
Fransız edebiyatının belki de en çok okunan bu eserini, Leibniz'in mümkün dünyaların en iyisinde yaşadığımız felsefesine, Pope'un "Her şey iyidir" düşüncesine bir karşılık olarak yazar Voltaire.
Ünlü Fransız düşünürün bu kitabı yayınlandığında büyük ses getirmişti. Aykırı düşünceleriyle öne çıkan Voltaire, dönemin düşünce insanlarını da etkilemeyi bilmişti. Nitekim hem yaşadığı çağda hem de öldükten sonra öne sürdüğü düşünce kalıpları günümüzde bile felsefe bilimlerinin ana konularından birini teşkil etmeye devam ediyor.
Voltaire, her ne kadar düşünce kitapları ve yazılarıyla bilinse de onun Candide Ya da İyimserlik adında okunası romanı da mevcut.
Bir pikaresk roman olarak yazılan Candide'de iyilik, erdem, özgürlük gibi kavramlar sorgulanır; farklı ülke, hükümdarlık, kral ve toplumları eleştiren, yer yer hicveden bir üslupla ele alınır. Kitapta sıra dışı bir okuma olmakla birlikte Leibniz felsefesine dair çıkarımlarda bulunuyor.
Kitap, bugüne kadar öne sürülen bu felsefeye dair görüşlerine başkaldırı niteliğinde. Dünya edebiyatının okunması gereken ve önde gelen klasiklerden olan bu kitap, kitaplığınızda, kütüphanenizde mutlaka bulunmalı.
İyimser düşüncelerle yaşamını sürdüren genç Candide, bir gönül meselesi yüzünden Baron de Thunder-ten-tronckh'un şatosundan kovulunca, iyimser akıl hocası Pangloss ve karamsar filozof Martin'le uzun bir yolculuğa çıkar.
Varoluş amacı
Yolları Paris'ten El Dorado'ya, Paraguay'dan Türkiye'ye ve daha pek çok gizemli diyara düşen üçlü, yolculuk boyunca tanıştıkları köylüler, hükümdarlar, tüccarlar ve daha pek çok farklı insandan yaşama dair öğretiler topladıkları uzun bir maceraya atılır. Candide bu maceranın sonunda yaşamı ve insanı tanıyacak, varoluş amacını bulacaktır.

Sayfa: 152
Leibniz felsefesine dair...
Leibniz felsefede optimizmi ile tanınır. Örnek olarak, evren hakkındaki çıkarımı, sınırlı bir algıyla büyük olasılıkla tanrının yaratılmış olduğudur. Leibniz, Rene Descartes ve Baruch Spinoza ile beraber rasyonalizmin 17. yüzyıldaki en büyük savunucularından biri oldu.
Voltaire...
François-Marie Arouet adıyla, 1694'te Paris'te doğdu. Okuma tutkusu küçük yaşlarda La Fontaine Masalları'yla başladı. On yaşında bir Cizvit okuluna yazdırıldı; derslerinde oldukça başarılı olan Arouet'nin babası hukuk eğitimi almasını istiyordu, ancak gencin en büyük hayali yazmaktı ve hicivler kaleme almaya başladı.
Edebî yeteneğiyle saray çevrelerinde sevilen bir isim haline geldi. Alaycı üslubu arkadaşlıklarını pekiştirse de, Orléans Dükü II. Philippe'den söz ettiği bir yazısı Bastille'e hapsedilmesine neden oldu.
Bastille günlerinde, Voltaire mahlasıyla yayımladığı ilk eseri Œdipe'i (Oedipus) kaleme aldı. Œdipe hem yazara güçlü bir tanınırlık hem de Fransız Aydınlanması'na katkı sağladı.
Yine bir asilzadeyi gücendirmesi sonucu İngiltere'ye sürgüne gönderildi. Sürgün yıllarında edindiği izlenimleri Lettres Philosophiques sur Les Anglais İngilizler Üzerine Felsefi Mektuplar) eserinde topladı.
İngiliz monarşisine duyduğu hayranlık Fransa'da tartışma yaratınca yeniden Paris'i terk etmek zorunda kaldı. Önce Château de Cirey'e, ardından birliktelik yaşadığı markizin ölümüyle Berlin'e yerleşti.
Büyük hayranı Kral Friedrich'i de kızdırmayı başarınca Paris'e dönmeye kalktı; XV. Louis'den hoşgörü bulamayınca Cenevre'ye gitti. Burada Candide'i kaleme aldı, eseri beğeni toplayınca Ferney'de bir malikâneye yerleşti ve son yıllarını burada geçirdi.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış