
1 Nisan 1929 günü, şimdiki Çek Cumhuriyeti’nin güneyinde, Avusturya sınırına yakın bir şehirde, Brno’da bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Çağdaş dünya edebiyatının usta yazarlarından olan Milan Kundera, 11 Temmuz 2023'te 94 yaşında hayatını kaybetti. Yazdığı hicivlerle dönemin Sovyet Rusya'nın tepkisini çeken Kundera'nın ölümü edebiyat dünyası için büyük bir kayıp oldu.
Yazarın hayatına ve edebiyatına bakalım...
Adını Milan koyarlar. Babası Ludvik Kundera, ünlü Çek kompozitörü Leoš Janáček’in öğrencisi, deneyimli bir piyanistti. Daha sonraki yıllarda Ludvik, Janáček Müzik Akademisi’nin başına geçti.
Babasından aldığı müzik sevgisi ve donanımı Milan’ın yazarlık hayatında önemli rol oynayacaktır. Liseyi doğduğu kentte, Brno’da okuyan genç Milan, üniversite eğitimi için Prag’a gitti.
Charles Üniversitesi’nde iki yıl edebiyat öğrenimi gördükten sonra ilgisi başka bir alana kayar, film yönetmenliği ve senaryo alanında kendini geliştirmeye çalıştı.
İlk gençlik yıllarında Milan da çevresindeki gençler gibi 1948 yılında kurulan Komünist Parti’ye üye olmuştur. Ancak iki yıl geçmeden ayrıksı görüşleri nedeniyle bir yazar arkadaşıyla birlikte 1950 yılında partiden ihraç edilir. 1952 yılında eğitimini tamamladıktan sonra bir akademide göreve başladı.
Komünist partiye 1956 yılında yeniden üye olsa da, 1968 yılının 5 Ocak günü başlayan Prag Baharı’ndaki aktif rolü nedeniyle partiden yeniden ihraç edildi.
Milan, gençlik yıllarında en çok Avusturyalı yazarlar Robert Musil (1880 – 1942) ve Hermann Broch’dan (1886 – 1951) etkilendiğini söyler. Bir yandan Prag Film Akademi’sinde çalışırken bir yandan da oyunlar, denemeler yazmaya başlamıştır. İlk önemli eseri Perde – Umění románu1960 yılında yayınlandı.

YAZARIN ÖNCELİĞİ
Kundera, "Yazarların birinci önceliğinin geçmişte yaratılmış edebi eserlerden daha iyisini üretmek değil, o yazarların görmediğini görüp, söylemediğini söylemek" olduğuna inanır.
Daha sonraki eserlerinde de sıkça karşılaşacağımız gibi Kundera için “yedi” sayısı önemli bir anlam ifade etmektedir. Pek çok eseri yedi bölümden oluşmakta, çoğunlukla kurgu yedi karakterin üzerine inşa edilmektedir. Perde adlı eseri de yedi makalesinin yer aldığı bir deneme niteliğini taşır. Denemelere, Cervantes’in Don Kişot adlı romanı üzerine bir yorum ile başlar.

ETKİLENDİĞİ YAZARLAR VE BİR ROMANIN BAŞARISI
Yazara göre Batı medeniyetinin hamurunda romanlar vardır. Bu eserler bir ülkenin ya da bir dilin ürünü gibi algılansalar da yazılanlar sınırların ötesine geçmekte, etkileşimler yaratmaktadır. Kundera, bu kitabında Marquez’in Kafka’dan, Joyce’un Flaubert’den nasıl etkilendiğini örnekleriyle anlatır.
"Bir roman başarılı olacaksa yazarından daha akıllı olmak zorundadır. İşte bu nedenle Fransız entelektüellerinin romanları vasattır. Onlar her zaman romanlarından daha akıllı olmuşlardır."
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış