Türk ve İslam coğrafyasında yüz binlerin tanıdığı bir ilim ve irfan önderi olan Ali Ulvi Kurucu’nun Hatıraları, pek çok döneme tanıklık ediyor. M. Ertuğrul Düzdağ’ın günlere yayılan uzun sohbetlerle kaydettiği ve on dört senede kitaplaştırdığı bu önemli eser, sadece İslam’ın ruhunu ortaya koymakla kalmıyor yakın tarihimizle ilgili bir şifre çözücü ve yol haritası olarak da karşımızda duruyor.
İslam dünyasının manevi ve siyasi binbir hadise ile sarsıldığı yakın tarihi bizzat yaşamış; önemli olayların şahidi olmuş ve mühim şahsiyetlerle tanışmış; bir Müslüman aydın, fikir ve mana büyüğü Ali Ulvi Kurucu, eserleriyle ve yaşamıyla Müslümanlara yol göstermeye devam ediyor.
İSLAM DÜNYASINA TANIKLIK ETTİ
İlk feyzini doğduğu Konya’dan aldıktan sonra yüksek tahsilini Kahire’de yapmış, son elli altı senesini Medine-i Münevvere’de yaşamış ve orada vefat ederek, sahabilerin yanına uzanmış mesut bir insan, büyük bir âlim Ali Ulvi Kurucu.
İslam dünyasının yakın tarihine bizzat şahitlik etmiş, önemli isimlerle tanışıp hemhal olmuş, yaşadığı hayatla Müslümanlara örnek teşkil etmiş olan Ali Ulvi Kurucu’nun Hatıraları, M. Ertuğrul Düzdağ’ın uzun ve titiz çalışmasıyla beş cilt hâlinde yayınlanan bu önemli eser, tarihe tanıklık etmenin ötesine geçerek Müslümanlar için önemli bir rehber olarak kütüphanelerdeki yerini aldı.
M. Ertuğrul Düzdağ, kitabın başında nasıl bir eserle karşı karşıya olduğumuz şöyle anlatıyor;
"İNSANIN HAYATA BAKIŞINI DEĞİŞTİRİYOR"
“Aziz okuyucuya, bu kitapla, okunduğu zaman insanın hayata bakışını değiştirecek olan bir eser sunulduğunu, ilk söz olarak arz etmek isterim. Önümüze açılmış olan sayfalarda, yokluğuna yandığımız ve son kırıntıları da kaybolurken üzülerek uzanmaya, tutup saklamaya davrandığımız güzelliklerden derlenmiş bir hazine bulunuyor. İlim, edep ve irfanın yanında
bu sayfalarda tarihimiz, dilimiz ve edebiyatımız da var.”
BEŞ CİLTTEN OLUŞAN KİTAP
Beş ciltten oluşan eserde; Konya’da geçen çocukluk ve gençlik yılları, Ezher’de okuduğu yıllar ve nurlu belde Medine-i Münevvere’de geçen elli altı sene ana aksı oluşturuyor.
Bunun dışında Ali Ulvi Kurucu’nun Muhammed İkbal, Doktor Muhammed Nasır, Şıh Ahmed Farisi, Şıh İbrahim Hoteni gibi İslam dünyasının mühim zatlarıyla hatıraları ve bu isimlerle İslam coğrafyası üzerine yaptığı önemli sohbetler yer alıyor. Ayrıca son ciltte üstadın kendi şiirleri, mektupları, rubai ve güfteleri bulunuyor.
Necip Fazıl Kısakürek, Ali Ulvi Kurucu ve 20’li yaşlarındaki Kadir Mısıroğlu bir arada. (1959)
KAYNAK NİTELİĞİNDE HATIRALAR
Konya’dan çıkıp Medine-i Münevvere’de biten bu anlamlı ve örnek hayat, Türkiye’nin ve İslam coğrafyasının süregelen pek çok sorununa da ışık tutuyor. Yaşamıyla yol gösteren, eserleriyle sözünü geleceğe taşıyan bu büyük âlimden herkesin öğreneceği pek çok şey bulunuyor.
Ali Ulvi Kurucu ile bağlantı kurup hatıratı yazan M. Ertuğrul Düzdağ, 1993 yılında eşi ve oğluyla Medine’ye giderek hocanın evinde iki ay kalır ve bu kaynak niteliğindeki hatırları kayıt altına alıyor.
İstanbul’a döndükten sonra konuşmaları daktilo ettiren Düzdağ, bin üç yüz sayfalık çalışmayı on dört sene gibi uzun bir sürede elden geçirerek eseri oluşturuyor. O dönem Türkiye’ye gelen Ali Ulvi Kurucu’ya yazılan bölümleri okuyan ve üzerinden geçen M. Ertuğrul Düzdağ, beş ciltlik eserin son hâlini göremeden vefat eden hocasının ardından şöyle dua ediyor;
“Bu sene nihayet hatıralar yayınlanabilecek hale geldi. Fakat ne yazık ki kitabı, dünya gözüyle, Üstad’ımıza takdim edemedik... İnşaallah yakın bir zamanda, dostlarımız büyük bir ilim, irfan, edep ve muhabbet hazinesi olan bu güzel eserin tamamına, ben de vazifemi itmam etmenin ve mensup olduğum ümmete böyle bir hizmette bulunmanın ecrine ve huzuruna
kavuşacağız... Cenab-ı Hak, hatıraları mü’min kardeşleri arasında var olundukça, ta kıyamete kadar, sevgili Ali Ulvi Kurucu Bey üstadımıza ve hepimize rahmetiyle muamele buyursun, âmin.”
ergul.tosun@ensonhaber.com
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış