acıklı hayat hikâyesini realist bir tarzda anlatmıştı.
Sami Paşazade
Sergüzeşt
Bilge Kültür Sanat Yay.
S.: 128
2 – Vatan Yahut Silistre (Namık Kemal)
Vatan, Arapça kökenli bir sözcüktür ve aslı “watan”dır. “Kişinin doğduğu ya da yaşadığı yer anlamına gelir. Osmanlıca sözcük 1860’lardan beri Fransızca “patrie” kelimesinin anlam evrimine paralel bir seyir göstermiş, siyasi anlam kazanmıştır.
Yahut, Farsça kökenlidir ve “veya, hatta” sözcüğünden türetilmiştir. “yā” ve “χʷad” (kendi) sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur.
Silistre ise, Bulgaristan sınırları içinde kalan şehrin adıdır. Osmanlı’nın eyaletiyken 1854’te Ruslara karşı yapılan savunmanın başarısı ile tarihe geçmiştir.
“Vatan Yahut Silistre”, Namık Kemal’in Batılı anlamda ilk tiyatro eseriydi ve yazarın eserine verdiği isim aslında “Vatan”dı. Ancak yayınlandıktan sonra uygulanan yasaklardan sonra, olaylar 1853’te Osmanlı ve Rusya arasında başlayan Kırım Savaşı’nda gönüllü olarak orduya katılan İslam Bey’in peşinden Silistre’ye giden Zekiye’nin aşkını anlattığından, oyun “Silistre” adıyla yayınlandı ve sahnelendi.
Daha sonra da “Vatan Yahut Silistre” adı ile yaygınlaştı ve kabul edildi.
Namık Kemal
Vatan Yahut Silistre
Say Yay.
S.: 90
Satın almak için tıklayınız: idefix
3 – Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat (Şemseddin Sami)
Taşşuk, orijinalinde Fransızca olan bir sözcüktür. Edebiyatta bir tür olan “romanz” sözcüğünden alıntıdır ve “halk dilinde yazılmış şiir veya öykü ya da bilimsel olmayan her türlü yazı” anlamına gelir. Ayrıca avam Latincede, yani halk dilinde, “romanice” sözcüğü de buna karşılık gelir ve “Roma işi, Roma dili” anlamındadır.
Taşşuk sözcüğünün kullanımı eskilerde sözlü olarak günlük hayatta yaygındır.
Talat, bir erkek isimdir ve Osmanlıcada “Tal’at” şeklinde yazılır. “Vecih, yüz, çehre” manasına gelir. Fitnat ise kadın ismi olarak kullanılır ve “zihnin her şeyi çabuk anlayışı” anlamına gelir.
Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat’ta, Şemsettin Sami, Tanzimat döneminde yaşanmış acıklı bir aşkın hikâyesini anlatıyordu. Osmanlıca harflerle basılmış ilk Türkçe roman örneği olan kitap, iki kahramandan yola çıkarak dönemin kadın erkek ilişkisini de incelemişti.
Şemsettin Sami
Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat
Kitapzamanı Yay.
S.: 175
Satın almak için tıklayınız: idefix
4 – Gurabahane-i Laklakan (Ahmet Haşim)
Guraba, Arapçada “ġrb” kökünden gelen “ġurabā” sözcüğü “garipler, fakirler” anlamına gelir. “Garip” sözcüğünün çoğuludur.
Hane ise, Farsça kökenli “χāne” sözcüğüdür. “Ev, konut, yer” anlamındadır.
Laklakan, Arapada “lklk” kökünden gelen “laklaka”, “lak lak etmek” fiili ile eş kökenlidir. “Leylek” manasına gelir.
Gurabahane-i Laklakan, “Düşkün - Gariban Leylekler Evi” manasına gelir ve 19. yy’da Bursa’da, başta leylekler olmak üzere göçmen kuşların bakımının yapılması amacıyla kurulmuştur.
Gurabahane-i Laklakan, Fecri Ati Edebiyatından hayatının sonuna kadar vazgeçmeyen Ahmet Haşim’in deneme kitabıydı. Döneminin tarihiyle bağlantılı bir anlam içeriyordu.
Ahmet Haşim
Gurabahane-i Laklakan
Dergah Yay.
S.: 380
Satın almak için tıklayınız: idefix
5 – Aganta Burina Burinata (Cevat Şakir Kabaağaçlı)
Aganta, burina ve burinata söcükleri İtalyanca kökenlidir. “Aganta” denizcilikte yısa veya laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen komut; “burina”, dört köşe yelkenlerin yan yakalarına, alt yana doğru bağlanan halat ve “burinata” da pruva direğinin en alttaki yatay sereninin halatı anlamına gelir.
