İskender Pala: Tarihi roman isteyen okurlarım Surname kitabıyla tarihin içine gömülecek

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkan Vekili ve yazar Prof. Dr. İskender Pala, yeni romanı Surname'ye ilişkin, "Bazı okuyucularımın tamamen tarihi romanları çok özlediğini hissettim. Onların da gönlünü yapmak gerekir. Tarihi roman bekleyen okurlarımız tarihin tam da içine gömülecek." değerlendirmesinde bulundu.

Usta yazar Pala, Kapı Yayınları'ndan okuyucuyla buluşan son romanı Surname'yi, yazım sürecini ve tarihi romanların önemini anlattı.

Pala, Osmanlı'da 1582 ve 1720'de gerçekleşen ve 15'er gün süren düğünler sebebiyle İstanbul'un Binbir Gece Masalları'ndaki gibi süslendiğini ve merasimler için güfteler yazılıp besteler yapıldığını söyledi.

AA'da yer alan habere göre; İskender Pala'nın kitabı hakkında yaptığı açıklamalar şöyle...

Zengin bir edebiyat türü

Sur kelimesinin düğün, Surname'nin ise düğün kitabı anlamına geldiğini belirten Pala, "Bu adı vermemizin sebebi, tarih boyunca zengin bir edebiyat türü olarak geliyor olması, biraz da genç okuyucuya böyle bir geleneğin varlığını anlatmak, hissettirmekti.

"Romanda bütün zenginlikler mevcut"

Bir surname kitabının satır aralarında, bir romanın ihtiyaç duyacağı bütün o zenginlik mevcut. Ben de bir kurgu yaptım. Osmanlı'da herhangi bir sultanın düğünü olabilir. Surname'nin, düğün kitabı olmak bakımından biraz da sevinç, keyif ve eğlenceye kapı aralayan bir tarafı vardı. Roman da biraz eğlenceli oldu. Bir konuyu kendime sancı edinirim ve o sancı üzerinden bugünkü topluma ne anlatmalıyım diye düşünürüm. Kitabı okuyup son sayfaya geldiğinde okurlar bir şeyler öğrenmeli fikrini hep taşıyorum. Osmanlı hayat sistemi içerisinde eğlencenin de var olduğunu ve bunun da belirli bir seviye taşıdığını, bu seviyeyi düşürmek ya da düşürmemek konusunda herkesin kendini sorgulaması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Bugünkü topluma, 'Sizin atalarınız böyle eğlenirdi', 'Böyle aşık olurdu'yu göstermek istedim.

Sayfa: 408

"Tarihi roman bekleyen okurlarım içine gömülecek"

Çevrenize bir bakın. İktisadi bunalımlar bile eğlenip eğlenememe üzerine düzenleniyor. Eğlence dediğimiz; sahne sanatları, görsel sanatlar, sinema vs. insanların hayatlarında o kadar önemli bir yer ediniyor ki anlayışları, fikirleri bunlarla yönlendirilebilir. Onun için oyun ve eğlenceye önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben bugünkü okuyucuya kendi kimliklerini ve sahip oldukları değerleri, aslında bulundukları aidiyeti, medeniyet kavramı içerisinde yer aldıkları tarafı ve buradan sıçramalar yaparak geleceğe yürüyüşlerinin nasıl olması gerektiğini anlatıyorum. Bazı okuyucularımın tamamen tarihi romanları çok özlediğini de hissettim. Onların da gönlünü yapmak gerekir. Tarihi roman bekleyen okurlarımız tarihin tam da içine gömülecek." diye konuştu.