Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler
Özel Haber

beyit

Sevdiğinize, eşinize sıra dışı ve etkileyici bir iltifatta bulunmak istemez misiniz? O hâlde, buyurun divan şiirine! Ona yüzlerce yıl boyunca dillere destan olmuş sevda beyitleri söyleyebilirsiniz. Divan şiirinin en güzel aşk mısralarını sizler için derledik.

Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler

“Gitdün ammâ kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile” (Neşâti)

Sen gittin; fakat canı, yani beni, özleminle beraber bırakıp da gittin. Ben, sensiz dostların sohbetini bile istemiyorum.

“Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb
Kılma dermân kim helâkim zehri dermândadır” (Fuzûlî)

Aşk derdiyle hoşnudum, ey doktor! Bana ilaç verme; benim helâk olmam, senin derman olsun diye vereceğin zehrindedir.

Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler

- “Haddeden geçmiş nezaket yâl-ü bâl olmuş sana;
Mey süzülmüş şişeden, ruhgâr-ı âl olmuş sana” (Nedim)

Nezaket, kuyumcuların altını tel hâlinde incelttiği araçtan (haddeden) geçerek, senin boyunu posunu oluşturmuş. Şarap, şişeden süzülerek yanağındaki allığı oluşturmuş.

- “Efendimsin cihanda i’tibârım varsa sendendir.
Miyân-ı âşıkânda iştihârım varsa sendendir” (Şeyh Galib)

Sen benim Efendimsin, benim bu cihanda itibarım varsa sendendir. Âşıklar arasında bir şöhretim varsa yine sendendir.

Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler

- “Aşk mıdır ki, can-ü dil mülkünü yağma eyleyen;
Aşk mıdır sinem içre gelip de cân eyleyen” (Muhibbi - Kanuni Sultan Süleyman)

Sevgilinin gönül varlığını yağma eyleyen aşk mıdır? Sonrasında cansız göğsüm içinde, gelişi ile bana tekrar can veren aşk mıdır?

- “Yoluna cânum revân itsem gere cânâ didüm.
Yüzüme bin hışım ile bakdı did cânun mı var?” (Zâtî)

Bağırdım; “Ah sevgilim canımı kurban etmem gerek senin için!” Sevgili, bin öfkeyle yüzüme baktı ve dedi ki; “Canın! Senin daha harcanmayan canın mı var?”

Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler

- “Bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ itsem n’ola?
Nice demlerdür esir-i iştiyâkıdur gönül” (Nef’î)

Bir nefescik olsun o güzel yüzü görmek için bin canım olsa da kurban etsem yeridir. Gönül nice zamandır onun arzusuyla yana tutuşa esiri olmuştur.

- “Ne şeb ki kûyuna yüz sürmesem o şeb ölürüm;

Ne gün ki kametini görmesem kıyamet olur” (Nef’i)

Hangi gece senin eşiğine yüz sürmesem, o an ölürüm. Hangi gün senin boyunu görmesem o gün kıyamet olur.

Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler

- “Canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr;
Öyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim” (Ahmed Paşa)

Ezel gününde sevgilinin gözü bana bir merhaba lütuf etti. Öyle mest oldum ki ondan sonra kimsenin merhabasını tanımadım.

- “Arz-ı hâl etmeye câna seni tenhâ bulamam,
Seni tenhâ bulacak kendimi aslâ bulamam” (Ulvî)

Sevgilim! Hâlimi, yani aşkından dolayı başıma gelenleri ve isteklerimi, arz etmek için seni yalnız bulamıyorum. Seni yalnız bulunca da kendimi asla bulamıyorum.

Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler

- “Derd-i aşkı gayrıdan sorma ne bilsin çekmeyen;

Anı yine aşık-ı nalana söylen söylesin” (Bakî)

Aşk derdini başkalarından sormayın. Aşkı çekmeyen onun ne olduğunu ne bilsin? Siz onu yine inleyen aşığa sorun ki, size hepsini bir bir anlatıversin.

Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler

- “Ayıttı ol peri bir gün düşüne girüren bir şeb,
Sevincimden nice yıllar geçipdür görmedim uyku” (Zati)

Sevgili, “Bir gece rüyana gireceğim” dediğinden beri heyecandan gözüme uyku girmiyor.

- “Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir;
Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç sâ'at” (Sâbit)

En uzun geceyi gök bilimci, takvimci ne bilir?  Dert sahibine bir sor ki, geceler kaç saat?

Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler

- "Güllü dibâ giydin amma korkarım âzâr eder;
Nazeninim sâye-i hâr-ı gûl-i diba seni" (Nedim)

İpek kumaşından, gül desenli bir elbise giymişsin de güzelim; korkuyorum o kumaşın üstündeki gülün dikeninin gölgesi seni incitecek.

Divan şiirinde aşkı gönülden anlatmış beyitler

“Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık istidâdı var.
Aşık-ı sadık menem, Mecnun’un ancak adı var”  (Fuzuli)

Bende Mecnun’da olduğundan daha fazla âşıklık kabiliyeti, sevmeye doğal eğilim var. Gerçek aşık benim Mecnun'un yalnızca adı var.

“Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne
Urma zahm-ı sîneme peykân peykân üstüne” (Rasih)

Ey sevgili! Gözlerini süzme ki, kirpik kirpik üstüne gelmesin; böylece gönlümde açtığın yaraya ok üstüne ok atmış olma.