Aganta burina burnata’nın ifade karşılığı ise “Serenlerin üstündeki üst ve alt yelkenleri tut” olarak söylenebilir.
“Halikarnas Balıkçısı” olarak tanınan Cevat Şakir Kabaağaçlı, Bodrumlu bir denizci olan Mahmut’un ağzından deniz ve deniz insanının anlatımını konu edinip, denize ve deniz insanlarına beslenen sevgiyi şiirsel bir dille yazdığı kitabına da “Aganta Burina Burinata” adını verdi.
Cevat Şakir Kabaağaçlı
Aganta Burina Burinata
Bilgi Yay.
S.: 192
Satın almak için tıklayınız: D&R
6 – Rübab-ı Şikeste (Tevfik Fikret)
Rübab, Arapça, şikeste ise Farsça kökenli sözcüklerdir. Rübab, telli çalgılardan biri olan “saz”; şikeste ise, “kırık” anlamına gelir. Rübab-ı şikeste, “Kırık saz” demektir.
Servet-i Fünun Edebiyatı’nın en önemli temsilcilerinden Tevfik Fikret, insana ve doğaya dair konuları, dönemin yazı diliyle harmanladı ve eserine “Rübab-ı Şikeste” adını verdi.
Tevfik Fikret
Rübab-ı Şikeste
Akçağ Yay.
S.: 521
Satın almak için tıklayınız: D&R
7 – Esrar-ı Cinayat (Ahmet Mithat Efendi)
Esrar, Arapça kökenli bir sözcük olup “giz, sır” anlamına gelmektedir.
Cinayat da günümüze dilimizde “cinayet” olarak yer etmiş, Arapça kökenli bir sözcüktür ve “insan öldürme ya da mecaz olarak öldürme derecesinde ağır bir eylemde bulunma, suç” anlamını taşır.
Esrar-ı Cinayat, “Cinayetlerin Sırrı” demektir. Ahmet Mithat Efendi’nin bu kitabı, polisiye romanının ilk örneği kabul edilir. Sürükleyici konusu ve yazarının kendisine özgü anlatımıyla ilgi çekmektedir.
Ahmet Mithat Efendi
Esrar-ı Cinayat
Bordo Siyah Yay.
S.: 298
Satın almak için tıklayınız: kitapyurdu
8 – Cinnet Mustatili (Necip Fazıl Kısakürek)
Cinnet, Arapça kökenli bir sözcük ve kökü “cin”. Yani “cinlenmek, delirmek” anlamında.
Mustatil de yine Arapça kökenlidir ve “uzun, uzayan, çekerek uzatılmış” anlamına geliyor. Bir de “dikdörtgen” anlamı var.
Bu durumda “Cinnet Mustatili” için “Delirme dikdörtgeni” diyebiliriz.
Necip Fazıl Kısakürek, “yılanlı kuyu” olarak tanımladığı hapishane günlüklerini, 1955’e kadar “Yılanlı Kuyu” adıyla derledi. Daha sonra bu ad alt başlığa alındı ve kitabın adı “Cinnet Mustatili” oldu.
Kitap, bir mahkûmun otobiyografisiydi. Ruhunun çektiği çileyi her kelimesinde içtenlikle anlatmıştı.
Necip Fazıl Kıakürek
Cinnet Mustatili
Büyük Doğu Yay.
S.: 304
Satın almak için tıklayınız: kitapyurdu
9 – Azab-ı Mukaddes (Neyzen Tevfik)
Azab, Arapça kökenli bir sözcüktür ve “acı verme, acı, eziyet, işkence” anlamına gelir.
Mukaddes ise, Arapça “kds” köknden gelen “mukaddas” sözcüğüdür ve “kutsanmış” anlamına gelir.
Azab-ı Mukaddes, “Kutsanmış, kutsal olan acı” demek. Neyzen Tevfik, kendi deyimiyle uzun derbederlik hayatında o kaldırımdan bu kaldırıma; o kapıdan bu kapıya; o diyardan bu diyara, ney’i ve mey’i ile bir kuru yaprak gibi savrulmuştu. İşte tüm bunları kapsayan bir kitap yazdı ve adını “Azab-ı Mukaddes” koydu.
Neyzen Tevfik
Azab-ı Mukaddes
Kapı Yay.
