Dünya edebiyatının iki dev ismi... Pablo Neruda ve Nazım Hikmet... İkisinin de hayatları acılarla dolu. Bu acılar şiirlerinin ana omurgasını oluşturdu desek yeridir. Mazım Hikmet yıllarca "vatan hainliği" nedeniyle ülkesinden uzak yaşadı.
Öldüğünde çok sevdiği Türkiye topraklarına değil, Moskova'da defnedildi. Bir şiirinde şöyle diyordur Nazım Hikmet; "Söyleyin Nazım Hikmet varan hainliğine devam ediyor."
Nazım Hikmet bunları yaşarken Pablo Neruda'nın hayatı baskılarla, yıldırma politikalarıyla geçti. 1973'te Augusto Pinoche komutasında gerçekleşen askeri darbe sonucu sosyalist Başkan Salvador Allende vahşide katledildi. CIA desteğiyle gerçekleşen darbede bütün ülke zarar gördü.
Aydınlar, yazarlar, şairler hapsedildi; kurtulanlar ise başka yerlerde kendilerine yeni hayat kurdular ülkelerinden uzakta. Bu aydınlardan biri de dünya edebiyatının usta şairi, Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Pablo Neruda'ydı.
Pinoccet diktatörlüğü ülkenin başına balyoz gibi inmiş, herkes sinmişti. Ama aydın sorumluğu başkaydı tabii. Pablo Neruda darbeye karşı çıkmış, askeri yönetimi bütün şiddetiyle lanetlemişti. Sert ve kararlı duruşuyla takdir toplayan Neruda'nın başına gelmedik kalmadı.
Ne mi oldu?
KİTAPLARINI VE EVİNİ YAKTILAR
Öncelikle şairin bütün kitaplarını yasakladılar ve yaktılar. Yetmedi evini yaktılar. Evsiz ve kitapsız... Hani evi anlarız ama bir şair kitapsız nasıl yaşayabilir ki?
Böyle bir girişi yapmamızın sebebi iki şairin ülkelerinde yaşadığı acıları, sıkıntıları karşılaştırmak değildir elbette. Sadece benzer acılar çektiğini göstermek için böyle bir girizgah yapma ihtiyacı hissettim. Nazım Hikmet ve Pablo Neruda'nın yakın arkadaşlığı edebiyat tarihinde özel bir yere sahiptir.
Dünyanın daha iyi yaşanılabilir hale getirmek için mücadele ettiler, bildiriler yayınladılar; şiirler yazdılar. Onların elinde sadece bu geliyordu çünkü. Sözün gücüne güveniyorlardı ve öyle de yaptılar. Dünya Barışı Konseyi'nde bir araya geldiklerinde, çekilen bir kare fotoğrafları tarihin tozlu sayfalarında yer aldı ama dostluklarını da dünyaya göstermiş oldular.
Neruda ve Nazım Hikmet Dünya Barış Konseyi'nde...
"NEDEN ÖLDÜN NAZIM"
3 Haziran 1961... Haziranda ölmek zordur. Türk şiirinin ustası, vatan şairi Nazım Hikmet bu dünyaya gözlerini kapattı. Meslektaşı, arkadaşı dostu Pablo Neruda şunları söyleyecekti Nazım'ın ardından;
"Neden öldün Nâzım? Senin türkülerinden yoksun ne yapacağız şimdi? Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar bulabilecek miyiz bir daha?."
ergul.tosun@ensonhaber.com
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış