Her satırında okuru duygudan duyguya sürükleyen, Emile Zola'nın Germinal romanı
Haber Merkezi

Germinal, işçi sınıfı mücadelesini destanlaştıran bir başyapıttır. Romanda, maden ocaklarındaki ağır ve tehlikeli çalışma koşulları, maden işçilerinin yoksulluğu, iç dünyaları, sevgileri ve mücadeleleri üstün bir anlatımla tasvir edilir.

Emile Zola'nın uzun süreli gözlemlere dayanarak ince ince ördüğü bu ölümsüz eser, tarih sahnesinde etkin bir özne olarak kendini duyuran proletaryayı, roman kahramanı olarak yeniden canlandırır.

Acımasız sömürüyü, adaletsizliği, işçilerin yarattıkları değerden neden hiç pay alamadıkları gerçeğini, okurun suratına bir tokat gibi çarpar.

Yazıldığı günden bugüne dünya çapında yüzden fazla ülkede yayınlanan ve sinemaya da uyarlanan romanda anlatılan, 2014 Mayıs'ında Soma'da yaşanan büyük facianın da gösterdiği gibi, tarihin acı bir sayfası değildir sadece, işçi sınıfının güncel hikâyesidir.

1860'larda, Fransa'nın kuzeyinde, sıradan bir gecede, genç ve işsiz bir adam olan Étienne, Montsou'ya yürümektedir. Burası, sömürüye, yoksulluğa ve ölüme terk edilmiş bir madenci kasabasıdır. Étienne, kasabanın geçim kaynağı olan maden ocağına inecektir. Ancak sermaye sahiplerinin giderek ağırlaştırdığı çalışma şartları, tüm kasaba halkını özgürlük ve ekmek için karşı konulamaz bir mücadeleye sürükleyecektir.

19. yüzyılda Fransa’nın kömür madenlerinde insanlık dışı şartlarda çalışan işçilerin sesi. Açlığın, sefaletin ve ölümün değdiği ailelerin sesi.

ÖFKENİN İFADESİ...

Germinal; tohum anlamına gelen bu Latince kökenli kelime, üzerinde yaşadıkları toprağı çatlatacak ve insanların vicdanlarında yeşerip yüzyıllarca boy verecek bir bilinci ifade eder. Germinal, insanlığın merhamet ve umut duygularının sömürülmesi karşısında duyulan öfkenin ifadesidir.

Zola’nın güçlü gözlem yeteneğiyle sunduğu yalnızca bir sınıf çatışması değildir, toplumdaki çatlakların tümüdür. Zola, ahlakın yalnızca alt tabakadan insanların sırtına yüklenecek bir vazife olmadığını vurgulamış, burjuvanın ve otoritenin alnındaki lekeleri de göstermiştir. Emeğin ve ekmeğin kitabı Germinal, yalnızca Fransız edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en önemli eserlerindendir.

1860'larda Fransa'nın kuzeyinde maden işçileri, çetin koşullar altında yaşam mücadelesi vermektedir. Çalıştıkları ocaklarda her an iç içe oldukları göçük ya da grizu patlaması tehlikesinin yanı sıra, açlık ve sefaletle boğuşup dururlar.

ZOLA'NIN DESTANSI ANLATISI

Son çare olarak gördükleri grev onlar için kaçınılmazdır artık. Her şeyi göze almaya hazırdırlar, içlerinde filizlenen umut en büyük destekçileridir. Ne yazık ki direnişleri acımasızca bastırılır. Şimdi geride sadece ölüm, kan, gözyaşı ve yok olan hayaller kalmıştır.

Germinal, dünya edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri. İnsanların çektiği büyük acıyı son derece gerçekçi ve evrensel olduğu kadar etkileyici bir dille de kaleme alan Zola, bu romanıyla adeta bir destan yaratmış.

Her satırında okuru duygudan duyguya sürükleyen, kâh yüreğini burkan, kâh öfkelendiren, kâh umutlandıran, soluk soluğa okunacak bir eser.