S.: 345
Satın almak için tıklayınız: D&R
10 – Varidât (Şeyh Bedrettin)
Varidât, Arapça kökenli “wāridāt” sözcüğü “gelirler” anlamına gelmektedir. “wārid”, yani “gelen” sözcüğünün çoğuludur.
Her yaşanan çağın kendine özgü kuralları vardır. Şeyh Bedreddin, içinde bulunduğu ortamda ve aldığı eğitimle, bu kurallar ışığında incelemesini yapmış ve “Varidât” adını verdiği eserini yayımlamıştı.
Şeyh Bedrettin
Varidât
Anahtar Kitaplar
S.: 312
Satın almak için tıklayınız: D&R
11 – Aşk-ı Memnu (Halit Ziya Uşaklıgil)
Aşk, Arapça kökenli bir sözcüktür. “Birine ya da bir şeye karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusu” anlamını taşır.
Memnu da yine Arapça kökenli bir sözcük. “Yasaklanmış olan, yasak” manasına gelir. Ayrıca “Adem ile Havva cennetteyken, Allah’ın yemeyi yasaklamasına karşın, Adem’in Havva’nın elinden yediği meyve” demektir.
Günümüz Türkçesinde Aşk-ı Memnu, “Yasak Aşk” anlamına gelir.
Halit Ziya Uşaklıgil de dönemin diğer yazarları gibi yasak aşk konusunu işledi ve onların aksine ahlâkçı bir tutuma girmedi. Evlilikte yaşanan sorunları gündeme getirdi; evli insanları evlilik dışı ilişkiler yaşamaya iten nedenleri olduğu gibi ortaya koyuyordu.
Halit Ziya Uşaklıgil
Aşk-ı Memnu
Özgür Yay.
S.: 514
Satın almak için tıklayınız: D&R
12 – Müşahedat (Ahmet Mithat Efendi)
Müşahedat, Arapça kökenli bir sözcüktür. “Kalp gözüyle görmeler” anlamına gelir. “Müşahede” sözcüğünün çoğuludur.
Ahmet Mithat Efendi, natüralist bir roman yazmak istiyordu. O sıralarda çevresinde konuşulan bir muhabbete kulak kabarttı ve bu kişilerle bağlantıya geçerek onların hayat hikâyelerinden derleyeceği bir roman yazmaya karar verdi. Kahramanlarını da romana müdahil etmişti. Onlar, hem ana romanın hem de içerideki romanın kahramanlarıydı. Yazar da asıl romanın yazarı, aynı zamanda içindeki romanın da yazarıydı.
Roman kendi yazılma hikâyesini anlatıyordu. Romanın adı “Müşahedat” oldu.
Ahmet Mithat Efendi
Müşahedat
Özgür Yay.
S.: 432
Satın almak için tıklayınız: D&R
13 – Nimetşinas (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
Nimet, Arapça “nˁm“ kökünden türetilmiş “niˁmat” sözcüğüdür. “İhsan, refah, iyilik” anlamına gelir. Şinas, Farsça “şinās” sözcüğünden gelir. “Bilen, tanıyan” anlamındadır.
Nimetşinas, “iyilikbilir” olarak günümüz Türkçesine geçmiştir. “Kendisine yapılan iyiliği unutmayan" manasına gelir.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, kitabına “Nimetşinas” adını vermişti. Kitap, çok terbiyeli, dürüst ve namuslu bir kızın, hizmetçi olarak çalıştığı evin hanımının ölmesinden sonra ona olan sadakatini anlatıyordu. Amacı da kadın okuyucularına kadınlığın yüceliğini göstermek ve birkaç damla gözyaşı döktürmekti.
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Nimetşinas
Bilge Kültür Yay.
S.: 176
Satın almak için tıklayınız: idefix
14 – Safahat (Mehmet Akif Ersoy)
Safahat, Arapça kökenli “ṣafaḥāt” sözcüğüdür. “Hayatın değişik yüzleri, görünümleri” anlamına gelir. Arapça “sfh” kökünden türetilmiş “safha” sözcüğünün çoğuludur.
Mehmet Akif Ersoy, 1911-1933 yılları arasında 7 şiir kitabı yayımladı. İlkine “Safahat” adını vermişti. Daha sonraki çıkan kitaplar ikinci, üçüncü, diye ilerleyerek adlandırıldı ve hepsi “Safahat” adı altında toplanarak alt başlıklar da eklendi. Şiirler, dönemin sosyal sorunları, tarihi ve dini konuları ile ilgiliydi.
Mehmet Akif Ersoy
Safahat
İnkılâp Yay.
S: 552
Satın almak için tıklayınız: D&R
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış