Tarık Tufan'dan uzun süre unutulmayacak bir roman: Gece Açan Çiçekler
Haber Merkezi

Modern Türk edebiyatının ustalarından olan Tarık Tufan'dan yepyeni bir roman daha: Gece Açan Çiçekler, yazarın okurlarına yeni bir armağanı. Türk edebiyatının en çok okunan yazarlarının başında gelen Tarık Tufan'ın edebi dehası, başarısı yazdığı kitaplarda gizli desek yeridir.

Yeni okumalar yapmak isteyen kitapseverlere Tarık Tufan'ın yeni romanını tavsiye ediyoruz. Tufan'ın kalemiyle henüz tanışmayan okurlar varsa da bu romanla yeni bir başlangıç yapabilirsiniz.

Tarık Tufan'ın bugüne dek pek çok romanını okudum ve her okuyuşumda kendisine biraz daha hayran oluyorum. Geçtiğimiz günlerde Doğan Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan Gece Açan Çiçekler'i çok seveceksiniz.

İstanbul’un Vefa semtinde ayakta kalan son ahşap konaklardan biri; Canfeda Konağı, namı diğer Uğursuz Konak. Konağa hapsolmuş genç bir kadın; Halide. Yıllardır konaktan uzakta hayatlar süren kardeşleri; Cihangir, Zeliha ve Nihal.

KONAĞIN SAKLADIĞI SIRLAR

Annelerinin ölümünün ardından, konağın satışı için son kez bir araya gelen kardeşlerin talihsiz alınyazılarının gizemini çözecek sadece bir geceleri var. Geçmişle yüzleşirken, konağın senelerdir kilitli tutulan odasının kapısı aralanınca, ailenin günahları ve suçlarıyla konağın sakladığı sırlar ortaya dökülür.

Sayfa: 152

TARIK TUFAN'A DAİR...

1973 yılında İstanbul'da doğan Tufan, Kabataş Erkek Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Marmara Üniversitesi Orta Doğu ve İslam Ülkeleri Enstitüsü Sosyoloji Bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamladı.

Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayınlanmakta ve bazı televizyon kanallarında edebiyat-sohbet türünde programlar sunmaktadır. Yayımlanmış altı adet kitabının yanı sıra Uzak İhtimal ve Yozgat Blues filmlerinin senaristlerindendir. Tarık Tufan; Kraliçenin Pireleri, Hayal Meyal, Bir Adam Girdi Şehre Koşarak, Sen Kuş Olur Gidersin, Şanzelize Düğün Salonu, Kekeme Çocuklar Korusu gibi kitapları da kaleme aldı.

Yazar Tarık Tufan...

Kitaptan kısa bir tadımlık sunalım;

"BÜTÜN HİKAYELER GECE ANLATILIR"

“Hapsoldukları yerde gözlerini kapıya dikmiş son bir umutla birilerinin gelmesini bekliyorlardı. Istırap yüklü ruhlarının tek kurtuluşu buydu. Hayatlarının o en uzun gecesinde hikâyelerini anlatmayı seçtiler. Çünkü insan ölünce bedeni çürür, geriye yalnız hikâyesi kalır ve bütün hikâyeler gece anlatılır.”